Ailenin geleceği için evlenme yardımları

A -
A +

Prof. Dr. Hasan Fehim Üçışık
İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Öğretim Üyesi

 

Ülkemizde çeşitli sebeplerle evlenmeler azalmakta, boşanmalar çoğalmaktadır. Bu sebeple aile kurumunu kuvvetlendirmeye her zamankinden daha çok ihtiyaç vardır.

 

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve 1982 Anayasası da ailenin toplumun temeli olduğunu ve devlet tarafından korunması gerektiğini belirtmiştir. Anılan bildirgeye göre, her erkek ve kadın aile kurmak hakkını haizdir. Aile, toplumun tabii ve temel unsurudur ve devlet tarafından korunur.

1982 Anayasasına göre de aile, Türk toplumunun temelidir ve devlet, ailenin huzur ve refahı için gerekli tedbirleri alır. 1982 Anayasasının aile konusundaki hükmünün gerekçesine göre, ailenin korunması, evliliklerin kurulmasının kolaylaştırılmasını da kapsar.

 

EVLENMELERDEKİ DİKKAT ÇEKEN AZALIŞ

 

Ülkemizde çeşitli sebeplerle evlenmeler azalmakta, boşanmalar çoğalmaktadır. Toplam nüfusa oranla evlenmeler azalmakta, boşanmalar artmaktadır.

Evlenen çiftlerin sayısı, 2001 yılında 544 bin 322 iken, artan nüfusa rağmen 2021’de 561.710 olmuştur. Yani bin nüfus başına düşen evlenme sayısı, 2001 yılında 8,35, 2021’de 6,68’e düşmüştür.

Boşanan çiftlerin sayısı ise dikkat çekicidir. 2001 yılında 91 bin 994 kişi boşanırken Bu rakam 2011 yılında 120 bin 117, geçen sene ise 174 bin 85’e yükselmiştir. Bin nüfus başına düşen boşanma sayısı, 2001 yılında 1,41 iken, 2021’de 2,07’dir.

Bu sebeple aile kurumunu kuvvetlendirmeye her zamankinden daha çok ihtiyaç vardır. Evet, evlilik yardımları konusunda her ihtiyaç duyanı kapsamayan bazı düzenlemeler yapılmış bulunmaktadır.

Primli sosyal güvenlik sisteminde ana veya babalarından dolayı aylık veya gelir bağlanmış olan kız çocuklarına, evlenmeleri hâlinde, bu aylık veya gelirin 2 yıllık tutarının verilmesi, evlilik 2 yıl geçmeden sona erdiği takdirde aylık veya gelirin bu 2 yıllık sürenin dolmasından sonra ödenmeye devam edilmesi öngörülmüştür.

Primsiz sosyal güvenlik sisteminde Sosyal Hizmetler Kurumu uygulamasında, koruma altına alınmış olan genç kızlara evlenmeleri hâlinde, belirli derece ve kademedeki devlet memuru maaşı üzerinden hesaplanan miktarda yardım yapılması kabul edilmiştir.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye konulan “Çeyiz Hesabı ve Devlet Katkısı” başlıklı düzenlemeye göre, vatandaşlara, “Bankacılık Kanunu”na tabi mevduat veya katılım bankalarının yurtiçi şubelerinde lira cinsinden çeyiz hesabı açmaları, 3 yıl sistemde kalmaları, 27 yaşını doldurmadan ilk evliliklerini yapmaları ve evlendiklerinde ilgili bankaya başvurmaları halinde Devlet katkısı ödenir. Devlet katkısı ödemesi, hesapta biriken toplam tutarın %20’sini ve azami 5.000 lirayı geçemez; azami tutar her yıl yeniden değerleme oranı kadar artırılır.

 

DÜZENLEME YETERSİZ

 

Çeyiz hesabı ve devlet katkısı düzenlemesi, daha sonra değiştirilip katkı miktarı arttırılmıştır. Bizce bu düzenleme, çeşitli yönlerden yetersizdir. Bu düzenleme evlilik için 27 yaş sınırı ve 3 yıl sistemde kalma şartı koymakla 24 yaşını aşmış olanları kapsamamakta ve nişanlı veya sözlülerin hem 3 yıl beklemelerini, hem de bu sürede bankaya para yatırmalarını öngörmektedir. Çeyiz hesabına ödemelerin kural olarak düzenli aylık ödemeler şeklinde olması gerekmektedir.

2022 yılı için bankaya yapılacak aylık ödemelerde alt sınır 282.83 lira, üst sınır 2.828,34 liradır. Devlet katkısı, vatandaşın ödeme süresi 36 ay ile 47 ay kadar ise hesaptaki birikimin %20’sidir; ancak bu tutar 11.840,63 lirayı geçemez.

