Zamanın kıyısında

A -
A +

Hayat, çoğu zaman farkına bile varmadan içinden geçip gittiğimiz bir ırmak gibi… Zaman ise bu ırmağın hem taşı hem suyu hem de akışıdır. Tutmaya çalıştıkça elimizden kayan, geri getirmeye çalıştıkça bizden uzaklaşan en kıymetli hazinemizdir.

 

Doğduğumuz an başlıyor gibi görünse de zaman, aslında çok daha önce, Berzah âleminde ruhlarımızın yaratıldığı ilk anda başlar. Ölümle bittiğini sandığımızda ise bizi yeni bir başlangıcın eşiğine bırakır. İnsan, zamanın içinde yoğrulur, şekil alır, olgunlaşır. Bize düşense, bu akışı fark etmek ve doğru okuyabilmek.

 

Zaman, sabırlı bir öğretmendir. Ne kadar acele edersek edelim, o kendi ritminde yürür. Gençlikte kalabalıklar içinde koşarken, yaş ilerledikçe kalabalığın yerini dinginliğe bırakırız. Eskiden eğlence sandığımız şeyler, yerini anlamlı sohbetlere bırakır. Bir sabah çayını yudumlarken gazete okumak, koşuşturmadan çok daha kıymetli hâle gelir.

 

Zamanla öğreniriz ki herkesle her şeyi konuşmak gerekmez. Her doğru, her yerde söylenmez. Bazı sözlerin susarak da söylenebileceğini, bazı hakikatlerin sadece yaşanarak anlaşılacağını fark ederiz. Ve bir gün, nasihat ettiğimiz çocuklarımızın gözlerine bakarken, o kıymetli öğütleri hangi bedellerle öğrendiğimizi anlatma sırası bize gelir.

 

Zamanın kıymeti, sadece saatlerle, takvim yapraklarıyla ölçülmez. Asıl kıymet; onu nasıl, nerede ve kimlerle geçirdiğimizdedir. Hayatımıza ne kattığı, bizden ne götürdüğü ve bizi kimlere dönüştürdüğüyle ilgilidir.

 

Çünkü zaman, yalnızca geçip giden bir olgu değil; aynı zamanda bizi dönüştüren, sınayan ve büyüten bir yoldur. Onun kıyısında durup geriye bakmak, aslında kendimize bakmaktır.

 

     Hülya Yavuz

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ŞİİR

 

 

     Gitme vakti

 

 

Yalancı bir dünyadayız

 

Gitme vakti geldi gibi

 

Yıllar oldu sınavdayız

 

Gitme vakti geldi gibi

 

 

 

Kaportamız dökülüyor

 

Tuttuğumuz sökülüyor

 

Kırılıyor bükülüyor

 

Gitme vakti geldi gibi

 

 

 

Bir yolunu bulamayız

 

İmtihanda kalamayız,

 

Sıramızı savamayız

 

Gitme vakti geldi gibi

 

 

 

Nice şöhret milli, gitti

 

Sosyeteydi zilli gitti

 

Çift gamzeli çilli gitti

 

Gitme vakti geldi gibi

 

 

 

Nöbetçi der; bekliyoruz

 

Güne günler ekliyoruz

 

Terliyoruz tekliyoruz

 

Gitme vakti geldi gibi

 

 

 

     Nöbetçi Şair (Şahin Ertürk)

 

 

 

 

 

 

GÜZEL YURDUMUZ

 

 

NEVŞEHİR: Nevşehir ve çevresi beş bin senelik bir tarihe sâhiptir. Hititler, Frigler, Persler, Kapadokya, Roma ve Bizanslılar gelip geçmiştir. Selçuklu Türklerinin bu bölgeyi fetihlerinden sonra bütün eski kültürler unutulmuş ve Türk-İslâm kültürü tamamen hâkim olmuştur. Nevşehir bugün her şeyiyle 900 yıllık bir Türk beldesidir. 1954 senesine kadar Niğde’nin bir kısmı olan Nevşehir’in tarih ve kültürü Niğde ile benzerdir. Örf ve âdetle de İç Anadolu’ya ait özellikler bulunur. Evlenme geleneği içinde yer alan düğün eğlenceleri çok renklidir.

 

Özellikle bayrak kaldırma âdeti dikkat çekicidir. Halk edebiyatı ürünlerinden masal, hikâye, efsane, ninni, fıkra vb. konular Nevşehir’in hemen her yerinde canlı olarak yaşamaktadır. Âşıklar bir anane hâlinde olmasa bile yer yer mevcuttur. Nevşehir el sanatları yönünden de zengindir. Geleneksel tekniklerle halı, kilim, sicim dokumacılığı hâlen devam etmektedir. El sanatları bakımından en zengin yer Avanos ilçesidir. Avanos’taki çanak çömlek yapımı, sanayi hâline gelmiş olup, daha çok turizme yönelik yoğun olarak devam etmektedir. Diğer ilçelerde de çömlekçilik yapılmakta ise de Avanos’ta daha fazla gelişmiştir.

 

 

 

Yetenekli Kalemler'de önceki yazılar...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.