Abdüllatif Uyan

Uhud Gazası'nda Ebu Katade'nin (radıyallahü anh) bir gözü çıkıp yanağının üzerine sarkmıştı! Onu Resulullah'a getirdiler.

Devs kabilesinin reisi Tufeyl, hicretten önce Mekke'de imâna gelmişti.

Medine'deki münafıkların reisi olan Abdullah bin Übey bin Selul, öleceğine yakın Resulullah Efendimizi çağırdı.

Sevgili Peygamberimizin yanına bir gün kendi kızı Hazret-i Fatıma geldi.

Balıkesir velilerinden Sinan Efendi, bir gün bahçesinde çalışırken şık giyimli iki beyefendi geldi yanına.

Balım Sultan, Balıkesir velilerindendir. Hacı İlbey Mahallesindeki nurlu türbesinde yatıyor...

Veli Şemseddin Efendi'nin talebesinden biri sefere çıktı bir gün... Sahrada ilerliyordu ki şaşırdı yolunu! Bitmez tükenmez bir çölün ortasında yapayalnız kalmıştı... Dört bir yan uçsuz bucaksız "kum denizi"ydi.

Şeyh Lütfullah Efendi, Balıkesir erenlerindendir... Bir gün dergâhına zenginlerden biri geldi ve; "Hocam, müsaitseniz bütün talebelerinizle birlikte bu akşam yemeğine fakirhaneye bekliyorum" dedi.

Şeyh Lütfullah Efendi, Balıkesir toprağını şereflendiren Allah dostlarındandır.

Hazret-i Hanzala (radıyallahü anh), Medineli bir sahabi olup "Gasil-ül melâike" lâkabıyla meşhurdur.

Allahü teâlânın Hazret-i Zeyd'e ihsanı, Müslüman olmakla şereflendirmesi; Peygamber Efendimizin ihsanıysa onu hürriyetine kavuşturmasıdır.

Zeyd bin Harise (radıyallahü anh) Mekke'deyken müşriklerin pek çok eziyet ve cefalarına, zulümlerine maruz kaldı!

Bedir Harbi'nden bir gün önce Peygamber Efendimiz, Eshabın büyükleriyle harp sahasını gezdiler.

Efendimizin âzâtlı kölesi Zeyd bin Harise (radıyallahü anh), bir defa kira ile katırcı tutup sefere çıktı.

Zeyd bin Harise (radıyallahü anh) çocukken annesiyle bir yere gidiyorlardı ki haydutlar kafileyi basıp Zeyd'i esir aldılar... Sonra da satılığa çıkardılar. Hazret-i Hatice'nin bir yeğeni vardı. Onu satın aldı.

Resulullah Efendimiz, Abdullah bin Abbas'ın annesine "Senin bir oğlun olacak. Doğduğu zaman onu bana getir" buyurmuştu.

Resulullah Efendimiz bir gün "Muaviye hiç mağlup olmaz" buyurmuştu.

Resulullah Efendimize, konuşamayan bir çocuk getirdiler. Efendimiz çocuğa sordu:

Efendimiz, Ebu Hüreyre'yi (radıyallahü anh) Medine'de zekât olarak gelen hurmaların muhafazasına memur etmişti.

Ebu Hüreyre (radıyallahü anh) diyor ki: "Resulullah Efendimize bir miktar 'hurma' getirdim ve 'bereket' için dua buyurmasını istirham ettim.