Artık ileriye bakalım…

A -
A +
Türk halkı, yüksek irfanı ve dost-düşman herkesin kabul etmesi gereken, siyasal katılım bilinci ile çok önemli bir karar verdi. Türkiye’nin siyasi yönetiminde artık yeni sistem devreye girecek.
 
Evet, milletimiz hür iradesiyle kararını verdi… Türkiye’de hükûmet sistemini kökünden değiştirecek anayasa reform paketini onayladı. Bu karara herkes saygı duymak durumunda. İçeride ve dışarıda bu kararı içine sindiremeyenlerin epey fazla olduğu açık! Ama onlar da sonuçta bunu hazmedecekler. Rusya ve İran gibi önemli ülkelerden, diplomatik nezakete uygun açıklamalar gelirken. Almanya, Fransa, Hollanda ve Belçika gibi AB devletlerden yine çok kaba ve saygısız ifadelerle dolu beyanlar sadır oluyor… İngiliz halkı yüzde 72 katılım ve 48-52 evet/hayır oranıyla Avrupa Birliği'nden çıkmayı onaylarken, adı geçen ülkelerin gıkı çıkmıyor. Ama aynı şey yüzde 86 katılımla Türkiye’de olunca, halkın bölünmüş olma hâlinden dem vuruyorlar. Bunların oryantalist yaklaşım ve samimiyetsizlikleri öteden beri müseccel… O yüzden rahatsızlıklarının sebebini anlamak zor değil. Biz dışarıda, “Evet diyenleri Türkiye’ye iade edelim" diye zırvalayan Geert Wilders gibi kaçık ırkçıları; içeride hiçbir siyasi itibarı olmayan Fevzi İşbaşaran gibi provokatörleri, kale almadan yolumuza devam edeceğiz. Şimdi artık ileriye bakma zamanı… Kasım 2019’a kadar olan geçiş sürecini iyi değerlendirip yeni sistemin hazırlıklarını tamamlayabilmeliyiz.
2019 Başkanlık ve Parlamento seçimlerine, hazırlıklı girmek isteyen her parti, bugünden tezi yok işe girişmeli ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da ifade ettiği üzere projelerini hazırlamalıdır. Bu konuda herhâlde CHP’nin öncelikle durumunu gözden geçirme ihtiyacı olsa gerek. Referandumda kaybeden tarafta olmanın sıkıntısı ile verdiği birtakım reaksiyonları, bugün için anlamak mümkün. Ama sürekli olarak itiraz ve yakınma ile CHP bir yere varamaz. Yeni sistemle birlikte iktidara gelme iddiasını sürdürebilmesi için, Türkiye’nin yalnızca yüzde 30’luk kesimine değil, bütününe hitap edebilecek bir siyasi program ve ona göre de donanımla halkın karşısına çıkmalı. CHP’nin bu referandumda ilk defa denemeye çalıştığı, geniş muhafazakâr kitlelere açılma politikasının niçin istenen sonucu vermediği herhâlde masaya yatırılacaktır. Bunun sadece birtakım sloganlarla olamayacağı, öncelikle muhafazakâr kitleye hitap edecek bir altyapıya ve sosyal kültüre sahip olmak gerektiği mutlaka fark edilmeli… Deniz Baykal gibi yaşını başını almış tecrübeli bir siyasetçinin bile, dinî alana giren söylemde nasıl bariz hatalara düştüğü, acaba ne kadar fark edildi? CHP’nin temel problemi toplumun yüzde yetmişini oluşturan dindar-muhafazakâr kitle ile sağlıklı diyalog geliştirmemesidir… Bunun için öncelikle toplumun bu geniş kesiminin değerlerini bilmek, tanımak ve saygı göstermek mecburiyeti var. CHP’nin şimdiye kadar fark edemediği nokta burası olsa gerek.  Bakınız, Recep Tayyip Erdoğan’ın, referandum sonrası İstanbul’da yaptığı kabir ziyaretleri bile, tek başına CHP’nin çok dersler çıkarabileceği bir olaydır.
Referandumda kaybetmiş olmanın psikolojisiyle, sandık sonuçlarını şaibeli göstermeye çalışan CHP yöneticileri, şayet nerede hata yaptıklarını, nerede neyi eksik bıraktıklarını irdelerse, doğru tespit yapmakta zorlanmayacaktır. Öncelikle çok çalışma… Bu referandum için belki de CHP ilk defa pozitif bir propaganda yöntemi denemeye çalıştı. Ama sonunu getiremedi. Hüsnü Bozkurt’un “Evet diyenleri İzmir’den denize dökmek” gibi absürd bir söylemde bulunması, Kılıçdaroğlu’nun en önce kendi kendisiyle çelişen “Kontrollü darbe” iddiası vs. CHP aleyhine birkaç puanlık sapmaya zemin hazırladı. Yani CHP, iktidar kanadını suçlamak yerine öncelikle bu yanlışlıkları irdelemeli. Fakat asıl mesele, CHP’nin ideolojik olarak eski bagajlarından kurtulması ve siyaset sosyolojisinin icabına göre (yukarıda belirttiğimiz geniş kitlelere açılma meselesi vb.) yeni politikalar üretmeye çalışmasıdır. Kasım 2019’daki büyük sınavın işaret fişeğini, 16 Nisan gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan attı bile!.. Bakalım CHP buna kendisini hazırlayabilecek mi?
16 Nisan’da çıkan sandık sonuçlarında, AK Parti ve MHP’ye de önemli mesajlar var. Özellikle Batı bölgeleri ve sanayi şehirlerinde meydana gelen oy düşüşleri, önemli bir ikazdır. Her iki partinin de bu ikazı dikkate almamak gibi bir lüksü yok. Diğer taraftan Güneydoğu bölgesinde evet oylarının önemli oranda yükselmiş olması, ülkenin birlik ve bütünlüğü adına çok önemli bir neticedir. Ki, Sayın Erdoğan bu hususa özellikle dikkat çekti.
Sonuç: Geçmişe takılıp kalmayalım. Yeni sistem hayırlı olsun!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.