Abdüllatif Uyan

Denizli evliyasından "Hacı Osman Nuri Efendi"ye, bir gün; - Efendim, bize "Sırat Köprüsü"nden bahseder misiniz,dediler.

Elazığ'da medfun bulunan "Muharrem Hilmi Efendi"ye bir gün bazı gençler; - Efendim, öncelikle yapmamız gereken şey nedir?diye sordular. - Dört şey çok mühimdir, buyurdu.

Erzincan evliyasından "Hacı Muhammed Sami Efendi", bir gün sevdiklerine:

Hindistan evliyasından "Hacı Hıdır Efgan" hazretleri, sevdikleriyle müsafeha ederken birden durdu ve müsafeha ettikleri elleri göstererek;

Kadıköy Müftüsü iken vefat eden faziletli "Ahmet Mekkî Efendi" hazretleri, bir gün bazı sevdiklerine ölümden bahsederken; -"Ölüm acısı" yetmiş kılıç darbesinden daha şiddetlidir, buyurdu.

Hindistan velilerinden "Hacı Dost Muhammed Kandeharî"hazretleri, bir gün bazı gençlere buyurdu ki: - Evlatlarım, Peygamber Efendimiz; "Ahir zamanda öyle günler gelecek ki, dînini îmanını muhafaza etmek, avcunda ateşi tutmak gibi zor olacaktır"buyuruyor.

Harput evliyasından "Hacı Ali Efendi", bir gün talebelerine; - Sizin için en büyük tehlike nedir, biliyor musunuz? diye sordu.

Malatya evliyasından "Hacı Mehmet Efendi", bir gün sevdiklerine; - Her namazdan sonra "onbir ihlas" okuyan, Cennete istediği kapıdan girecektir, buyurdu.

Kadıköy Müftüsü iken 1967'de vefat eden faziletli "Ahmet Mekkî Efendi" hazretlerine, bazı sevdikleri gelerek; - Mahlukların en ahmağı nedir? diye sordular bir gün.

Evliyanın büyüklerinden "Hâce Muhammed İmkenegî" hazretlerine, bir gün bir talebesi gelip; - Hocam, kalbimden "dünya sevgisi"nin çıkıp, yerine "Allah sevgisi"nin girmesini istiyorum. Ne yapayım?diye sordu.

Hindistan evliyasından "Hâce Osman Harunî"hazretleri, nasihat isteyen bir gence;

Büyük velilerden "Hâce Muhammed el Çeştî" hazretlerine, bir gün komşu bir genç gelip; - Efendim, îmanın alametinedir? diye sordu.

Evliyanın büyüklerinden "Hâce Mevdud Çeştî" hazretlerine, sevdiği bir genç; - Başarının sırrı nedir?diye sordu.

Buhara velilerinden "Hâce İbrahim" hazretleri, sevdiği bir gence nasihat ederken; - Evladım, kötü arkadaşlardan çok sakın, buyurdu. Yoksa kötülüğü sana da bulaşır.

Buhara eviyasından "Hâce Hasan Attar" hazretlerine, bir gün; - Cihad nedir? diye sordular. - Cihad, Allah için hizmettir, buyurdu. Yani Allah'ın kullarına dinini öğretmektir. Fakat bu hizmeti yapmak kolay değildir.

Buhara evliyasından "Hâce Evliya-yı Kebir" hazretleri, bir gün; - Kardeşlerim, bir insan, birinin evine misafir gitse, orada ev sahibine sormadan rahat hareket edebilir mi? diye sordu.

Bağdat evliyasından "Habib-i Râî" hazretleri, bir gün; - Kardeşlerim, biz bu dünyada imtihandayız, buyurdu. Her işimiz, her hareketimiz birer imtihandır.

Kanuni Sultan Süleyman zamanında yaşamış gazi dervişlerden "Gül Baba", bir gün cemaatine; - Kardeşlerim, Ehl-i sünnet demek, muhabbet demektir, sevgi demektir, buyurdu. Birbirlerini sevmeyenler ehl-i sünnet olamazlar.

Gaziantep velilerinden "Gözükızıl Mehmet Baba", bir gün sevdiklerine; - Kardeşlerim, cenab-ı Hak biz kullara sonsuz nimetler vermiş, buyurdu.

Kayseri velilerinden "Göncüzade Kasım Efendi", bir günkü sohbetinde; - Kardeşlerim, biz hepimiz "Ahiret yolcusu"yuz, buyurdu. Aynen bir vasıtaya binen yolcular gibi. Kimileri binerken, kimileri de iniyor. Nitekim şu anda niceleri doğarken, nice insanlar da göçüyor bu dünyadan. Ve sordu onlara: