Ortak akıl: Savaşa ve Annan Planı'na hayır

A -
A +

Ankara Ticaret Odası olarak, geçtiğimiz Cuma günü Başkent'te faaliyet gösteren 112 sivil toplum örgütünü biraraya getirdik. "Sivil Toplum Meclisi" adı altında gücümüzü birleştirmek, tek ses, tek nefes olarak bütünleşmek bugünlerde Türkiye için yapabileceğimiz en değerli katkılardan biri oldu. Sivil Toplum Meclisi, daha ilk toplantısında ABD'nin muhtemel Irak operasyonu ve KKTC gibi hayati önem taşıyan iki konu hakkında ittifakla karar aldı. Ortak akıl, "Irak'ta savaşa ve Annan Planı'na hayır. Bu savaş Türkiye'ye hayır getirmez, Annan Planı kabul edilemez" dedi. Kamuoyunun bilgisine sunduğumuz deklarasyonda yer alan hususları kısaca özetlemek istiyorum: Annan Planı, Ada'daki Türk varlığını yok etmeye yöneliktir. Annan Planı uyarınca, KKTC topraklarının %21'i Rumlar'a verilecektir. KKTC'ye bırakılması öngörülen toprağın %27'si tarıma ve yerleşime elverişli değildir. Ayrıca Annan Planı gereği, KKTC topraklarının %11.6'sına Rumlar yerleşecektir. Bu planın kabulü halinde KKTC'nin sadece tarım sektöründen kaybı 127 milyon dolar olacaktır. Diğer yandan, 51 yerleşim yeri Rumlara bırakılacak ve 55 bin Türk göç tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktır. 60 bin Rum Türk tarafına yerleşecektir. Toplam 1350 işletme kapanacak ve çalışan nüfusun %15'i işsiz kalacaktır. Annan Planı Kıbrıs Türk halkına ekonomik, sosyal ve psikolojik bir yıkım vaad etmektedir. Bu planın kabulü halinde Kıbrıs Türk halkı her açıdan çöküntüye uğrayacaktır. Çözüm diye sunulan Annan Planı ile KKTC yok edilmek istenmektedir. Annan planı bu haliyle "uzlaşı" değil bir "işgal" planıdır. Biz, bu plana, bu dayatmaya, bu oldu bittiye "hayır" diyor ve KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'a tam destek ve "sivil yetki" veriyoruz. Türkiye bütün kurumları ile Sayın Denktaş'ın arkasında durmalıdır. Hükümetten de Kıbrıs Politikasını bu doğrultuda netleştirmesini, kararlı ve tek bir ses olarak uluslararası arenaya mesaj vermesini bekliyoruz. Irak Savaşı'na gelince; 1991 yılında Saddam rejimine karşı yürütülen savaş sonrasında Türkiye, yalnız bırakılması ve uluslararası yükümlülüklerin inkar edilmesi nedeniyle, Irak ve Kuveyt'ten sonra en fazla zararı gören ülke olmuştur. Bağdat'ın yanında yer alanlar dahi o dönemi küçük çiziklerle atlatırken, Türkiye büyük sıkıntılar yaşamış, tazmin edilmeyen savaş zararları ekonomik verilerimize olumsuz yansımıştır. Türkiye, Körfez Savaşı nedeniyle, yaklaşık 100 milyar dolarlık bir zarara uğramış ve çok büyük bir ekonomik bedel ödemek zorunda bırakılmıştır. Türkiye yaşadığı ağır ekonomik krizin etkilerini ve 1991 Körfez Savaşının maddi yükünü, henüz üzerinden atamamıştır. Ayrıca Irak'ın kuzeyinde oluşan otorite boşluğu nedeniyle, Türkiye'yi bölmeyi hedef alan terör örgütleri faaliyetlerini daha da artırmış ve bu boşluk, çok sayıda vatandaşımızın canına mal olmuştur. Şimdi aynı durum Kuzey Irak'ta bir Kürt Devleti kurma girişimleri ile yeni bir boyut kazanmıştır. Irak'ın toprak bütünlüğü korunmalıdır. Bunun için Türkiye elinden gelen herşeyi yapmalıdır. Biz Ankara sivil toplumunun temsilcileri olarak, sınırlarımızın bitişiğinde sonunu göremediğimiz bir kaos istemiyoruz. Irak'ın toprak bütünlüğünü bozacak, Türkiye'nin güvenlik gereklerini gözardı edecek, bölgenin dengelerini değiştirecek ve tüm bunların maliyetini Türkiye'ye çıkaracak bir müdahaleye kesinlikle karşıyız. Sorunların görüşmeler yoluyla ve barış içinde çözülmesini, uluslararası camianın kararlarına uyulmasını istiyoruz. Unutulmamalıdır ki savaş bir insanlık suçudur ve bu suç yanı başımızda binlerce masum sivil halkın ölümüne neden olmamalıdır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.