Türkiye Gazetesi E-Gazete
Arama
Özetle Dinle
Kaydet
Köse Yazilari 3 saat önce
Yazı, CHP'nin tarihsel olarak demokrasiye müdahale eden, darbeleri destekleyen ve Kürtlere yönelik baskıcı politikalar izleyen çelişkili tutumunu eleştirerek, bu durumun toplumsal kırılmalara yol açtığını ve Erdoğan'ın geçmişin yaralarını onarma çabalarını vurgulamaktadır.
  • CHP'nin geçmişteki demokrasi karşıtı tutumları, darbeleri desteklemesi ve Adnan Menderes gibi liderlerin idamına yol açan süreçleri sahiplenmemesi eleştirilmektedir.
  • Cumhuriyet'in ilk yıllarındaki "Şark Islahat Planı" ve "Dersim Olayları" gibi baskıcı Kürt politikalarının, Kürtlerin CHP'den uzaklaşmasının temel nedeni olduğu belirtilmektedir.
  • CHP'nin (SHP aracılığıyla) 1980 sonrası dönemde PKK'nın siyasi kolunu meclise taşıma ve çözüm süreçlerine karşı çıkma gibi çelişkili politikaları vurgulanmaktadır.
  • Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "tek parti faşizmi" ve darbelerden kaynaklanan insan hakları ihlallerini temizleme ve toplumsal barışı sağlama çabaları metinde olumlu bir şekilde sunulmaktadır.
Türkiye Gazetesi
Menderes’i asan cellat…
0:00 0:00
1x
a- | +A

CHP, bir yüzsüzlük abidesi…

Ankara’ya diktikleri beton kulelere, İstanbul’da istifledikleri para kulelerine uydurdukları yalanlar gibi, -işlerine gelmiyorsa- geçmişteki günahlarına da asla sahip çıkmıyorlar.

Jön Türk olmakla övünüyorlar, ama Osmanlı İmparatorluğu’nu paramparça eden Jön Türkler’in sebep olduğu felaketlerin dile getirilmesine asla tahammül etmiyorlar.

Misal, 250 bin şehit verip düşmanı geçirmediğimiz Çanakkale Savaşı’nın üzerinden iki yıl geçmeden İstanbul’un nasıl İngiliz işgaline uğradığını izah edebiliyorlar mı?

Son padişah Sultan Vahidettin Han, onların dediği gibi İngilizlerin adamı ise, niye İngiliz zırhlısı ile sürgüne götürüldüğü konusunda tatmin olan var mı?

Demokrasi getirdiklerini söylüyorlar; “açık oy, gizli tasnif” tiyatrosunun sahnelendiği 1946’yı saymazsak, ilk gerçek seçim 1950’de…

Madem dedikleri gibi ülkeye ve millete büyük hizmetleri dokundu; o zaman halkın büyük teveccühü ile iktidarı kazanmaları gerekmez mi?

Nasıl oluyor da böylesine büyük kahramanlıkları yapan CHP ilk seçimde sandığa gömülüyor ve Demokrat Parti ezici üstünlükle kazanıyor?

***

Seçilenlerin akıbetini de biliyorsunuz…

Başbakan Adnan Menderes’i, bakanlar Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ı asmakla kalmadılar, aşağılık 27 Mayıs darbesini ‘Hürriyet Bayramı’ diye kutladılar.

Halkın seçtiklerini asan, alaşağı edenler de onlardı, demokrasi nutukları atan da…

Hâlen üzerinde tepindikleri Deniz Gezmiş’i de asan onlardı, sonrasında bu isim üzerinden mağduriyet üreten de!

Benzer bir tenakuzu Kürtler üzerinde izliyoruz epeydir…

CHP, 1950 seçimlerinin neticesinde görüldüğü gibi, Türklerin önemli bir bölümünü nasıl karşısına almışsa, aynı şekilde Kürtlerin de CHP’ye yaklaşımının farklı olmadığı aşikâr…

Başlıca sebebi, Jön Türklerin (İttihatçıların) devletin altını oymaya başladığı Osmanlı’nın son döneminde olduğu şekilde, göreve geldikleri Cumhuriyet’in ilk yıllarında da sıkça meydana gelen Kürt ayaklanmaları ve bunun neticesi.

