Kraliçe’nin günah galerisi

A -
A +

Elizabeth, Şubat 1952’de tahta çıktığında sadece İngiltere’nin değil, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, Güney Afrika, Pakistan, Seylan’ın kraliçesidir. Jamaika, Bahamalar, Grenada, Papua Yeni Gine, Solomon Adaları, Tuvalu, Saint Lucia, Saint Vincent ve Grenadinler, Belize, Antigua, Barbuda, Saint Kitts ve Nevis de ona bağlıdır.
53 üyeli İngiliz Milletler Topluluğu’ndan, 14’ünün kraliçesi ve İngiltere Kilisesi’nin yüksek valisidir. 

BEST SELLER

Elizabeth, York Dükü ve Düşesi’nin büyük kızıdır, Londra’da doğar (Nisan-1926).
Kardeşi Margaret ile İskoçyalı dadıları Marion Crawford’dan sıkı bir eğitim alırlar.
Crawford daha sonra mürebbiyelik hatıralarını yazacak (The Little Princesses-1950) Elizabeth’in huylarından söz açınca, kovulacaktır âdeta.
Kız çocukları özense de prenseslik cazip bir şey değildir, sarayın kuralları vardır ve sandığımızdan yalnızdırlar. Bu yüzden ata, ite sarılırlar.
Kraliçelik mi?.. Kırk yıl düşünse gelmez aklına.

Kraliçe’nin günah galerisi
Musul

AMCA BIRAKINCA

Büyükbabası V. George ölünce (1936) teamül gereği amcası VIII. Edward kral ilan edilir. Ancak o sıra Amerikan sosyetesinden Wallis Simpson’la evlenmeye kalkar, kadın kocasından ayrılmamıştır daha.
Buna Kilise ve İngiliz Milletler Topluluğu hükûmetleri karşı çıkar. Edward krallıktan feragat eder, kardeşi Albert’e (VI. George) “Gel sen otur” der “tahta!”
Albert’in oğlu olmadığı için büyük kızı Elizabeth’i veliaht yaparlar.

SARAYDA BİR BAŞINA

Henüz on yaşındadır ve öğreneceği çok şey vardır. Eton College rektörü Henry Marten’dan anayasa tarihi dersleri alır. Tabii ki adının başında satırlarca unvanı olan bir prenses hoplaya zıplaya mektebe gidemez. Seksek oynayamaz, ip atlayamaz. Onun için sarayda hususi okul açar, yaşıtları ile temasta bulunsun diye birkaç asilzade katarlar yanına.
Veliaht da olsa çocuktur, annesi ve babası yurt dışı gezilere gittiğinde ağlar. Sırf annesinin sesini duysun diye “Transatlantik Telefon Hattı” yaptırılır hatta.

Kraliçe’nin günah galerisi
Yemen

ORDU SAFLARINDA

İkinci Dünya Savaşı hayli yıpratıcıdır. Londra defalarca bombalanır.
Bazı politikacılar hanedanın Kanada’ya yollanmasını teklif etse de aile ülkeyi terke yanaşmaz. Elizabeth ve Margaret bir süre İskoçya’da (Balmoral Kalesi’nde) saklanır. Sonra Norfolk’a, Sandringham House’a, Royal Lodge ve Windsor Castle’a taşınırlar.
Elizabeth, tahliye edilen çocuklara hitaben radyo konuşmaları yapar, askerler için yün toplar güya.

İNGİLİZ ANAHTARI

Bilahare ailesinin itirazına rağmen (!) ‘Anavatan Ordusu’na katılır.
Katılır derken elbette Normandiya çıkarmasında yer almaz. Emin bir kışlada, kamyonlarla oynar. Onu lastik değiştirirken gösteren fotoğraflar var. Sanmam ki kriko vursun, yarım devir bijon açmış olsun.
Arazi araçlarının çamurlu somunları benim diyen erkeği zorlar. Mizansen olduğunu şuradan anlayın önden yandan yüzlerce fotoğrafı var. Profesyonel işi. Sehpa kurulmuş, açı bakılmış, diyafram ayarında.

