Kalkınmanın yolu “Kütüphane ve İnsan”

A -
A +
Neden bazı ülkelerin müreffeh, bazılarınınsa geride kaldıkları sorusuna hepimizin farklı cevaplarımız olsa da hemen çoğunluk “Bilgiye ulaşmak, bilginin kullanılması ve dünyada olup bitenleri okumakla” ilgili olduğunda birleşir.
Mesele, bilgiyi hayatının merkezine alacak ve geleceğimize yön verecek bir öncü kuşağı nasıl yetiştireceğimiz. Bunu nasıl yapacağımızla ilgili entelektüel ve akademik çevreden yeterli sesleri duymuyoruz. Ekranlar ve medya bir türlü günlük “harala gürele”nin işgalinden kurtulmuyor.
Önceki gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Batman’da gerçekleştirilen "Gençlerle Buluşma” programına katıldığı “Şehit Şenay Aybüke Yalçın İl Halk Kütüphanesi” medyada ve entelektüel çevrede hak ettiği karşılığı bulmadı…
Hem de, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un, sosyal medyada “Şehit Şenay Aybüke Yalçın İl Halk Kütüphanesi”nin, Uluslararası Kütüphane Dernekleri ve Kurumları Federasyonunun (IFLA) düzenlediği Yılın Halk Kütüphanesi Yarışması’nda dünyada tanınmayı hak eden 32 kütüphaneden biri olarak seçildiği paylaşımına rağmen.
O zaman önce şunu konuşalım: Kitap ve Kütüphane kişi ve toplum hayatımızda ne anlama geliyor?
Türk Tarih Profesörü İlber Ortaylı “Kütüphane”ler için “Beşeriyetin hafızasıdır. Bazı insanlar bilgisayar devrinin kütüphane ihtiyacını ortadan kaldırdığını ve irfanı getireceğini söylerler, boş lakırtıdır. Kitap gibi bir sanat eserini elden geçirmek bir zevktir” diyor.
Durum böyle olunca, “Kütüphane-Toplum” ilişkisinde ne durumdayız diye bakıverdim.
Verilere göre, Türkiye genelinde içinde ihtisas, çocuk ve bebek kütüphanelerinin de bulunduğu 1233 adet il halk kütüphanemiz var. Ülkenin en kalabalık kenti olan İstanbul’da 51 il halk kütüphanesi, başkent Ankara’da 44 kütüphane, İzmir’de ise 42 kütüphane bulunuyor…
Batıda ise durum farklı, Fransa’da 4.000 kişiye 1 halk kütüphanesi düşerken Türkiye’de şehirlerde yaklaşık 40.000 kişiye bir halk kütüphanesi düşmektedir.
Günlük haber bültenleri, bize değerlerdeki kayıplar, fikir ve ahlak fukaralığı yüzünden aile ve toplum hayatımızda süregelen karmaşa ve can acıtan olayların hangi ortamlarda ürediği hakkında bir fikir verebilir.
Okumanın sadece entelektüel ve aydınların yapması gereken bir “uğraş” olduğu kanaati oldukça yaygın olan bir toplumda farklı sonuç beklenemez.
Oysa “okuma” hayatı anlamamızı ve anlamlandırmamızı, sağlayan bir tecrübe paylaşımıdır. Çünkü her şeyi yaşayarak öğrenmeye gücümüz ve zamanımız yetmez.
Sosyal barış ve refah adına hangi meseleye baksak “Eğitilmiş İnsan” unsuru her zaman ilk sıradaki yerini alıyor. İnsanlara yatırım yapmak, onların yetenek ve becerilerini harekete geçirmek, değişmek ve hayatını değiştirmek isteyenler için geçmişten günümüze en önemli araç “Kitap ve Kütüphaneler” olmuştur.
Kütüphaneler; değişmek isteyen insanların dilini, tecrübe ve hayatı okumasını geliştiren, değiştiren insanlarla/kitaplarla bir araya geldiği bir “Gök kubbedir.”
Son yıllarda kütüphanelerin hayatımızdaki yerini büyütmek, “Kütüphane-Okuyucu” arasındaki bağı güçlendirmek ve mevcutları daha verimli kılmak için ciddi bir gayret var. Sayı ve nitelik olarak her gün zenginleşen kütüphanelerimizin çalışanları, emekçileri ve okuyucularını daha fark edilir kılmak için Kültür ve Turizm Bakanlığımızın farklı kategorilerde “Teşvik Programları” düzenlemesi teklifimizdir.
Unutulmamalı ki: “Marifet iltifata tabidir…”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.