O hâkimlere İmamoğlu kararını aldıran kimdi?

A -
A +

Sondan geriye gidelim…

 

İBB casusluk soruşturmasında tutuklanan Hüseyin Gün, ‘etkin pişmanlıktan’ faydalandığı ifadesinde önemli itiraflarda bulundu.

 

İBB üzerinden İstanbullunun kişisel verilerini kopyalattığını ve İngiliz istihbaratı ile çalıştığını kabul etti.

 

Özel yazılımla sosyal medyada İmamoğlu lehine algı oluşturduklarını, olumsuz paylaşımları dijital ordularıyla engellediklerini söyledi.

 

İşin içinde CIA ve FETÖ de vardı.

 

     ***

 

Şifresi çözülen telefonundan, çeşitli ülkeler adına çalışan yüzlerce casusla irtibatı tespit edilen Hüseyin Gün’ün, terör örgütü FETÖ’nün sözde İngiltere imamı Mustafa Özcan’la yüz yüze görüştüğü belirlendi.

 

CIA bağlantısında geçen isimse Aaron Barr.

 

HBGary isimli CIA’ye çalışan güvenlik şirketinin eski CEO’su Barr, istihbarat ve siber güvenliğin yanı sıra algı yönetiminde hayli yetenekli bir uzmanmış…

 

Biz bu ismi soruşturmada çok yerde geçince öğrendik.

 

Biz bilmiyorduk ama, casusluk soruşturmasından da tutuklanan İmamoğlu biliyormuş, çünkü seçim kampanyasını gizli el olarak yürüten kişi Aaron’muş!

 

Hüseyin Gün’ün ifadesine göre; Aaron, İmamoğlu'na iletilmek üzere raporlar hazırlıyormuş.

 

İmamoğlu'nun yürüteceği stratejiyi bizzat belirleyen Aaron Barr, raporlarını Hüseyin Gün’e gönderiyormuş… O da seçim kampanyasını yürüten Necati Özkan üzerinden Ekrem İmamoğlu’na.

 

     ***

 

İfadede geçen bir başka ayrıntı, Hüseyin Gün’ün, tuhaf biçimde İstanbul’da veda toplantısı düzenleyen İngiliz dış istihbarat servisi MI6’nın eski başkanı Richard Moore’la irtibatı.

 

Moore’la tâ Türkiye’de büyükelçilik yaptığı dönem görüşmüşler… Ne konuşmuşlar, sonra irtibatları sürmüş mü, belki zamanla daha çok detayı öğrenebileceğiz.

 

Lakin gerçek şu ki, CIA ve Mossad’la bağlantıları tespit edilen Gün’ün daha çok İngiliz istihbaratına güdümlü olduğu.

 

Daha önce ses kayıtları sızan İstanbullunun verilerinin İngiliz firmasına açılması da bunun üzerine eklenince, mevzu daha berraklaşıyor gibi.

 

Soruşturma henüz o ses kaydına gelmedi ama mutlaka gelecektir!

 

İşte bu yüzden, aynı karanlık merkez, İsrail’in ‘server’ına da kopyalandığı belirtilen bu verilerle ilgili soruşturmayı çürütmek için günlerdir canhıraş biçimde sosyal medyada ve CHP Genel Başkanı üzerinden meydanlarda algı yürütmekte.

 

FETÖ’cülerin daha önce Emniyet istihbarattan vatandaşların kimlik bilgilerini çalarak yurt dışına kaçırmasını gerekçe göstererek kendi casusluk eylemlerini aklama çabasındalar.

 

FETÖ gibi ‘terör eylemi’ yaptıklarını itiraf ediyorlar bir nevi!

 

Sakladıkları bilgi ise şu; İBB’de ortaya çıkan ‘gizli yazılımla casusluk’, sadece kişisel verilerin yurt dışına aktarılmasını değil, bütün İstanbulluların anlık takibini de içeriyor.

 

Yani, çok daha ötesi…

 

Devamında ne yapabileceklerinin seçeneği bol!

 

     ***

 

İşin buraya varacağı belliydi.

