Türkiye Yüzyılı’nı mı soruyordunuz?

Sesli Dinle
A -
A +
Seçimin ardından -pandemi, savaş ve deprem başta olmak üzere- ülkece uğradığımız ağır tahribatı gidermek için ekonomide kemer sıkma politikasına geçilmesi, bir süreliğine katlanmak zorunda kaldığımız acı reçete.
 
Biraz canımız yanacak ama, iyileşeceğiz.
 
Kontrolden çıkan piyasaları, doymak bilmeyen açgözlülüğü başka türlü dizginlemenin yolu kalmadı çünkü.
 
Buradan istismar çıkararak, sanki arkalarına aldıkları terör örgütleri ile birlikte iktidara gelseler üzerimize gökten para yağacakmış gibi poz kesenler “Bu muydu Türkiye Yüzyılı” propagandası yapmakta.
 
Madem öyle, iki önemli koridor üzerinden anlatalım Türkiye Yüzyılı’nın nasıl başladığını!
***
Son günlerde Ermenistan’da olanları görüyorsunuz.
 
44 gün süren 2. Karabağ Savaşında topraklarının büyük bir kısmını işgalden kurtaran Azerbaycan, Rusya ve Türkiye’nin öncülüğünde Ermenistan’la ateşkes anlaşması imzalamıştı.
 
Ermenistan’la varılan mutabakatın bir önemli ayağı da, Azerbaycan’ın Türkiye sınırında yer alan ancak Azerbaycan ana toprağı ile kopuk Nahçıvan bölgesine Zengezur Koridoru ile bağlantı kurulmasıydı.
 
Yapımı hızla devam eden bu koridorun açılması ile sadece Bakü’nün değil, Çin’e kadar bütün Türk dünyasının doğrudan Türkiye’ye, buradan da Avrupa’ya bağlanabilmesinin yolu açılmıştı.
 
Bu süreçte Türkiye, Rusya ve Azerbaycan arasındaki ılımlı politika etkili oldu.
 
Türkiye ve Azerbaycan, “kazan-kazan” formülüyle Ermenistan’ı da kalıcı barışı imzalama noktasına getirmişti ki, devreye İran ve Batılı dostları(!) girdi.
***
Ukrayna’da tökezleyen Rusya’nın zaafını fırsat bilerek Batı’nın güdümüne giren, hatta bugünlerde ABD ile ortak tatbikat bile yapan Paşinyan’ın ateşle oynadığını anlaması yakındır.
 
İran’ın ve Batılı ülkelerin silah yardımıyla gücünü dengeleyebileceğini düşünen Erivan’a, tıpkı Ukrayna’ya olduğu gibi, NATO üyeliğinin havuç olarak sunulacağı konuşulmakta ama, unutmasın ki Türkiye de bir NATO üyesi ve bizim onayımız olmadan bunun gerçekleşmesi rüya.
 
Gerek Azerbaycan, gerek Türkiye ve hatta Türk dünyası Zengezur’un
açılmasında kararlı.
 
Rusya da Paşinyan’ın attığı bu adıma en az bu kadar öfkeli.
 
Birileri Kafkaslarda savaşı yeniden kızıştırmak istiyorsa Türk devletleri buna çoktan hazırlıklı.
 
O koridor ya açılacak, ya açılacak…
 
Ve Türk dünyası ile Türkiye, bir asır sonra yeniden İran topraklarına girmeden doğrudan birbirine kavuşacak.
 
Bu hat, Türk ve Türkiye Yüzyılı’nın başlamasında en önemli ayaklardan biri olacak.
***
Şimdi gelelim, anlaşmalarını imzalayıp hazırlıklarını tamamladığımız, İran ile Batı’yı çıldırtan ikinci önemli ‘hat’a.
 
Basra Körfezi’nden başlayan ve adına Kalkınma Yolu dediğimiz hat, Irak’ı güneyden kuzeye geçerek Türkiye’ye ulaşmakta, buradan da elbette Avrupa’ya uzanmakta.
 
Birleşik Arap Emîrlikleri ve Katar başta olmak üzere, hem Orta Doğu’yu, hem de Pakistan ve Hindistan dâhil, Asya’yı Avrupa’ya ulaştıracak en kestirme yol, bu hat olacak.
 
Tıpkı Zengezur’da olduğu gibi, bu yolun açılmasından da rahatsız pek çok ülke var tabii.
 
İran kadar rahatsız bir ülke de Hindistan.
 
Pakistan’la Türkiye’nin kardeşliğine ve stratejik ortaklığına duyduğu öfke ile ev sahipliği yaptığı G20’de alternatif bir hat açıkladı.
 
Adına Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru (IMEC) dedikleri hat, hiç de ekonomik değil, tam bir ham hayal.
 
Denizleri, Arap yarımadasını aşıp İsrail’e ulaşacaklarmış, İsrail’den sonra Akdeniz üzerinden ver elini Avrupa!
 
O kadar kolay olsa İsrail çıkardığı gazı Akdeniz’den Avrupa’ya ulaştırır,
EASTMED projeleri çöpe atılmaz, Türkiye ile uzlaşmanın yolları aranmazdı oysa.
 
Nitekim Hindistan’daki zirve dönüşü konu Cumhurbaşkanı Erdoğan’a soruldu, “Türkiyesiz koridor olmaz” dedi peşinen.
 
İşin varacağı yer ortada.
***
Birileri “Hani nerede Türkiye Yüzyılı?” diye sorarsa sadece bu iki koridoru anlatın, yeter.
Bütün tehditlere karşın Türkiye, hem Asya’yı, hem Orta Doğu’yu Batı ile buluşturan bir merkez olma yolunda ilerliyor, ki buna Rusya da dâhil.
İstanbul Finans Merkezinin, aynı zamanda dünya enerji fiyatlarının belirleneceği bir yer olacağı açıklanıyor.
Türkiye zayıf bir ülke ise onca tehdide rağmen, bunları nasıl yapabiliyor?
İçeride kurdukları ideolojiyi korumak için yalan üretmekten başka hiçbir becerileri olmayan vizyonsuz ittihatçılara bunları anlatmak zor elbet.
Muhalefetin ucuz gündemlerini boş verin, her şey daha yeni başlıyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
İdris17 Eylül 2023 05:36

Harika bir analiz Çok teşekkür ederim elinize sağlık sıhhat afiyet dilerim