Türk Yüzyılı meydan okumaları

Sesli Dinle
A -
A +

Karabağ, Suriye, Irak, Kıbrıs Türk Devleti…

 

Halkalar birleşiyor.

 

Azerbaycan’ın 30 yıl sonra Karabağ’ı işgalden kurtarması…

 

Ve yaklaşık bir asır sonra Zengezur Koridoru'nun yeniden açılması için Ermenistan’ın boyun eğmek zorunda kalması, hem İran’ı ve hem de Batı’yı çıldırttı.

 

Çin’i ve bütün Türk devletlerini Türkiye üzerinden kesintisiz Avrupa’ya bağlayacak güzergâhı engellemek için İran’ın bahanesi var.

 

Ermenistan üzerinden Gürcistan ve Avrupa’ya olan tek bağlantılarının, yeni Zengezur hattı ile bıçak gibi kesilecek olmasına öfkeliler.

 

     ***

 

Burada ortak bir formül arayışı olduğu, Cumhurbaşkanı’nın New York dönüşü yaptığı açıklamalardan rahatlıkla anlaşılıyor.

 

Dert sadece bu ise çözümünün mutlaka bulunacağı görülüyor, ancak bunu sadece bahane olarak öne sürdükleri, gerçekte daha büyük rahatsızlıkları olduğu muhakkak.

 

Kuzeyinde Türkiye öncülüğünde oluşan Turan Birliği, bunların başında geliyor.

 

Türk Devletleri Teşkilatı askerî, ekonomik, kültürel iş birliği geliştirerek, AB benzeri bir güç odağı hâline gelecek.

 

Bu ne İran’ın işine geliyor, ne de Batı ülkelerinin.

 

İşte bu yüzdendir ki, İran’ın Türkiye’ye karşı ittifak hâlinde olduğu ABD ve Fransa, Ermenistan’da yeni bir oyuna girişti.

 

Paşinyan’ı Zelenskiy gibi kullanıp, Erivan’ı silahlandırarak ve cesaretlendirerek, imzaladığı Zengezur sözünü bozmaya çabalıyorlar.

 

Ankara’da düzenledikleri saldırı da bunun parçasıydı.

 

     ***

 

Türkiye önce Irak’ın (İran sınırındaki terör yuvaları dâhil), ardından Suriye’nin kuzeyindeki terör hedeflerini vurarak, cevabını çok net verdi.

 

Vurulan her terörist -başta ABD olmak üzere- Batı’nın paralı askeridir.

 

Ayrıca vurulan her terör yuvası, bu ülkelerin üssü... Meseleye böyle bakmak lazım.

 

Türkiye, ilk defa Suriye’de ABD’nin PKK/YPG’li teröristler üzerinden işlettiği petrol tesislerini de imha etti ki, öfkesinin ve kararlılığının en çarpıcı göstergesi budur.

 

“Önüme durursanız, bizi hedef alırsanız sizi burada yaşatmam” mesajıdır bu.

 

Gücümüzü haklılığımızdan alıyoruz çünkü.

 

Sınırımıza terör devleti kurmaya çalışanlar, bu terör koridorunu Kuzey Irak’la birleştirerek yolumuzu kesme hayali kuranlar, cevaplarını aldılar, gerektiğinde daha da alacaklar.

 

Bir tek insansız hava aracımızı düşürmüş olmaları ise bizim onlara verdirdiğimiz zayiatın yanında devede kulak misali.

 

     ***

 

Geçen hafta da yazmıştık, mevzu sadece Zengezur Koridoru değil.

 

Ayrıca, Basra’ya kadar uzanan Kalkınma Yolu projesinin de startı verildi.

 

Güney Asya ve Orta Doğu için can damarı olacak bu proje, yine Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaşacak.

 

G-20’de ABD’nin baskısıyla alelacele açıklanan Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Koridoru ise coğrafi engeller göz önüne alındığında hayal olarak kalacağı besbelli bir proje.

 

Bunlarla önümüzü kesemezler, terörle de kesemeyecekler.

 

Hava kuvvetlerimizin 140-150 kilometre derine inerek yaptıkları operasyonlar da bunun mesajıydı.

 

Nitekim Irak’la anlaştığımız Kalkınma Yolu’nun güvenliğini de birlikte sağlayacağız.

 

İşte biz bunları yaptıkça, birilerinin bu coğrafyada at oynatma imkânı zayıflayacak.

 

Bugün Fransa’nın Afrika’da yaşadıklarını, gün gelecek Arap Yarımadası'nda da yaşatacağız onlara.

 

Her şey sırasıyla…

 

Sıra demişken; KKTC için artık Kıbrıs Türk Devleti demenin sırasının da geldiğini hem Sayın Devlet Bahçeli, hem de KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın açıklamalarından anlamış bulunuyoruz.

 

Batılı ülkelerin, “Siz KKTC’yi tanırsanız, biz de Karabağ’ı Ermeni toprağı olarak tanırız” tehdidi son buldu nitekim.

 

Türk Yüzyılı başlamıştır, Rabbim muvaffak eylesin.

 
 
***************
 

İstanbul’dan göç

EYT kanunlaştığında, İstanbul gibi deprem tehdidi yüksek ve ekonomik olarak yaşaması zor büyük şehirlerden geriye göçü teşvik etmek için “Memlekete dönüş kredisi” tavsiyesinde bulunmuştum.

 

O günlerde ses çıkmadı ama, arkadaşımız Yücel Kayaoğlu’nun aldığı kulis bilgilerine dayandırdığı “AK Parti’nin 4 maddelik İstanbul planı” haberinde bu konu da vardı.

 

16 milyondan fazla insanın yaşadığı İstanbul’dan özellikle emeklilerin memleketlerine dönüşü için uygun şartlarla ‘ev’ kredisi verilmesi, böylece emeklilerimizin kendi topraklarında daha düzgün şartlarda yaşaması önerisi masaya yatırılmış.

 

Dileriz bir an önce hayata geçirilir, zira kentsel dönüşümü bekleyecek olursak, korktuğumuzun başımıza gelmesi an meselesi.

 

İstanbul’u nüfus açısından rahatlatmak sadece deprem değil, pek çok açıdan çok elzem, çok çok mühim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.