Devrinin en büyük âlimlerinden ve Tebe-i tâbiîn’den olan Abdullah bin Mübârek hazretlerinin pek dışarı çıkmayıp, devamlı evinde hadîs-i şerîflerle meşgul olduğunu gören dostları;
"Efendim, sizler yalnızlıktan rahatsız olmuyor musunuz?" dediler.
Büyük velî;
"Ben yalnız değilim ki... Gece gündüz Peygamber Efendimizle ve Eshâb-ı kirâmla beraber olan, hiç yalnız olur mu?" buyurdu.
● ● ●
Bu zât bir gün sevdiklerine;
“Her şeyden önce İslâmiyeti öğrenin. İlim, bir hazînedir. Anahtarı ise sorup öğrenmektir. Yâni İslâmiyeti öğrenip başkalarına öğretmek, günahlara keffârettir” buyurdu.
Dinleyenler;
“Yâni, günahlarımız mı affedilir hocam” dediler.
Büyük zât;
“Evet, hadîs-i şerîfte (İlim öğretmek, günahlara keffârettir) buyuruldu” diye cevap verdi.
● ● ●
Bu zâta bir gün bâzı gençler gelip sordular ki:
“İbâdet nedir?”
Cevâbında;
“İbâdet, bizi ve bütün kâinâtı yoktan var eden ve her an varlıkta durduran, görünür görünmez kazâ ve belâlardan koruyan ve her an çeşitli nîmetler ve iyilikler ihsân eden Allahü teâlânın emir ve yasaklarını yerine getirmektir” buyurdu.

