Ulusal çıkar ve ulusal sınır

A -
A +

İki yıl öncesine gidelim. ABD, Irak'a kuzeyden cephe açmak için Türkiye'de asker konuşlandırmak ve Irak'a birlikte operasyon önerisi getirmişti. Başbakanlık bir tezkere hazırlayıp TBMM'ye sunmuştu. Ancak, tezkere 1 Mart 2003'te reddedilmiş ve ABD ile Türkiye arasındaki ipler iyice gerilmişti. İki yıllık süreç sonunda da ipler koptu. Ve şimdi ABD, Türkiye'ye karşı psikolojik savaşın her türlü enstrümanını kullanarak, ihanetin (!) acısını çıkarmaya çalışıyor. Dünyaca ünlü gazetelerde Türkiye'yi karalayan makalaler yazılıyor, televizyon dizilerinde zina yapan kadınların kafalarının kesildiği Türkiye portresi çiziliyor. Şüphesiz gerisi gelecektir. *** Gidişat Türkiye açısından son derece endişe verici. Çünkü, ABD'nin oluşturmak istediği "fesli, kara çarşaflı, kafa kesen" bir Türkiye imajı, batı dünyasında yer edinirse büyük sıkıntılar yaşarız. Şunu artık iyi bilelim. Ne 1970'lerin "Go home yanki" mantığıyla ne de dini ve milli duyguların itelemesi ile ABD'ye kafa tutmanın bir fayda sağlayacağı mümkün görülmüyor! Dünya artık tek kutuplu. Eskiden ikisi arasındaki dehşet dengesi nedeniyle rahattık. Ama şimdi mahallenin tek kabadayısı var. Bu kabadayıya, ünlü çizgi kahramanımız "Avanak Avni" türünden efelenmek ters sonuç verir ki, verdi de... Bu nedenle, iki yıl önce tam da bugün kurulan 59'uncu hükümetin, ABD ile ilgili dış politikamızı acilen gözden geçirmesi gerekiyor. Zira Türkiye'nin bölgesel gelişmelerle ilgili inisiyatifi tümden tükenmek üzere. Tamam temel felsefemiz "yurtta sulh, cihanda sulh" olmalı. Ama cihan yanıyor. Yangın da tam başucumuzda ve her an bize sıçrayabilir. Bu nedenle, ucuz milliyetçilik, dindaş edebiyatı ve modası geçmiş solcu söylemlerini bir kenara bırakmalıyız. Temel argümanımız, ulusal çıkarların ne gerektirdiği olmalıdır. Hükümet bu konuda bir yol haritası çıkarmalı ve adım adım bu harita üzerinde yol alınmalıdır. *** Şu gerçeği unutmayalım, ulusal çıkarların korunması için ulusal sınırların dışına çıkmak gerekebiliyor. Ulusal çıkarların korunması için bazen hiç istemediğiniz ittifak arayışları içinde olabiliyorsunuz. Tarih bunun örnekleri ile dolu. Maalesef bugünkü durum, bu değerlendirmemi haklı çıkarıyor. Müslüman Irak halkı katlediliyor tamam ama, mahallenizde bir yangın çıksa, ilk önce kendi evinizdeki çoluğunuzu çocuğunuzu kurtarmak istemez misiniz? *** SON SÖZ: Hata yapmamak için hiçbir şey yapmamak, en büyük hatadır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.