Zorlu’yu astınız, Fidan’ı yedirmeyiz!

A -
A +

İngiliz’in, Siyonizm’in Suriye’deki asırlık planlarını bozduk…

 

İsrail’in Gazze’yi tamamen yutmasına zor ve çetin diplomatik mücadelelerle engel oluyoruz… Bu yüzdendir ki, şimdi çözüme yaklaşıldığını, Avrupa ülkelerinin birer ikişer Filistin’i tanıyacakları beyanlarını konuşabiliyoruz. İnşallah gün gelir, Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi Gazze’de şükür namazı kılmak da nasip olur.

 

Bu kadarla kalmadık, Orta Doğu’da kurdukları ittifakların da içinden geçtik…

 

Afrika’nın, Asya’nın en güneyine kadar inip, asırlık kurguyu tersine çevirmeye başladık…

 

Kıbrıs’ı ikinci İsrail yapma hesaplarını görüp tedbir aldık ve meydan okuduk…

 

Ve tabii, Libya ve Kıbrıs’la birlikte Doğu Akdeniz’in zengin enerji kaynaklarına çökme hesaplarını da altüst ettik.

 

     ***

 

Türk devletinin uyanan aklı, edindiği diplomasi başarısı ve kazandığı teknolojik askerî güçle hem sahaya, hem de masaya ağırlığını koyarken, bundan en çok kim rahatsız oluyor?

 

Elbette öncelikle bölgede güç kaybeden ABD’deki Siyonist kol ile İngiliz, Fransız destekli İsrail, Yunanistan ve İran.

 

Ha! Bir de CHP.

 

İnanmayan; yakın zamanda Doğu Akdeniz, Kıbrıs, Libya, Suriye ve Irak’taki kazanımlarımıza karşı yaptıkları açıklamalara ve Meclis’teki tezkere oylamalarında takındıkları tavra baksın.

 

Libya’da Trablus hükûmetine karşı darbeci Hafter’i, Suriye’de İsrail’in maşası terör örgütü PKK/YPG’yi ‘laiklik’ kılıfıyla öven kimdi? CHP…

 

KKTC’de “Türkiye’yi istemiyoruz” diyen satılık maşaların yanında duran da CHP’ydi, Türkiye’yi Libya’da ‘emperyalist’likle suçlayan da…

 

Zaten bu sebeple Yunan medyasından bolca övgü aldılar.

 

Bir kere bile bizi Antalya körfezine hapsetmeyi öngören EastMed planına tepki göstermediler, aksine Türkiye’nin Akdeniz’deki petrol ve doğalgaz arama çalışmalarını hedefe koydular.

 

CHP bu maalesef!

 

     ***

 

Şimdi tam da İsrail’le savaşı göze alacak gelişmeler yaşanırken, özellikle Suriye sahasında büyük restleşmeler cereyan ederken, CHP durduk yere(!) Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a saldırmaya başladı.

 

Şu tesadüfe bakın!

 

MİT Müsteşarlığı ve başkanlığı döneminde İsrail’in içimizdeki casus örgütü FETÖ’nün hedefinden inmeyen Fidan, iç siyasetin vitrinindeki bir isim olmamasına rağmen niye CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in meydanlardaki hakaret objesi oldu dersiniz?

 

O zaman ben size ne yapmak istediklerini, 1960 darbesinde Başbakan Adnan Menderes ile birlikte astıkları dönemin Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’ya yaptıkları ile anlatayım.

 

Hatta, 5 Ağustos 2021’de yine bu köşede yer verdiğimiz bir tespiti bire bir aktarayım, gerisinin yorumunu siz yapın.

 

     ***

 

(Kıbrıs meydan okuması ve ardından gelen yangın sabotajları- 5 Ağustos 2021)

 

“Bu Kıbrıs meselesi var ya, çok çok önemli.

 

ABD-İngiliz güdümlü İsmet İnönü tek parti iktidarından sonra olanlara bakın…

 

Bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti varsa bunun mimarı Başbakan Adnan Menderes'in dış politikayı emanet ettiği Fatin Rüştü Zorlu idi.

