En büyük sorun hayat pahalılığı, diğer meselelerde iyiyiz

A -
A +

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın pazartesi Bakanlar Kurulu toplantısından sonra yaptığı konuşmayı çok dikkatli dinledim. Bazı cümleleri bu yazıya da alacağım. 

Mesela yeni ekonomik program ve Türkiye’nin nereye gittiğiyle ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle dedi:

“Biz ne yaptığımızı iyi biliyoruz. Nereden geldiğimizi, nereye gittiğimizi iyi biliyoruz. Milletim gönlünü ferah tutsun. Çektiğimiz her sıkıntıya değecek parlak bir gelecek bizi bekliyor... Yüksek faizle asıl kazanan bir avuç tuzu kuru kesim, kaybeden üretimin düşmesi ile geleceği kararan milyonlardır. Dünya genelinde 136 ülkenin Merkez Bankası enflasyon oranının altında faiz uyguluyor. Ülkemizde teknik olarak bir enflasyon değil, hayat pahalılığı vardır...”

Gördüğünüz gibi hayat pahalılığı olduğunu Cumhurbaşkanı Erdoğan da kabul ediyor. Durumun herkes farkında. Yani marketlere, alışveriş merkezlerine gittiğinizde fiyatlar roket gibi uçmuş durumda. 

Peki, bu fiyat artışları neden oluyor? Cumhurbaşkanı Erdoğan bu konuda da şunu söyledi:

“Bizde talep kaynaklı bir fiyat artışı yok. Üretimde de bir sıkıntıyla karşı karşıya değiliz. Vatandaşlarımızın bir kısmı hâlâ yatırımlarını döviz cinsinden yapmakta ısrar ediyor. Ülkemize döviz girişini sağlayacak yeni yöntemler geliştiriyoruz. Kimse bizden şunu beklemesin; bu iktidar faizi artıracaktır!.. Biz faizi düşürmeye devam edeceğiz...”

Birincisi Türkiye’de en büyük fiyat artışları enerjiyle alakalı. Doğal kaynağımız olmadığı için ithal ediyoruz. 2021’de yurt dışına ödediğimiz enerji maliyeti 55 milyar dolardı. Geçen sene devletimiz bu maliyetin 165 milyar TL’sini finanse etti. Bu sene rakamı net bilememekle birlikte 55 milyar doların üzerine çıkacak. Hükûmetimiz de 300 milyar TL gibi bir finansman sağlayacak. Geri kalan da maalesef doğalgaz, benzin, elektrik fiyatlarıyla halka zam olarak yansıyor. 

Emin olun dünyanın her yerinde enerji çok pahalandı. Amerika’da Başkan Biden enerji maliyetlerinden dolayı eleştirilmiyor. Enerjinin ortaya çıkardığı enflasyonla baş edemediği için topa tutuluyor. Batılı liderlerin hepsi enflasyon belasıyla uğraşıyor... 

Bizdeki enflasyon hiç şüphesiz daha yüksek. Yüzde 73 enflasyon olmaz. Hem cari açığımızın hem de enflasyonun ana sebebi enerji maliyetleri.

Türkiye’nin ihracatı 238 milyar dolar. Bunun sadece 55 milyar doları ithalata bağlı. Son bir yıllık ithalat 265 milyar dolar. Bunun da 55 milyar doları enerji. Yani tablo karamsar değil... 

Neden değil? Çünkü Karadeniz gazı 2023’te halkın kullanımına sunulacak. Bir diğer ithalat kalemimiz olan araçlarda da 2023’te yerli araba TOGG’un devreye girmesiyle rakamlar iyileşecektir. 

Bunun dışında savunma sanayi iyi durumda. Dış politikamız iyi. Önceden konuşmadığımız her ülkeyle barışıktık. Rusya-Ukrayna savaşında denge politikasıyla istikrarlı bir yol izliyoruz...

Türkiye’de dün Sayın Erdoğan’ın dediği gibi her şey var. Üretim iyi. Rakamlar asla kötü değil. Tek kötü olan şey hayat pahalılığı. Marketler ateş pahası. Markete girip 300-400 lira veriyorsunuz. Sonra ben ne aldım diye kendi kendinize soruyorsunuz!.. Ev kiraları uçtu. İnsanlar gerçekten bu hayat pahalılığından ciddi etkileniyor... 

Geçen sene ağustostan beri hayat pahalılığını konuşuyoruz. İnsanlar artık diyor ki; yumurta 2 liraysa en azından bir sene 2 lira kalsın! Fiyat istikrarı yok. Mutlaka sağlanmalı. Bu konulardaki eleştirilerin hepsi kabul. 

Hükûmetin bu pahalılığı geri alması mümkün değil ama gelirleri artırabilir... 3600 ek gösterge çok iyi oldu. Memur emeklisi dışındaki memurların durumu da ivedilikle düzeltilmeli. EYT ve Sözleşmeli Personelle ilgili bir çalışma olduğunu Çalışma Bakanı Vedat Bilgin söyledi. 

Yeni yılda muhtemelen asgari ücret ve diğer ücretler konusunda bir düzenleme yapılacak. Yani hayat pahalılığı bittiğinde sorunlarımızın çoğu çözülmüş olacak. Başka sorunlar ortaya çıkacaktır. Ama karamsar olmayın. Gerçekten önümüz açık. Bunu inanarak söylüyorum...

Bu yazıyı okuyup beni linç etmeden önce lütfen neye itiraz ettiğinizi söyleyin! Eksik kalan yerler varsa bana iletin...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.