Tam teslimiyet

A -
A +

Günlerdir bir Avrupa Birliği kaosu yaşıyoruz. İçeriğinden bîhaber olduğumuz anayasalar imzalanıyor. Vatandaşların arasına nifak tohumu eken raporlar yayınlanıyor. Her kafadan bir ses. Tam bir curcuna. İnsanlarımız tedirgin. Çünkü ne olup bittiğini bir türlü kestiremiyorlar. Bir süre önce AB Anayasası, birlik üyeleri tarafından imza edildi. Metnin altında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin de imzası var. Gerçi konunun uzmanları, Türkiye'nin tam üye olmadığı için imzanın, yalnızca "gözlemci" sıfatını taşıdığını söylüyorlar. Gelelim Anayasa metnine... Kaç kişi bu Anayasa'nın içeriğinden haberdar? Ortada ciddi bir traji-komik durum var. Anayasa metni hâlâ Türkçe'ye çevrilmedi. Yalnızca 2003 tarihli taslak metne ulaşmak mümkün. Tüm bu olumsuzluklara rağmen, bir bayram havası estirilip duruyor. Gazete manşetlerine bakarsanız, sanki AB yetkilileri, kapıları sonuna kadar açtı ve bizi içeri davet etti. Gümrük Birliği 1996 yılında Gümrük Birliği'ne girdiğimizde, aynı manşetler atılmadı mı? Havalara uçuyorduk. Peki ne oldu? Gümrük Birliği'nin tam anlamıyla bir "kazık" olduğuna hep birlikte şahit olmadık mı? Onlar birlik, biz pazar olduk. Onlar ellerini kollarını sallayarak Türkiye'nin en ücra köşelerinde bile mal satarken, bizim tüccarımız için Gümrük Birliği, "Gümrük Duvarı" oldu. AB ülkelerinin Türkiye'deki temsilciliklerinin vize bölümleri, eziyet ve çile kapısı haline geldi. Gümrük Birliği'nin Türkiye'ye maliyeti 79.5 milyar dolara ulaştı. Yanlış okumadınız tamı tamına 79.5 milyar dolar. 500 milyon dolar için IMF kapılarında el avuç açtığımızı hesaba katarsak, bu paranın Türkiye ekonomisi için ne kadar önemli olduğu ortaya çıkar. Avrupalı uyanık Türkiye AB'ye tam üye olmadan, Gümrük Birliği'ne alınan tek ülke konumunda. Yunanistan 1981'de tam üye oldu AB'ye ama Gümrük Birliği'ne 1986 yılında girdi. İspanya ve Portekiz'in tam üyeliği kabul tarihi 1986. Ama Gümrük Birliği'ne 1993 yılında girdiler. Bizim Gümrük Birliği'ne girişimiz olan 1996 yılından beri, AB'nin açtığı kara delik sürekli büyüyor. Her yıl ortalama 10 milyar dolar dış ticaret açığı veriyoruz. Yabancı sermaye bekledik, tam tersine yerli sermaye yurt dışına kaçtı. Önümüze uzatılan AB havucu nedeniyle imzaladığımız Gümrük Birliği Anlaşması, başımıza geçirilen bir çuval oldu. Türkiye'nin AB'ye tam üyelik sevdasından önce bu çuvalın bir an önce sökülüp atılması için uğraş vermelidir. Aksi halde, Türk ekonomisi nefeslenemez ve AB macerası, "Gümrük Birliği Oyunu"nun ikinci perdesi olmaktan öteye gidemez. Ve de bu oyuna bir kez daha gelirsek, tam üye değil, bu kez tam teslim oluruz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.