Ramazan ayı haberleri

A -
A +
Geçmiş yıllarda ramazan ayı her yaklaştığında, yoğun şekilde çarşı-pazar haberleri medyada yer alırdı. Sebze-meyveden yufkaya, kırmızı-beyaz etten hurmaya, fiyatların el yaktığı işlenirdi…
 
 
Bu sene Ramazan-ı şerif ayının başlangıcında (Hilali görme), İslam ülkeleri arasında daha geniş bir görüş birliği sağlandı. İslâm âleminin büyük ekseriyeti aynı gün oruca başladı. Rü’yet-i hilal (yeni ayı görme) konusunda Müslümanların her geçen gün daha titiz bir yaklaşım sergilemesi ve bu önemli konuya daha dikkatli şekilde eğilmesi, elbette memnuniyet vericidir. Burada esas olan dinimizin hükümlerine uygun harekete edilmesi, gerekli hassasiyetin gösterilmesidir. Günümüzde uzay teknolojisinin gelişmesiyle, hilal için yapılacak tarassut geçmiş yıllara nazaran daha kolay ve sonuç alma yönünden daha elverişli. Yeter ki usulüne uygun bir izleme ve bilgi paylaşımı yapılsın… Bu kritik meselede doğru istikamette, birliğin sağlanmış olması hiç şüphesiz sevindiricidir. İslâm dünyasının huzurunu kaçıran çok, pek çok meselesi bulunuyor. Bu sıkıntılı ve bunalımlı dünyada, ramazan ayı ve hac mevsimi, manevi huzur ve bereketiyle, Müslümanlar için ferah iklimidir. 
Ne yazık ki, dünyanın birçok yerinde inanç hürriyetine sahip bulunmayan din kardeşlerimiz, bu iklimi istedikleri gibi yaşayamıyorlar. Kimi yerde oruç tutmaları yasaklanıyor, kimi yerde ise kurban kesmeleri… Hindistan’daki Müslümanların her yıl Kurban Bayramında Hinduların taciz ve tasallutuna maruz kalmasını ancak üzüntü ile takip edebiliyoruz. Aynı şekilde Çin’de, Tayland’da, Burma’da ve bunlara benzer başka bazı ülkelerde; Müslümanların ibadetlerini yerine getirme konusunda, özellikle oruç tutma hususunda ne denli sıkıntı ve eziyetler yaşadığını bütün dünya biliyor. Bir taraftan fakirlik, yoksulluk; diğer yandan siyasi, ideolojik ve dinî baskılar tahammül sınırlarının çok çok ötesinde!.. Temennimiz bu yakıcı sıkıntıların en azından hafiflemesidir. Bu konuda şüphesiz, İslâm Dünyasının öncelikle dayanışma içine girmesi gerekiyor. Şayet yeterince hassasiyet ve gayret ortaya konabilirse, en azından ekonomik problemlerin büyük bölümü mevcut imkânlarla çözüme kavuşturulabilir. Ama bunun için her şeyden önce siyasi bir irade ve samimiyet lazım...
Tekrar ülkemize dönecek olursak, geçmişle bugünü kıyasladığımızda olumlu yönde gelişmelerin yaşandığını ifade etmemiz gerekiyor. Geçmişte ramazan ayında olumsuz haber yaymak için özel gayret sarf eden çevrelerin eskisi kadar aktif olmadığını yahut olamadığını görüyoruz. Her yıl ramazan ayı yaklaştığında, derhal bir çarşı-pazar yangını baş gösterirdi nedense… Hemen her gıda maddesinin fiyatı şaşırtıcı biçimde el yakıyordu! Doğru olmadığı aşikâr olan bu haberleri yaymada kimin ne yararı vardı acaba? Ramazan ayında insaf sahibi herkesin fark edebildiği bolluk ve bereket, birileri tarafından bilhassa inkâr ediliyordu. Neden? Toplumdaki yardımseverlik ve paylaşma erdemi bu ayda zirve yaptığı, her ferdin kendi kısmeti nispetinde bundan faydalandığı hâlde, kimler bu olumlu tabloyu özellikle tersine çevirmeye çalışıyordu? Neyse ki, eskisi gibi bu asılsız ve olumsuz haberler o kadar yapılmıyor. Her ne kadar ramazan pidesi başta olmak üzere, gıda fiyatları meselesi işleniyorsa da, ilgili ve yetkili mercilerin peş peşe açıklamalarıyla, vatandaş daha doğru biçimde bilgilendiriliyor. Böylece asılsız söylentilerin önü kesilebiliyor. Bu sene takip edebildiğimiz kadarıyla “Ramazan zamları” devreye sokulamadı. Her şey normal seyrinde gidiyor. Eli ve gönlü açık insanlar da din kardeşlerine imkânları ölçüsünde ikramlarda bulunarak bu mübarek ayın güzelliklerini yansıtıyor. Şaşaalı iftar sofraları kalabalık olsa da, doğru olanın bu ayda israftan ve gösterişten kaçınıp, her şeyin lüzumu kadar kullanılmasıdır. Mütevazı sofraların daha neşeli ve huzurlu olduğunu kim inkâr edebilir?!
Ramazanda bazı odaklarca körüklenen bir başka şey, oruç tutmayanlara baskı yapıldığı hikâyesiydi. Memnuniyetle ifade edelim ki, bu konuda da eskisi gibi spekülasyonlar yapılmıyor, yapılamıyor. Ramazanda açık tutulan lokantaların sahiplerinin tehdit edildiği haberleri köpürtülürdü mesela… Yahut “oruç tutmadığı için dövülen vatandaş” fotoğrafları, bazılarınca itinayla servis edilirdi. Bunlar büyük çapta artık geride kaldı. Laik-anti laik zıtlaşmasını körüklemek için, oruç ibadetinin bahane edilmesi eskisi gibi ilgi toplamıyor. Bu iyi bir şey… Ayrıca şuurlu hiçbir Müslüman, fitne çıkaracak hâl ve hareketlerde bulunmaz. Kimseye sen niye oruç tutmuyorsun diye asla saldırmaz. Bu şekildeki bir hareket, ya kasıtlıdır, fitne çıkarmak için provokatörler tarafından yapılıyordur. Yahut da yapan zır cahildir, ne yaptığını bilmiyordur!.. Müslüman kendi ibadetini doğru dürüst yapmaya çalışır. Dine aykırı bir şeyi de din adına yapmaya kalkmaz.
Bütün okuyucularımızın Ramazan-ı şerif ayını tebrik ediyorum...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.