Yoksul ve dar gelirlilere yardım yapılması için bu kişilerin gelirlerinden pay ayırıp bankaya yatırmalarının istenmesi fevkalade ilginçtir ve hem bu kişilerin hayat şartları hem de sosyal güvenlik ilkeleriyle çelişmektedir.

Bizce, evlenmek isteyenlerin, sırf ekonomik sebeple evlenememesi, sosyal güvenlik hakkıyla ve insan haklarına saygılı sosyal devlet ilkesiyle de ve Devletin temel amaç ve görevleriyle de bağdaşmamaktadır.

Bize göre, evlenmek için maddi desteğe ihtiyaç duyan tüm vatandaşlarımıza, çağdaş anlayışla zorunlu sayılabilecek ev eşyası, bedelleri uzun bir sürede, mesela 5 yılda taksitle ödenmek üzere verilmelidir.

Evlenme desteğinden yararlananlar, borçlarını, cüzi bir götürü masraf karşılığıyla birlikte, “oynak merdiven sistemi”ne göre ödemelidirler. Böylece, buzdolabı, halı gibi ev eşyalarının her bir taksiti, bu eşyaların güncel fiyatları üzerinden belirlenip ödenmelidir.

Evlilik yardımları her ilçedeki Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları tarafından yapılmalıdır.

Geri ödemelerde, götürü masraf karşılığı son taksitlere giderek artan şekilde düzenlenmelidir.

Eşyaların bedeli, 3 ayda bir, böylece yılda 4 taksitle ödenmelidir.

Eşyaların bedelinin ödenme süresi 5 yıl ise her yıl üç ayda bir olmak üzere 4 taksit, toplam olarak (4 x 5 yıl=) 20 taksit ödenecektir.

 

AİLE KORUNMALIDIR

 

Evlenmelerin kolaylaştırılması için her ihtiyaç duyana maddi destek sağlanırken evlilikle ilgili olarak son zamanlarda ortaya çıkan bazı menfi uygulamalar düzeltilmelidir.

Bazı babalar erken yaştaki genç hanımlarla evlendikleri için cezaevine konulmuştur ve eşleri ve küçük çocukları bu kişilerin cezaevinden çıkmasını beklemektedir. Bu durum, ailenin korunmasını öngören İnsan Hakları Evrensel Bildirgesine ve 1982 Anayasasına da aykırıdır.

 

NAFAKA MESELESİ EVLİLİKLERE MÂNİ

 

Evlenmeyi kolaylaştırmak gerekirken evlenmek isteyenleri tereddüde düşüren bir uygulama da kısa bir süre sonra ayrılan eşlerden birinin diğerine çok uzun bir süre nafaka ödemekle yükümlü tutulmasıdır.

Sosyal devlette herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesine göre, işsizlik, dulluk gibi hallerde insan şeref ve haysiyetiyle bağdaşan bir hayat seviyesinden yoksun bulunan herkese, toplumun bir üyesi olması itibariyle sosyal yardım yapılmalıdır. 1982 Anayasasına göre de herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Bu durumda, ayrılan eşlerden biri, geçimini sağlayacak maddi imkânlardan yoksun ise gerekli destek kamu tarafından sağlanmalıdır; bu kişilerin sosyal güvenlik hakkından yararlanmaları yerine eski eşlerinin destek olmalarının öngörülmesi fevkalade isabetsizdir.

Eski eşe uzun süre nafaka ödemekle yükümlü olan kişilerin pek çoğu bu yüzden yeni bir evlilik yapmak imkânından yoksun kalmaktadırlar. Bu durum ailenin toplumun temeli olduğu esasıyla bağdaşmamaktadır.

Özellikle asgari ücretin 6 ay sonra yeniden belirlendiği, bütün dünyada gıdanın sorun hâline geldiği bu dönemde, nafaka ve evlenme yaşı ile ilgili uygulamaların düzeltilmesi ve evlenecek, ev kuracak kişilere ihtiyaç duydukları desteğin sağlanması, ülkemizin ekonomik ve sosyal gelişimine fevkalade olumlu etki yapacaktır.

Önerdiğimiz şekilde uygulanacak evlenme yardımları, milyonlarca gencimiz ve aileleri için çok yararlı olacak ve tüm yurtta, özellikle kalkınmada öncelikli yörelerde ekonominin olumlu yönde gelişmesine katkıda bulunacak, siyasete ve seçimlere de çok önemli yansımaları olacaktır.

 

 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.