PHILIP, GEL BURAYA!

1947 yılında bir seyahat esnasında Yunanistan ve Danimarka Prensi, Kraliyet Deniz Kuvvetleri teğmeni (uzaktan kuzeni) Philip Mountbatten ile tanışır, nişanlanırlar.
Aynı yıl Westminster Abbey’de düğün yaparlar... Kral, damadını Edinburgh Dükü, Merioneth Kontu ve Greenwich Baronu yapar, unvanlara boğar. 

KRAL ÖLDÜ, YAŞASIN KRALİÇE

6 Şubat 1952. Elizabeth, Kenya gezisinde babasının ölüm haberini alır. Artık tahtı ondan sorarlar. Taç giyme merasimi televizyonda yayınlanır, aman o ne şatafat!
Peki Kraliçe, İngiliz Devletler Topluluğu’nda ne kadar söz sahibidir?
Elbette otoritesi vardır, Parlamento’yla zıtlaşmadığı sürece gerginlik çıkmaz. Zaman zaman Muhafazakâr Parti’ye müdahale etse de bunu usulünce yapar. “Majesteleri konseyin Lord Salisbury’ye danışması tavsiyesinde bulundular!”   
Düşünün Kraliçe, Churcill, Stalin, Truman devrinde siyasetin içindedir, 15 başbakanla çalışır, eskittiği nazırların sayısını hatırlamaz.

SIKINTILAR

Sonraları saraya çekilir, sempatik pozlar verir fotoğrafçısına. Eskisi kadar güçlü değildir. Margaret Thatcher ile yaşanan gerginlikte ileri gidemez mesela.
Hanedan yakinen takip edilir, dedikoduculara malzeme çıkar.
Aile içi çekişmeler, tacizler, kaçamaklar...
Prens Charles, Prenses Anne ve Prens Andrew boşanırlar.
Diana’nın geçirdiği kazayı biliyorsunuz. Sarayın bigâne tavrı vatandaşın canını sıkar. 

SKANDALLAR

Prens Andrew hakkındaki cinsel saldırı iddiaları, yine Andrew ile Sarah Ferguson’un FETÖ bağlantılı isimlerden rüşvet alması.
Sussex Dükü Prens Harry’nin Kraliçe’yi takmaması, eşi Düşes Meghan Markle ve oğlu Archie’yi de alarak yurdu terk etmesi, sarayı ırkçılıkla suçlaması.
Hani 70 sene de az değil, dört nesil ondan başka devletlü görmez, uzun iktidar metal yorgunluğu yapar.
Hatta bazı yazarlar “bu yaşlı kadın” diye söz açar ondan.

ÖVMEYENİ DÖVÜYORLAR

Kraliçe Babıali’yi de peşine taktı, uğruna renkli renkli sayfalar yapıldı, yok çocukluk hatıraları, yok gençlik fotoğrafları...
Tamam bir İngiliz’in duygularını anlarım, neticede dünyayı kemirdi, bunlara yedirdi.
Peki majestelerin bize ne gibi bir hayrı oldu? Hangi hadisede yanımızda durdu?
Churcill neyse Elizabeth de o. İkisi aynı tüfeğin demirinden. Bunu sevip ona sövüyorsanız tenakuz var ortada.
Birinin evine girerseniz, haneye tecavüz denir. Malını alırsanız hırsızsınız, zorlarsanız gâsıpsınız. Karısına sarkarsanız ırz düşmanı, kızını kızanını köleleştirirseniz esir tüccarı.
Güneş batmayan imparatorluk sömürge ile semirir. Dünyayı soyar, mimari eserleri bile söker Londra’ya taşırlar.   
Hindistan’ın iliğini kemiğini emerler, Irak ve Afganistan gözü yaşlı dullarla dolar. Beddua, beddua, beddua...
Onca yetimin hesabı nasıl verilir acaba?

