Köfte kokusuna bir kamyon kereste!

A -
A +

“Bu sözler bazılarına masal gibi gelir ama o kokuya bir değil üç kamyon bile indirilirdi...”

 

 

 

Köyümüzün iki emektarıydı onlar... Nasır bağlamış elleriyle hayatı çile yapıp örmüşler, yanık bağırlarını gerektiğinde alın teriyle söndürmüşlerdi...

 

Şimdi hayatın zorluklarından söz edenler vardır elbet... Ama o zaman da kolay değildi kazanmak... Kolay değildi hayat...

 

Kimine rüzgâr gülü gibi eğlence iken kimine meltem gibi esen hayat kimine yaprak kıpırdatmıyordu...

 

Böyle zor geçen günlerden birinde “ya nasip” diyerek amelelik yapmak üzere ilçeye yollanıyorlar köyden...

 

Gittikleri yer belli... İlçenin en işlek kahvesi... Vakit de öğleye yaklaşıyor hani...

 

Kahvenin yanında da bir köfteci var. Yakmış odun kömürünü, ısıtmış mangalı, atmış üstüne köfteleri cızır cızır cızırdıyor...

 

Arkadaş o köftenin cızırtısı kulakları en tatlı nağme gibi cilalar iken kokusu da burun deliklerinden girip vücudun tamamına temenna gönderiyor...

 

O kokuya bayılmamak mümkün mü? Bir kokuyor, bir kokuyor ki dönüp bakmamak imkânsız...

 

Ah çaresizlik... Cep delik cepken delik... Beş kuruş para yok ki:

 

“Ver ustam şurdan bir yarım ekmek” diyeler...

 

Birbirine göstermeden köfteye iç çekip dururken kahveye doğru bir adam yanaşıyor... Kerli mi kerli ferli mi ferli, göbekli bir adam. “Merhaba!” dedikten sonra eliyle ilerisini gösteriyor:

 

“Şurada bir kamyon kereste getirdim de yıkacak iki adam arıyorum.”

 

İkisi birden fırlıyorlar... “Ben varım” diyerek. Öyle ki o hızla maratona çıksalar atletler yaya kalır...

 

Çünkü başkasından önce işi kapmak gerekir... Ne için? Bir ekmek arası köfte yemek için...

 

Gidiyorlar bir kamyon odunu indiriyorlar aç acına... Sonra da o zamanın parasıyla kırk lira alıp ayrılıyorlar kamyondan... Doğruca köfteciye...

 

“Çek ustam birer köfte” diyorlar, şöyle tıka basa yiyorlar ama o köftenin kokusunu yerken alamıyorlar... Çünkü kavuşmuşluk var... Az öncesinde köfteye hasretlik vardı... O hasretlik ile o beden bir kamyon odunu indirmekte bana mısın dememişti. Ama şimdi para alınmış ve köfte yiyecek paraya ulaşılmıştı.

 

Rabbim kimseyi açlıkla terbiye etmesin dedikleri işte bu olsa gerek...

 

     Haşmet Demir

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.