1925’teki Şeyh Said İsyanı, sonrasında İsmet İnönü’nün başbakanlığa geçişi ve aynı yıl içerisinde Şark Islahat Planı Kararnamesi’nin yayınlanması…

Ne vardı bu kararnamede?

-Kürt elitinin yönetici bir organ olarak ortaya çıkmasını engellemek,

-Fırat’ın doğusundaki eyaletleri, süresiz olarak sıkıyönetimle yönetilecek olan Genel Müfettişlik adı verilen bir idari birim altında yeniden birleştirmek,

-Türkçe dışındaki dillerin kullanımını ve Kürtlerin "ikinci kademe makamlarda" istihdamını yasaklamak.

Sonrası…

İnönü’nün raporu doğrultusunda 1935’te Dersim’in adının Tunceli olması…

1937’de Kürt aşiretlerin ayaklanması ile başlayan Dersim olaylarının sert biçimde bastırılması…

Sivillerin havadan bombalandığı bu olayların yıllarca CHP tarafından görmezden gelinmesi ve üzerinin örtülmeye çalışılması, Kürtler ile CHP arasındaki en büyük kırılma noktasıydı.

Zaten bu yüzdendir ki 1950’deki seçimlerde Kürtler ve Aleviler de büyük oranda Demokrat Parti’den yana oy kullanmıştı.

***

27 Mayıs darbesi neticesinde Başbakan Menderes ve bakanların asılması, sadece CHP’li olmayan Türklere değil, Kürtlere ve Alevilere de verilmiş bir karşılıktı.

CHP’nin Kürtler üzerinde biriktirdiği öfke, 1980 darbesi ile daha da ileri taşındı ve PKK terör örgütü diye bir bela başımıza musallat oldu.

Güya Kürtler adına hareket ettiğini iddia eden bu kanlı örgüt, en ağır zararı Müslüman Kürtlere verdi.

Şu tuhaflığa bakın ki; PKK’nın köy basıp sivilleri, pusu kurup askerimizi-polisimizi şehit ettiği 90'larda, kukla terör örgütünün siyasi kolunu, meseleyi çözüme kavuşturmayı amaçlayan Turgut Özal’a karşı CHP’nin o günkü kolu SHP Meclis’e taşıdı.

Bunları nasıl bir el organize ediyor ise aynı şekilde -PKK’ya silah bıraktırmayı amaçlayan- Çözüm Süreci’nin sona erdiği ve çatışmaların yeniden başladığı 2015 Haziran’ı sonrası da AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan’a karşı birleştiler.

Lakin bu defa, Menderes gibi, Özal gibi Erdoğan’ı da yıkamadılar.

Bu kirli iş birliklerini yüzlerine vurup, mütedeyyin Kürtlere “Bunlara nasıl oy veriyorsunuz?” dediğimizde ise hop oturup hop kalktılar.

Kurulan bütün tuzakları bozan, her türlü engelleme çabasına rağmen hem içeride, hem de dışarıda güçlenen Erdoğan liderliğindeki devletimiz, başka çaresi kalmayan terör örgütünü yaklaşık yarım asır sonra tasfiyeye sürüklerken, Kürtlerin geçmişteki acılarını ve gönül kırıklıklarını da onarmaya çalışıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, İnsan Haklı Evrensel Beyannamesi'nin 77. yıl dönümünde verdiği şu mesaj, dünü bilene, bugünü anlayana çok ama çok değerli;

-“Tek parti faşizmi ilk günden itibaren İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin altını oymuştur. 27 Mayıs'tan 28 Şubat'a kadar her 10 yılda bir yapılan müdahalelerin arkasında bu zihniyet vardır. 2002'den bu yana mesaimizi ihlallerin bıraktığı tortuları temizlemeye, travmaları iyileştirmeye harcadık. İnsan hakları cellatlarının ülkemize ve sosyal barışımıza çıkardığı faturaları ödüyoruz.”

***

Şimdi…

Terörsüz Türkiye sürecine aracılık ediyor diye DEM’e “Celladına âşık” diyen CHP lideri Özgür Özel’e sormak lazım;

Dön, geçmişine bak… Kim cellat?

Başbakanı asanlar mı, asılanlar mı?

Yücel Koç'un önceki yazıları...

ÖNE ÇIKANLAR