Sevgide sınır yok ki...

A -
A +

Sevgi; gönlümüzün derinliklerinden çıkıp geliveren en güzel duygulardan birisidir. Sevgi kelimesi bile insana yürekten coşku, haykırış ve huzur veriyor. Bize yaratılışımız ile birlikte sevgi hisleri ne kadar da bol ve cömertçe bahşedilmiş. Bu sevgilerden birkaçını çok kısa olarak ele alalım.

 

Allah sevgisi; bizleri yoktan var eden yaratıcımızı gönülden seviyor ve şükrediyoruz…

 

Vatan sevgisi; atalarımız birçok fedakârlıklara ve zorluklara katlanarak bu toprakları ve bağımsızlığımızı kazanmışlar. Bizlerin bu günlere gelmesine vesile olan ecdadımızı minnetle anıyor şükranlarımızı ve sevgimizi sunuyoruz…

 

Bayrak sevgisi; büyük zorluklar içinde olmalarına rağmen bağımsızlığın sembolü olan Türk Bayrağımızı sembolleştiren atalarımızı seviyor, bağımsızlığın rengi olan kırmızı-beyaz’ın anlamını biliyoruz…

 

Anne-baba sevgisi; hayata gözlerimizi açtığımızdan itibaren ilk karşılaştığımız anne-babamız. Onların sevgisi, merhameti bizleri bu günlere getirdi. Onları ihmal etmeyelim, üzmeyelim. Sık sık ziyaret edip hâl ve hatırlarını soralım. Bu devran şaşmaz sırayı takip ediyor. Çocuk-baba-dede; çocuk-anne-nine ömür olduktan sonra hayat  böyle geçiyor. Bu sıralamanın neresinde olursak olalım onlara üzerimize düşen görevleri en iyisini yapma gayreti içinde olalım. 

 

Millî bayramlarımızda büyüklerimizi ziyaret edelim. 9 gün tatil gözüyle bakıp ticari gaye gütmeyelim. Otel ortamlarında pek de alışık olmadığımız şatafatlı ortamlarda geçici ve içi boş sevgi yerine gerçeğimize dönelim. Anne-babamızı ve yakın dostlarımızı da ziyaret edelim. Bunun manevi huzurunu tadalım. Ekonomi canlanacak diye manevi sevgilerimizden mahrum kalmayalım.   

 

Aile bağları üzerinde Avrupa iyice çıkmaza girdi. Yaşlı nüfus çoğalmakta ve yalnızlık içinde tek başlarına boş odalarda ömür tüketiyorlar. Aile kavramının önemini ve değerini bilelim. Birlik beraberlik ve dayanışma içinde olalım.

 

Nurettin Bozan-Eskişehir

 

 

ŞİİR

 

 

     Beyhude

 

 

 

Sinem yedi, yedi yerinden gurbetin

 

Sılaya varmadan tükendi takatim

 

Mühürsüz ferman gibiyim yok kadim

 

Beyhude çağırır tellal yâr, yâr beni

 

 

 

Suyu sıkılmış buluta benzer ruhum

 

Çöller rotamdır, serapsız hayal kuyum

 

Salsam da kovamı çıkmaz bir yudum

 

Bitkisiz dağlar, çöllerdir benim yurdum

 

 

 

Fırtına, hislerime siper almış mevziinden

 

Girdabında gönlüm alabora oldu derinden

 

İkimiz kaldık ruhum ve bedenim yeniden

 

Sarıl sımsıkı derin derin örtsün kemiğinden

 

 

 

Rüzgâr soğuk eser ruhumun limanına

 

Kalbimin tıkırtısı kelimesiz ağlar

 

Heyhat gemi teslim olmuş, yanlış pusulaya

 

Kara görünmez, yok ki artık koca dağlar.

 

 

 

Gönül bekler gözün haberini zamansız

 

Ufku vuslat vurdu görünmüyor varansız,

 

Hayatın hayaline koşar ruhum amansız

 

Serap da kalmadı ömür susuz tükendi

 

 

 

     Yavuz Selim Bulut

 

 

MERAKLI BİLGİLER

 

 

Pamuk taşı: Doğal olarak çıkan kaynak suların diplerinde çökelerek biriken ve pamuk gibi bembeyaz bir görünüme sâhip olan silisyumlu ve kimyevî menşeli kalker şeklindeki taşlar. Pamuk taşları, kapalı oyuklarda bulunan kaynak sularının diplerinde ve kenarlarında meydana gelir. Bu taşların meydana gelmesi, yeryüzü olaylarının en ilgi çekicilerindendir. Yer altı suları akışlarını devam ettirirken, rastladıkları kireçli kayaları eritirler. Bu suların karbondioksit oranları çoksa kayalar daha kolay eriyerek suya karışırlar. Bu sebeple suların içindeki erimiş kalkerler çoğalır. Su yeryüzüne çıktığı zaman, içinde taşıdığı kalker parçaları kaynağın etrafına ve dibine çöker. İşte, bu şekildeki çökeltinin sonucu meydana gelen taşlara “pamuk taşı” ismi verilmektedir. Pamuktaşlarını meydana getiren kaynak suları sıcak sulu, soğuk sulu olmak üzere, iki kısımdır. Denizli yakınlarında bulunan “Pamukkale” soğuk sulu kaynaktan meydana gelmiş pamuk taşlarıdır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.