S-400’lere Girit Modeli ve YPG sorunu...

A -
A +
Dünkü gazetelerde Millî Savunma Bakanı Hulûsi Akar’ın bazı gazetecilere verdiği demeçler vardı. Hulûsi Akar, Türk dış politikasıyla ilgili birçok konuda önemli açıklamalarda bulunmuş. 
Her açıklama çok kıymetli ama en önemlisi S-400’ler ve YPG konusunda olanlardı. Hulûsi Akar S-400’ler için “Girit Modeli” olabilir dedi. Peki Girit Modeli ile kastedilen nedir? 
Önce bir tarihçeye bakalım. Yunanistan'ın Akdeniz'deki Girit Adası'na konuşlandırdığı S-300 hava savunma sistemleri aslında 1997 yılında Güney Kıbrıs Rum Kesimi tarafından Rusya'dan satın alınmıştı. Kardak krizi ve sonrasında peşi sıra yaşanan gelişmelerin ardından Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bölgedeki hava üstünlüğünü dengelemek isteyen Rumlar, Rusya'dan S-300 hava savunma sistemlerini satın almak için bir anlaşma yaptı.
Anlaşma açıklanınca Türkiye ve KKTC, Rum Kesimi'nin S-300 sistemleri almasına sert tepki gösterdi ve füze sistemlerinin aktive edilmemesi için önleyici saldırı yapılabileceği yönünde uyarıda bulundu. Dönemin KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş gelişmeler karşısında Kapalı Maraş'ın açılabileceğini söyledi.     
O dönem Türkiye medyasında yer alan haberlerde, Türk F-16 pilotlarının S-300'leri yok etmek üzere eğitim almak için İsrail'de bir eğitim programına katıldıkları iddia edildi.
ABD, Rum Kesimi'nin S-300'leri satın almasına tepki gösterirken, Avrupa Birliği ise tansiyonun artmasının Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin üyelik sürecini olumsuz etkileyeceği yönünde bir açıklama yaptı...
Tüm bu gelişmelerin ardından 1998 yılında Rum Kesimi, S-300'leri adadan çıkararak Yunanistan'ın Girit adasına transfer etme kararı aldı. Yunanistan bunun karşılığında Rum Kesimi'ne alternatif silahlar verdi. 2007'ye kadar silahları kiralayan Atina yönetimi 2007 yılında ise tamamen satın aldı...
15 yıl boyunca Girit Adası'nda atıl bir şekilde bekleyen S-300 hava savunma sistemleri, 2013 yılında ilk kez bir tatbikatta Yunanistan tarafından denendi. Yunanistan'ın daha sonraki tarihlerde İsrail uçaklarının S-300'lere karşı eğitim yapabilmesi için sistemleri aktive ettiği iddia edilse de, taraflar bunun Rusya'yla yapılan anlaşmaya aykırı olduğunu belirterek bu  tatbikat iddialarını yalanladı (Anadolu Ajansı)...
Hulûsi Akar’ın dediği tam da bu. Yani S-400’ler Girit Modeli şeklinde muhafaza edilebilir. Ama Akar kesin böyle olur demiyor. “Biz bunu müzakere edebiliriz” diyor. Türkiye’ye bir saldırı olursa kullanırız, diye de ekliyor. Muhalefetin dediği gibi “aldık, çöpe attık” değil asla. Bu ayrımı iyi yapmak lazım. Tehdit anında S-400’ler kullanılacak, bu net. 
Ayrıca Hulûsi Akar’ın başka açıklamaları da var. “Türkiye Amerika’ya boyun eğdi” diyenler, nedense bu açıklamayı görmüyorlar. Akar ne dedi, bakalım:
“ABD ile ilişkilerde en çok hassas olduğumuz konu bu ülkenin PKK’nın Suriye’deki kolu YPG’ye verdiği destektir. Biz ABD ile yürüttüğümüz görüşmelerde S-400’ler konusunda bir çözüm bulabiliriz. Ama YPG konusunda, gerçekleri görmelerini bekliyoruz. Bir çözüm bulamazsak ABD ile ilişkilerde hiçbir yere gidemeyiz. Şurası bir gerçek: YPG, PKK’dan, Kandil’den talimat alıyor. ABD’nin YPG’nin PKK’sız bir oluşum olduğu yolundaki tezlerinin hiçbir inandırıcılığı yoktur. Amerikan istihbaratının YPG ile PKK arasındaki ilişkileri görmemesi düşünülemez.”
Türk devleti tavrını çok net şekilde ortaya koyuyor. Eğer Amerika YPG/PKK konusunda gerçekleri görmezse ilişkimiz yürümez diyor. S-400’lere bir çare bulunabilir ama bunun için Amerika’nın YPG konusunda da bir adım atması lazım. 
Amerika YPG meselesini halletmek zorunda. YPG’nin bizim için bir terör örgütü olduğunu anlamak zorundalar. Bakalım Joe Biden ve ekibi bu konuda ne yapacak? Türkiye’yi mi tercih edecekler yoksa YPG’yi mi? Başlarını kuma gömemeyeceklerine göre bir karar vermek zorundalar.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.