Türkiye Gazetesi E-Gazete
Arama
Özetle Dinle
Kaydet
Köşe Yazıları 1 saat önce
Ekrem İmamoğlu liderliğindeki iddia edilen "EKOSİSTEM" adlı çıkar amaçlı suç örgütü, FETÖ ile benzer yöntemlerle Türkiye'yi ele geçirme amacı gütmekle suçlanırken, İmamoğlu ve yakın çevresinin mal varlığındaki şüpheli artışlar ve CHP'nin iddialara karşı dismissive tavrı eleştiriliyor.
  • Ekrem İmamoğlu liderliğindeki iddia edilen "EKOSİSTEM" adlı çıkar amaçlı suç örgütü, Türkiye'yi ele geçirme, kamu ve iş dünyasını sömürme, siyasi ayak oyunları ve casus desteği gibi yöntemlerle FETÖ'ye benzetiliyor.
  • İmamoğlu'na yönelik iddianame, CHP içinden gelen ihbarlar ve İmamoğlu'na yakın isimlerin itirafları, banka hareketleri ve belgelendirilmiş finansal aktarımlarla ortaya konulan suçları detaylandırıyor.
  • İmamoğlu'nun İBB Başkanı olduktan sonra aile şirketinin (İmamoğlu İnşaat) 89, Genel Müdürü Tuncay Yılmaz'ın 22 ve İmamoğlu'na ait SSB Gayrimenkul'ün 36 yeni taşınmaz edinmesi gibi şüpheli servet artışları ve milyarlarca liralık malvarlığı (Boğaz'daki villalar dahil) vurgulanıyor.
  • CHP'nin, İmamoğlu iddianamesindeki suçlamaları "içi boş" diyerek reddetmesi ve cevap verme tenezzülünde bulunmaması, FETÖ olaylarındaki tutumuna benzer "profesyonel beşinci kol faaliyeti" desteğiyle eleştiriliyor.
  • Metin, tüm tepkilere rağmen yargının görevini yaptığını, ihbarları araştırıp delilleri topladığını ve suçları belgeleriyle iddianameye aktardığını belirtiyor.
Türkiye Gazetesi
Ha EKOSİSTEM, ha FETÖSİSTEM
0:00 0:00
1x
a- | +A

Eylem bakımından, aradaki tek fark, FETÖ’nün devlete sızdırdığı teröristlerle silahlı güce ulaşmış olmasıydı.

İddianameden anlıyoruz ki, EKOSİSTEM de aynı amaçla, Türkiye’yi teslim almak üzere kurgulandı.

FETÖ gibi, kamuyu ve iş dünyasını kirli amaçları için soymaya odaklandı.

Biri topladığına ‘himmet’ diyordu, öteki ‘sistem’.

FETÖ ‘darbe’ yaparak iktidarı ele geçirmeye çalıştı, EKOSİSTEM ‘siyasi’ ayak oyunlarıyla...

Bunun için her ikisinin de arkasında sınırsız ‘casus’ desteği, profesyonel algı operasyonları vardı.

İki örgüt de sınırsız ahlaksızdı ve aynı merkezlerden besleniyorlardı.

***

Deniz Baykal’a kaset operasyonu sonrası FETÖ’ye canhıraş biçimde sahip çıkmaya başlayan CHP’nin, bugün İmamoğlu iddianamesiyle patlayan kendi içindeki cerahati kabul etmesini beklemek saflık olur.

FETÖ’nün MİT tırı ihanetini hatırlayın…

Dışişleri ses kaydını…

MİT Müsteşarı iken Fidan’ı tutuklamaya kalkıp, aynı saatlerde ameliyata girecek Erdoğan’ı öldürme planlarını…

Millî teknolojiyi engellemek için yaptıkları suikastları, silah sanayimizle ilgili sırları ele geçirme çabalarını…

15 Temmuz ihanetinde güney sınırlarımızdan asker çekmelerini ve milletimizin üzerine yağdırdıkları bombaları…

Bunların hepsini FETÖ yaptı, CHP de arkasındaydı.

Darbecilerin tankları, o gece bu sebeple CHP Genel Başkanına yol açtı!

***

Gözlerimizin önünde gerçekleşen onca FETÖ ihanetine rağmen ‘ikna’ olmayan(!) CHP’lileri, biz şimdi Ekrem İmamoğlu Çıkar Amaçlı Suç Örgütü’nün işlediği suçları belgeleriyle ortaya koyan iddianameye ikna edeceğiz, öyle mi?

Bakın, iddianamenin detaylarına girmedim bile henüz.

CHP’lilerin, İmamoğlu’nun aile şirketinin genel müdürü ile birlikte banknot saydığı para kulelerinin videolarını izlediler de ne oldu sanki?

Gittiler yine İmamoğlu’na oy verdiler.

Bunu bildikleri içindir ki, CHP’liler “Dosyanın içi boş” deyip geçiveriyor, parti yönetimi hiçbir iddiaya cevap verme tenezzülünde bile bulunmuyor.

İhtiyaç yok çünkü, profesyonel beşinci kol faaliyeti desteği kitlelerini korumalarına yetiyor.

Üstelik bu dosyaya konu bütün suçların ihbarı CHP içinden, itirafları da İmamoğlu’na en yakın isimlerden geldiği hâlde.

Savcılık görevi gereği bu ihbarları araştırdı, muhataplarını sorguladı, doğru mu söylüyorlar diye önüne ardına baktı, hesap hareketlerine ulaştı, isnat edilen suç vaktinde muhatapların bir arada olup olmadıklarını teyit etti, bahsedilen 'EKOSİSTEM’e paranın nasıl ve hangi yollarla aktarıldığını çözdü…

Sonra -belgelendirebildiklerinin- hepsini toplayıp, örgütün işledikleri suçları ve sistemin nasıl çalıştığını bütün parçalarıyla birlikte iddianameye aktardı.

Gelin görün ki, FETÖ ihanetleri ortaya çıktığında neyle karşılaştıysak, sanki dejavu yaşıyoruz!..

Sadece örgüt yapısı ya da kafası değil, hitap ettikleri kitle de aynı olunca, tepkiler de neredeyse bire bir yansıması.

***

“Para nerede?” diyorlar.

İzlediğiniz para kulesi neyin nesiydi peki?

Hem de İmamoğlu’nun aile şirketinin en tepesindeki isimle beraber!

Haydi yeri gelmişken bahsedeyim…

Diyelim ki ortada iddianame, para trafiği kayıtları, itiraflar falan yok…

Öncesinde sadece iki arsası varken, İmamoğlu’nun İBB Başkanı olduğu 2019 sonrası dükkân, arsa, tarla ve mesken olmak üzere, 22 adet taşınmazın daha sahibi olan İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü Tuncay Yılmaz’ın bu servet artışı neyle izah edilebilir?

Bakın, İmamoğlu ve ailesinin serveti değil bu, oraya girersek zaten fecaat!

Kendisinin Beylikdüzü Belediye Başkanlığından başlayarak edindiği gayrimenkul sayısı 30. İmamoğlu İnşaat’ın, Ekrem İmamoğlu İBB Başkanı olduktan sonra artan tapu sayısı ise 89.

Yine İmamoğlu’na ait SSB Gayrimenkul’ün de 36 tapulu malı olmuş.

Bunlar da öyle sıradan daireler, dükkânlar, villalar değil.

İkisi 15 milyon lira gibi göstermelik bir rakama, 'hülle' ile İmamoğlu İnşaat’a aktarılan Boğaz'a nazır villalar…

Gerçek değerleri ne? Yaklaşık iki milyar.

***

Bu sayılanların içinde İmamoğlu’nun babası dâhil, aile üyeleri üzerine yapılanlar yok.

Yakın çevresindeki adamların üzerine aktarılanlar da…

Yurt dışına aktarılan rakamlara hiç girmeyelim, en yakın adamı Ertan Yıldız, sadece hafriyattan Londra’ya kaçırılan paranın en az 200 milyon dolar olduğunu söylemişti.

Şunca rakamlar bile bir adamın ne yaptığını izah etmeye yetmez mi?

Villalar, köşkler, dükkânlar ve lüks araçların yanı sıra örgütün tepesindeki adamların her birinin hesaplarından geçen milyarlar da bunlar için bir şey ifade etmiyormuş!

15 Temmuz’da FETÖ’nün ihanetine ikna edemedik ki, bunun nesine ikna edeceğiz?

Neyse ki yargı gereğini yapıyor.

Siz isteseniz de, istemeseniz de…

Azıcık ahlakınız olsa, 500 bin dolarlık yolsuzluğun İSKİ Genel Müdürü Ergun Göknel’le birlikte SHP’yi de nasıl tarihe gömdüğünü hatırlayıp, bugün ortaya çıkan iddianameden utanç duyardınız…

Ama nerdeee!..

Örgüt yöneticiliğinden yargılanan isimler bile her şeyi bütün detaylarıyla ortaya dökmüşken, “Yok ya, onlar öyle bir şey yapmamıştır” diye çırpınan zavallıların hâli, acınası bir durum!

İşin tuhafı, bizi de kendileri gibi ahmak ve ahlaksız zannetmeleri!..

Yücel Koç'un önceki yazıları...

ÖNE ÇIKANLAR