Lider Galatasaray, haftanın en büyük sürprizine imza atıp, Kocaeli'de 3 puan bıraktı. Fenerbahçe ise ikramı geri çevirmeyip, 4 maçlık galibiyet serisinin son halkasını farklı kazandı. Zirvede fark bir anda tek puana inerken, 12'nci hafta sonunda lig yeniden başladı.
Kocaeli Stadyumu'nda dolu tribünler, kasım ortasına rağmen yazdan kalma hava ve yemyeşil zemin ile güzel bir futbol akşamı için tüm gereklilikler oluştu. Maçı da daha çok isteyen ve daha çok koşan kazandı. Konuk ekip adına hayal kırıklıklarıyla dolu günün özeti; Okan Buruk, Icardi'yi kaybetmek istemedi. Bu ısrar Galatasaray'a 3 puan kaybettirdi.

Buruk, hep şunu söyler:
"Sadece maça başlayan değil, bitiren 11 de çok önemli."
Ancak dün akşam kendi felsefesini tümüyle reddetti.
Galatasaray'ın hocası, maç önü büyük hesap hatası yapmış olacak ki; her hafta oyununu geliştirerek gelen rakibini olduğundan güçsüz görüp, ilk 11'inde çift forvet tercih etti. Bu riski taraftar baskısıyla kısmen tolere edebileceği iç sahada değil, sıkı bir takıma karşı deplasmanda göze aldı. Üstelik yedek kulübesinden içeri atacağı santrfor kalmayınca hamle oyuncusu kozundan oldu.
Icardi, Osimhen'in arkasında 10 numara pozisyonuna yakın görev aldı. İlk 45 dakika boyunca hem ofansif hem de hücum presi anlamında takıma katkı veremedi. Sezon başı kampı yemeyen ve hala kilo fazlası bulunan Icardi'nin fiziksel kapasitede hazır olmadığını söylemek artık şaşırtıcı değil.
Asıl ilginci devre arasında bu eksiği giderip, takımın enerjisini yükseltecek hamleler yapmamak. Taraflı tarafsız maçı izleyen herkes ikinci yarıda Icardi'nin sahada olmamasını beklerken, bir tek Okan Buruk farklı düşündü.

Icardi ile birlikte yeteri kadar koşmayan ve ceza alanına ortalarının hiçbiri isabet bulmayan Leoy Sane de 90 dakikayı sahada tamamlayınca, Galatasaray maç boyu iki kişi eksik mücadele etmek durumunda kaldı.
Özellikle ilk yarıda beklentilerin çok uzağında kalan Barış Alper Yılmaz da cabası. Rakibi hırpalamakta çok iyi ama şampiyonluk mücadelesi veren takımda bu meziyet yeterli değil. İki kanadı da işlemeyen takım, doğal olarak hücumda en etkisiz oyunlarından birini sergiledi.
Sözün özü; orta saha diriliğinden vazgeçip çift forvetle maça başlayan Okan Buruk, çok önem verdiği 'maçı bitiren 11' kararında da beklenmedik yanlışlar yaptı. Hal böyle olunca ortaya rakibin hak ederek kazandığı sonuç çıktı.

Haftalardır Osimhen'in performansı, enerjisi ve golleri üzerinden ilerleyen Galatasaray için bu kolaycılığın faturası art arda 5 puanlık kayıp oldu. Tabii ki Mertens sonrasına ilaç gibi gelen İlkay Gündoğan'ın yokluğu da ofansif güce darbe vurdu.
Süper Lig'de yepyeni bir sayfa açıldı. En yakın rakibin bu süreci kayıpsız atlatması ve milli maç arasında büyük moralle girmesi de psikolojik baskı unsuru. 1 Aralık'ta Kadıköy'de oynanacak Fenerbahçe-Galatasaray derbisi ayrı bir önem kazandı.