Hiç şüphesiz son peygamber Muhammed aleyhisselam, insanların en iyisi idi. Güzel ahlakı, bütünüyle göstermek için gönderilmişti. Bu güzel ahlakı kendi bizzat yaşadı. Onun bu ahlakından etkilenenler yani Eshab-ı kiram hâl ve hareketlerinde onun gibi davranmaya çalıştı. Onları görenler de onlara benzemeye çalıştı. Böylece güzel ahlak nesiller boyu aktı gitti. Bu güzel ahlak, hazreti peygamberin ahlakı idi. Yani sonrakilerin güzel ahlakının kaynağı onun ahlakı olmuştur. Bu da şu demektir ki onun güzel ahlakı yayılmasaydı Eshab-ı kiram olmazdı, Hasan-ı Basri olmazdı, Abdülkadir-i Geylani olmazdı, Şah-ı Nakşibend olmazdı, İmâm-ı Rabbani, Mevlâna, Yunus Emre olmazdı. Yani dünyada var olan iyilikler onun ahlakından neşet etmektedir. Geri kalan az bir kısım ancak insan iradesinden gelebilmektedir.
Görünen o ki Allahü teâlâ insanlara lütfetmeyip Peygamber göndermeseydi insanlar kötülükleri ile baş başa kalıp bu kötülüklerinin sebep olduğu karanlıkta boğulurdu.
Herkes asrısaadette dünyaya gelememiştir ki ondan bu nuru alsın. Bu imkân ancak hocanın sahip olduğu ve kendisinden alınan nur silsile olarak hazreti peygamberden ona kalandır. Tabii hocadan talebeye her geçişte ışığın bir kısmı kaybolur. Böylece nur yaptığı bu yolculuğu parlaklığını azaltarak devam ettirir. Her geçen gün ahir zamana ve kıyamete daha yakındır. Eğer öyle olmasaydı, sevgili peygamberimizden yayılan nur aynı gücünde kalmaya devam etseydi karanlık kendine yer bulamazdı. Günümüzde de sevgili Peygamberimizin güzel ahlakını yaşamaya çalışan insanlar azaldıkça kötülükler güçlenmiştir. "Hazreti Peygamberin nuru azaldıkça kötülükler artıyor" sözünün manası da bu olmalıdır...
Özcan Emir
Annem
Sevgiyle aşkla sardın kucakladın beni,
Besmele ile süsledin gönül hanemi
Her gece ninni söyledin gözlerin nemli
Annem güzel annem, sensin yüce velâyet
Gecelerde Allah diye diye uyuttun,
Helal lokma ile Yunus gibi büyüttün.
Ateşlere yandım gözyaşıyla soğuttun
Annem güzel annem, sensin yüce velâyet
Güle oynaya koynunda büyüttün beni
Kartal kanatlarınla kolladın sen beni.
Nice naz, zahmet, dert ile üzdüm seni
Annem güzel annem, sensin yüce velâyet
Bizi büyüttün şimdi nur yüzlü ninesin
Namaz, zikir, dua ile her dem bizimlesin
Ukbada da sevgili hacı annemizsin
Annem güzel annem, sensin yüce velayet
Mehmet Gülal
VELAYET: 1. Velilik. 2. Otorite. 3. Yetke.
MÜREFFEH: Gönençli.
MÜKERREM: Saygı değer, hürmete lâyık, yüce, aziz.
MÜVEKKİL: Birini kendine vekil olarak seçen erkek. Müvekkile: Birini kendine vekil olarak seçen kadın.
TEMENNİ: 1. Bir şeyin gerçekleşmesini dileme. 2. Dilek.
TEENNİ: İlerisini düşünerek acelesiz iş görme, ağır davranma.
TENAKUZ: Çelişki.
NEŞET: Çıkma, ileri gelme.
Yetenekli Kalemler'de önceki yazılar...