Millet gerekli kararı verecek…

A -
A +
Anayasa değişikliği için lehte ve aleyhte hemen her şey söylendi. Şimdi sıra milletin vereceği karara geldi. Ve millet yarın sandık başına giderek, o kararı verecek. Herkes bu karara saygı duyacak.
 
 
Evet, sandık başına gitmeye artık saatler kaldı. Türkiye’nin hükûmet sistemiyle ilgili, önemli ve köklü bir değişikliğin hayata geçirilmesi için; nihai ve kesin kararı, halkımız oylarıyla ortaya koyacak. Biz buna millî irade diyoruz. Ve esas belirleyici olan da bu iradedir… Yarın elli küsur milyon vatandaşın tek tek tercihini sandıklara yansıtmasıyla, kesin netice tahakkuk edecek ve herkes bu neticeye saygı duyacaktır. İçine sinse de sinmese de, buna katlanmak ve kabullenmek durumundadır. Millî iradeye saygı sadece lafla olmaz! Samimi bir şekilde bunun gereklerine uymak lazımdır. Dolayısıyla 17 Nisan sabahından itibaren, ortaya çıkmış olan sonuca göre, bu değişiklik için evet veya hayır yönünde tercih kullanmış olan her vatandaş; sıfatı ne olursa olsun, milletin kararı başımız üstüne deyip gereğini yapmak durumundadır!.. Zira bugüne kadarki süreçte, anayasa değişikliğinin lehinde ve aleyhinde, doğru-yanlış söylenmedik bir şey kalmadı. Bütün bu anlatımların halka nasıl yansıdığı, vatandaşın bu sistem değişikliğini nasıl anladığı, sandık sonuçlarıyla kesin biçimde tezahür edecektir. Sandık sonuçları aynı zamanda, siyasi rekabetteki aktörlerin başarı derecesidir… Dolayısıyla herkes kendi açısından bir muhasebe yapacaktır. Kaybeden taraf nerede hata yaptığını, neyi eksik bıraktığını irdeleyecektir.
17 Nisan sabahı beklediğimiz ve arzu ettiğimiz şey, milletimizin verdiği karar istikametinde, iktidar ve muhalefet kanadının gerekli tavrı takınıp artık ülke meselelerinin çözümüne yoğunlaşmasıdır. En önemli mesele şüphesiz Türkiye’nin ulusal güvenliğidir. Bu sebeple başta bölücü terör örgütü olmak üzere, Türkiye’nin güvenliğini tehdit eden iç ve dış bütün terör örgütlerine karşı, en etkili mücadelenin ortaya konması hususunda herkes elini taşın altına koymak zorundadır. Türkiye’nin başına çorap örmek isteyen şer güçlere karşı, tam bir millî birlik sergileyebilirsek, yüz yüze kaldığımız büyük tehlikeleri kolayca bertaraf edebiliriz. Aksi hâlde son kırk yılda olduğu üzere, enerjimizi kalkınma ve refah için değil de, güvenliği sağlamak için harcamaya devam mecburiyetinde kalırız. Herhâlde hiçbir vatansever böyle bir neticeyi istemez! Şu hâlde doğru tavrı takınmaktan başka yolu yok. Kampanya döneminde olup bitenlere takılıp kalmamalıyız. Sen şunu yaptın-ben bunu söyledim tartışmalarını geride bırakıp, ülke menfaatleri için azami güç birliğinin sağlanması için gayret sarf etmeliyiz.
Bu noktada bütün siyasi partiler, pazartesi sabahından itibaren gerekli öz eleştiriyi de yapmaya başlamalı. Geçen altı ay zarfında cereyan eden gelişmelerin siyaseten ne kadar doğru veya yanlış olduğunu samimiyetle değerlendirmelidir. Memleketimiz gereksiz siyasi gerilimlerden yeterince zarar gördü. Bugüne kadarki tecrübelerin ışığında ve her zaman tekrarlamaktan hoşlandığımız siyasal bilincin gelişmesi; şayet doğruysa bunun gereği olarak, daha olgun ve hoşgörülü bir siyasi kültürün neşv-ü nema bulması için çalışalım. Bulalım ki, her seçim veya referandum döneminde, siyasi rekabetin ötesine taşırılan söylem ve eylemlerin artık sonunu getirelim. Şayet bu konuda, herkes ama herkes samimi hareket etmezse, şimdilerde de olduğu gibi sadece lâf-u güzafla bir yere varamayız. Dünyanın gelişmiş devletleriyle gerçek anlamda bir rekabete girişebilecek gücü toplayabilmemiz, öncelikle birbirimizle uğraşmayı bırakmaktan geçiyor zira! Türkiye’nin ‘küresel güç’ olma iddiasını sürdürebilmesi ve bunu hayata geçirebilmesi, enerjisini doğru yerde harcamasıyla mümkündür. Üstelik dünyanın mazlum milletleri bu konuda Türkiye’ye ümitle bakıyorlar…
Demek oluyor ki Türkiye yalnızca kendisinden mesul değil!.. Tarihin kendisine yüklediği büyük bir misyon var. İmparatorluk bakiyesi bir ülke olarak, kucağında bulduğu nimet ve külfet mirasını dengeli ve verimli biçimde değerlendirerek, medeniyet yarışında özlediği noktayı yakalayabilir. Aksi hâlde daha çok bedel ödemek durumunda kalabilir. Sadece bölücü terörle sırtımıza yüklenen büyük faturayı doğru hesaplarsak ve benzer faturaların buna eklenmesine fırsat ve zemin bırakmazsak, hedeflerimize ulaşabiliriz.
Netice: Milletimizin yarın sandık başında vereceği karar çok ama çok önemli. Ve Milletimizin doğru kararı vereceğinden asla şüphemiz yoktur.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.