Fatih Selek

Herkes gibi ben de kendi kendime bu soruyu sordum.

"İYİ Parti'yi seçime sokmamak gibi bir planı yırtar atarız. Bu, racona uymaz kardeşim."

İsmail YK yeni şarkısına bir klip çekmiş.

Osmangazi Üniversitesinde çok acı bir olay yaşadık. Dört akademisyen yok yere canından oldu.

Başbakan Yıldırım "Bürokrasi tuş oluyor" dedi, sekiz gazeteye başlık verdi.

​Medyada Aydın Doğan dönemi resmen kapanıyor.

Zeytin Dalı Harekâtı, 58. gününde beklendiği gibi neticelendi. Afrin, anlamlı bir günde teröristlerden temizlendi.

Haber kanallarında her akşam tartışma programı var. Yapımların isimleri, yayınlandıkları televizyonlar farklı ancak konuklar çoğu zaman aynı.

Önceki yıl iki yüz civarında şarkı, TRT Denetleme Kurulunun olurundan geçmemiş.

Bundan beş yıl kadar önceydi.

Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, önceki hafta Adıyaman’ı ziyaret ediyor. Gazeteciler otelde kendisine mikrofon uzatıyor.

Nevşin Mengü, ekim ayında Washington'da gerçekleşen Erdoğan-Trump görüşmesini “Girdisi çıktısı 23 dakika” diye tiye almaya kalkmıştı.

Zeytin Dalı Harekâtında 16 günü geride bıraktık. Medyada ilk günler hâkim olan heyecan büyük oranda azaldı. Fakat gazetecilik mesleğinin icrası bakımından ders niteliği taşıyan, farklı bir dönemden geçiyoruz.

Sene 2003. Mevsim kış.

Türkiye tarihî günlerden geçiyor.

Cumhurbaşkanı geçen gün "UYAP'ı (Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi) maalesef FETÖ'cülere kaptırdık. Oradan en büyük zulmü icra ettiler" diye öz eleştiride bulundu.

Basında belli bir kesim var. Sürekli Diyanet'le uğraşıyor, devamlı kutsallarımıza taarruz ediyorlar. Allah'ın âyetini, Peygamberimizin hadisini tartışmaya açıyor, dinimizin kaidelerini kafalarına uydurmaya kalkıyorlar. Sabah namazına çağrı programlarını; suç işleniyormuş, savaşa çağrı yapılıyormuş gibi lanse ediyorlar. Mesela Sözcü gazetesinde bir muhabir var.

Yılın bombası: Sözcü'nün "Adil Öksüz darbeden sonra meydan meydan Türkiye'yi dolaşmış" manşetini atması... Söz konusu kişinin başka bir Adil Öksüz olduğunun ortaya çıkması.

Andy Warhol, kapitalizmin çılgınlığından bahsederken “Bir gün herkes 15 dakikalığına ünlü olacak” demişti.

Eskiden basında alaylı-mektepli tartışması çok yaşanırdı. Her ne kadar gazetecilik eğitimi veren okulların geçmişi 1950’li yıllara kadar dayansa da, mezunları sahada çok fazla göremezdiniz.