O sese kulak verin!

A -
A +

KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın, mafya konulu bir dizide rol alacağı duyulunca kızılca kıyamet koptu. Ben dizi hakkında yorum yapmayacağım. Çünkü günde 4-5 saat bile uyumaya vakti zor bulan bendeniz için dizi izlemek büyük lüks. Ben, sayın Denktaş'ın feryadını değerlendirmek istiyorum. Bunun için de önce tarihe kısa bir yolculuk yapalım. 1918-1919'da Yunan ordularının Türk topraklarını işgali ile iki millet arasında kıyasıya bir savaş yaşanmış. Sonunda haklı olan kazanmış ve Yunan ordusu mağlup olmuş. Böyle bir durumda beklenir ki düşmanlık en üst seviyeye çıksın. Hayır, Mustafa Kemal'in eşsiz dış politika dehası ile iki ülke arasındaki uçurumun üzerine barış köprüleri kurulmuş. Yunan Kralı ve devlet yöneticileri defalarca Türkiye'ye gelmiş. Türkiye'den de oraya ziyaretler gerçekleşmiş. Size yalnızca 1952 ve 1953 yıllarındaki trafiği aktarayım. 1952'de Türkiye ile Yunanistan arasında vize kalkmış. Ardından Menderes ve Dışişleri Bakanı Köprülü Yunanistan'ı ziyaret etmiş. Türk-Elen Dostluk Derneği kurulmuş. Yunanistan Kralı 1. Paulos Türkiye'ye gelmiş. Sıkı durun, 17 Ağustos 1952'de Türkiye ve Yunanistan Ege Denizi'nde ortak tatbikata başlamış. Düşünün, 30 yıl önce birbirinin gırtlağına binen iki ülkenin askerleri ortak tatbikat yapıyor. Yine aynı yıl Cumhurbaşkanı Bayar Yunanistan'a gitmiş. Ardından Yunanistan Başbakanı Papagos Ankara'yı ziyaret etmiş. Hatta ve hatta Hükümet, 1954 yılında İzmir'in kurtuluş günü törenlerini bile yasaklamış ki dostluk bozulmasın... *** EOKA belası Her şey yolunda giderken, düşmanlık tohumlarının serpilmesi için şer odakları yeniden düğmeye basmış ve başarılı da olmuşlar. 1 Nisan 1955'te resmen faaliyete geçen EOKA terör örgütünün bacasından Kıbrıslı Türklerin üzerine öldürücü lavlar fışkırmaya başlamış. EOKA teröristleri, camileri bombalamış, masum insanları katletmiş, Türk köylerini basmış, talan etmişler, yakıp yıkmışlar. Yani barış ortamının temeline bir kez daha kendileri dinamit koymuşlar. Ve bu olup bitenler, 1959'da kurulan ortak Kıbrıs Cumhuriyeti çatısı altında yaşanmış. Kısacası sayın Denktaş şunu diyor: "Geçmişte Kıbrıs Cumhuriyeti diye aynı çatının altına toplandık insanca ve kardeşçe yaşamak için. Ama, öldürüldük, katledildik, evimiz barkımız yakıldı, yıkıldı. Hep ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördük. Bizi tekrar bu ateşin içine atmayın. Bu adamlara güvenmiyoruz." Denktaş bunları söylemek istiyor ama sesini duyuramıyor. Ne yapsın o da gidip dizi oyuncusu oluyor. Hanımlar, beyler vatansever refleksi bunu gerektirir... *** SON SÖZ: Denize düşen yılana sarılır. TÜRK ATASÖZÜ

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.