 

MI6 Başkanı Moore’un veda için İstanbul’u seçmesinden…

 

Filmi daha geriye sararsak eğer; CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, İmamoğlu tutuklanınca İngiltere’ye “Niye bizi yalnız bırakıyorsunuz? İngiltere’nin menfaati AKP’de değil, CHP’de” siteminden…

 

ABD eski Başkanı Biden’ın, “Türkiye’de artık darbe yapmayacağız, dostlarımızla sandıkta kazanacağız” itirafından…

 

İmamoğlu’nun, İstanbul’da milyonlar kar esareti yaşarken İngiliz Büyükelçisi ile yemek yediği ortaya çıkınca, “Bu görüşme karla mücadeleden daha önemsiz değildi” demesinden…

 

İBB binasına girer girmez verileri kopyalamaya girişmelerinden…

 

Daha başa gidelim.

 

31 Mart 2019 seçim gecesi ‘satır kaydırma’ gibi tuhaf hadiselerle ortaya çıkan oy hırsızlığı, somut tutanaklarla tespit edilmemiş miydi?

 

Bunlara yapılan itirazlarla sandıkların sadece yüzde 10’u tekrar sayılabildiğinde, Ekrem İmamoğlu ile Binali Yıldırım arasındaki oy farkı 29 binden 13 bine düşmemiş miydi?

 

Bunun üzerine panikleyen taraf ne yaptırmıştı, hatırlayalım…

 

2 Nisan günü, yani seçimden iki gün sonra mesai bitimi evlerine giden İl Seçim Kurulu Başkanı Müberra Gürdal ve iki üye hâkim, nasıl olduysa saat 20.10’da tekrar Çağlayan Adliyesine geldi.

 

Onlardan beş dakika sonra dönemin CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile CHP Genel Başkan Yardımcıları Seyit Torun ve Oğuz Kaan Salıcı adliyeye girdi.

 

Oyların yeniden sayımının durdurulmasına yönelik dilekçeyi veren CHP heyeti, 20.45’te adliyeden ayrıldı.

 

İl Seçim Kurulu, aynı gece şüpheli sandıklarda yeniden sayımı durdurma kararı aldı.

 

Müberra Gürdal birkaç gün sonra dilekçesini verip, belki de ‘vazifesini yapmanın huzuruyla’ emekliye ayrıldı.

 

Oysa bu hâkime, 298 sayılı Seçim Kanunu’nun 100. Maddesi’ndeki “Oyların sayım ve dökümüne derhâl başlanır, açık ve aralıksız yapılır. Yapılacak şikâyet ve itirazlar işi durdurmaz” hükmünü açıkça ihlal etmişti.
Belli ki birileri akşam vakti Müberra Gürdal’ı yeniden adliyeye getirterek, âdeta ‘kamikaze dalışı’ yaptırmıştı.

 

Şunu AK Parti yapsa ülkede kıyametler kopardı…

 

Maalesef algı yönetimi karşı tarafta olunca, karanlık dehlizlerde kayboldu gitti.

 

O gün de sormuştuk, bugün de tekrarlayalım:

 

O gece o kararı aldıran güç neydi ve neden hiçbir şekilde üzerine gidilmedi?

 

     ***

Not: Casusluk soruşturmasında, ilk gün ajansların geçtiği haberlerde, Hüseyin Gün’ü ele veren kişinin üvey oğlu Ü.D.A. olduğu belirtiliyordu. Daha sonra Ü.D.A.’nın, Hüseyin Gün’ün İstanbul’da sürekli evinde kaldığı ve ‘manevi annem’ dediği Sun Reklam Ajansı sahibi Seher Alaçam’ın oğlu olduğu ortaya çıktı. İmamoğlu ve Gün ile birlikte üçlü fotoğrafları yayınlanan, İngiliz vatandaşlığı da bulunan Alaçam, 24 Temmuz 2022’de evindeki havuzda hayatını kaybetti. Gün’ün de, Alaçam gibi hem Türk, hem İngiliz vatandaşı olduğu, Alaçam vefat ettikten sonra bir süre daha aynı evde kaldığı, Ü.D.A’nın Gün’le ilgili belgeleri bu dönemde toplayarak ihbarda bulunduğu belirtiliyor.

 

 

 

Yücel Koç'un önceki yazıları... 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.