 

Bir gün bu çabasının onu ipe götüreceğini bilmeden, adada yaşayan Türklere ve Türkiye'ye Kıbrıs'ta büyük kazanımlar elde ettirmişti.

 

Kıbrıs adası üzerinde en az Yunanistan kadar Türkiye'nin de hak sahibi olduğunu belgeleriyle dünyaya kabul ettiren isimdi Fatin Rüştü Zorlu.

 

Bu yüzdendir ki, Adnan Menderes’le birlikte idam sehpasına çıkarılan iki bakandan biri oldu.

 

     ***

 

Gezi benzeri bir kışkırtmayla çıkarılan ve Demokrat Parti’ye darbenin zeminini hazırlayan 6-7 Eylül kumpası da yine Londra’da yapılacak Kıbrıs Konferansı esnasında tertiplenmişti.

 

Hükûmeti istifa etmek zorunda bırakan bu hadise, en büyük zararı Londra'daki Kıbrıs görüşmelerine vurmuş, Fatin Rüştü Zorlu 'Kazanımlarımız bir gecede heba olup gitti' diyerek, üzüntüsünü dile getirmişti.

 

Görevden alma ve istifalarla Demokrat Parti'nin de bölünmesine sebep olan 6-7 Eylül olayları, ordudaki cuntanın ne denli bir tehdit olduğunu gözler önüne sermişti.

 

Ancak Menderes de, Zorlu da geri adım atmadı.

 

Üç yıl süren müzakerelerin sonucunda, 1959'da Türkiye istediği neticeyi aldı.

 

Zorlu, bir yıl sonra kendini darağacında bulacaktı(!)

 

Hem de türlü işkencelerden sonra.

 

Yeri gelmişken, Başbakan Adnan Menderes'in, bu anlaşmayı imzalamak için Londra'ya giderken uçağının düştüğünü, Menderes'in; 14 kişinin öldüğü o uçaktan, hesapları altüst edecek şekilde sağ kurtulduğunu ve gidip imzayı attığını da hatırlatayım.

 

Bu da tesadüf müydü?

 

     ***

 

Kıbrıs işte böylesine hassas bir mevzudur.

 

Ülkemizi düşmandan korusun diye maaş verdiğimiz ordu içindeki cunta, Yunanistan'ın ve ardındaki işgalci daha büyük devletlerin intikamını aldı.

 

Onlar, bugün de işbaşındalar.

 

Emekli paşaları, medya, sanat ve siyasetteki kollarıyla…

 

'Karşılaştığımız her meseleye Doğu Akdeniz’den bakın' diye boşuna mı dil döküyoruz?"

 

     ***

 

Görüldüğü üzere bunlar ilk defa karşılaştığımız, bugün konuşmaya başladığımız meseleler değil…

 

CHP ve CHP’nin temsil ettiği vesayet rejimi hep böyleydi…

 

12 Eylül darbecileri de ilk iş olarak Yunanistan’ın NATO üyeliğine “Evet” dememiş miydi?

 

Hakan Fidan’a saldırıların zamanlamasının, KKTC’de kasım ayında yapılacak kritik seçimlerin öncesine denk geldiğini de buraya not düşüp, yazıyı merhum 8. Cumhurbaşkanımız Turgut Özal’ın şu tespiti ile noktalayayım;

 

“Bizim dış işleri bürokrasisinde İnönü çizgisi hâkim olmuş. Statükoculuğu politika sanıyorlar. Demokrat Parti döneminde Fatin Rüştü Zorlu hariç… Hatta Zorlu’nun idam edilmesinin sebebi belki de budur. Bir Dışişleri Bakanı niye idam edilsin ki? Ülkenin menfaatini her yerde korumuş. Niye idam edilir? İzahı yok!..”

 

Özal’ın statüko dediği CHP’nin ta kendisidir.

 

Bugün Özgür Özel de böylesine kritik bir dönemde Hakan Fidan’ı hedef alarak, aslında vazifesini ifa etmektedir.

 

Ama, Zorlu’yu astınız, Fidan’ı yedirmeyiz, bunu da böyle bilesiniz!

 

 

 

Yücel Koç'un önceki yazıları... 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.