HA BIÇAK, HA UÇAK

Cinayet cinayettir, ölene “maktul”, öldürene “katil” denir hukukta.
Bunun “bıçakla” ya da “uçakla” yapılması hükmü değiştirmez! Emri veren de tetiği çeken de vebal altında...
İslam dünyasının neresinde bir sıkıntı görürseniz eşeleyin, altından İngiliz çıkar mutlaka. Hicaz, Keşmir, Filistin, Irak, Somali, Uganda, Kerkük, Musul, Batı Trakya...
Kuzey Amerika ve Avustralya katliamlarına hiç girmeyelim, sayfa yetmez zira.
Sadece bir ölçü verelim. Beynelmilel krizler çıkınca Abdülhamid Han sorarmış, “İngilizler ne diyor bu hususta?”
-Efendim şöyle şöyle...
-Tersi hayırlıdır, alet olmayalım onlara. 

TAKTI TAKIŞTIRDI, TABUTA YAKIŞTIRDI

Kraliyet ailesi büyük bir servet üzerinde oturur. Kraliçe sadece terlik pabuçlarını dağıtsa bin garip düze çıkar.
Çantalar, şapkalar, eldivenler, şemsiyeler, mantolar...
Ailenin parayla alınamayacak mülkleri, vardır sonra, ehliyeti olmayan Kraliçe’nin garajında Rolls Royce’lar, Jaguarlar, Range Rover’lar yatar. (Cenaze arabası niye Mercedes acaba?)
Ama magazin basını döner dolaşır taçlarından bahis açar, mücevherleri  orta ölçekli bir ülkenin bütçesini aşar.
“Ayna ayna söyle bana!”
Hepsinin hikâyesi var ama sadece adlarını yazsak bir paragraf yapar.
Bir kısmı Kraliyet ailesinden kalmadır, bir kısmı sömürge kıyağıdır (Hint Monarkı Nizam’ın yolladığı Burma Yakutlu taç)
Bir kısmı da araklamadır. Mesela Bolin tarafından Çariçe Vladimir için tasarlanan ve ihtilal ile ailenin elinden alınan ünlü taç, bir İngiliz ajanı tarafından çalınıp Londra’ya kaçırılır.
Kraliçe tahttaki 70’inci yılını kutlarken takı yağmuruna tutulur, Bvlgari’nin tasarladığı taç ve saatten oluşan “Jubilee Emerald Garden” onlardan biridir ki, ortasında lotus şeklinde oyulmuş bilmem kaç karatlık Zambiya zümrüdü vardır.
Şimdi bunlar neye yarar, hesabını artırmaktan başka?

İNGİLTERE, KRALİÇE'SİNİ UĞURLADI

İngiltere’nin en uzun süre tahta kalan hükümdarı Kraliçe II. Elizabeth, 8 Eylül günü yaz tatilini geçirdiği İskoçya’daki Balmoral Kalesi’nde hayatını kaybetti. 96 yaşında ölen Elizabeth, 11 gün sonra toprağa verildi. Kraliçe’nin tabutu, dün askerî geçit töreniyle başkent Londra’daki tarihî Westminster Abbey Kilisesi’ne taşındı. Tabutunun arkasında yürüyenler arasında Elizabeth’in oğlu Kral III. Charles, Prenses Anne, Prens Andrew, Prens Edward, Galler Prensi William ve Sussex Dükü Prens Harry yer aldı. William eşi Kate Middleton, çocukları Prens George (9) ve Prenses Charlotte (7) ile Kraliyet’in istenmeyen gelini Harry’nin eşi Meghan Markle da ön sıralarda bulundu. Merasime ABD Başkanı Joe Biden ile eşi Jill Biden, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Kanada Başbakanı Justin Trudeau, İtalya Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella, Ukrayna Devlet Başkanı Vladamir Zelenskiy’nin eşi Olena Zelenska başta olmak üzere 500’e yakın dünya lideri ve üst düzey isim teşrif etti. Türkiye’yi temsilen Dışişleri Bakanı Mevlût Çavuşoğlu gitti. Toplam 2 bin kişinin katıldığı merasimin ardından, ülke genelinde 2 dakikalık saygı duruşu yapıldı. Windsor Kalesi’ne getirilen Elizabeth, özel aile töreniyle annesi ve babasının yanına gömüldü. Aylin Albayrak İHA

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.