Srebrenitsa soykırımı ve Avrupa’nın yüzü…

A -
A +
20. yüzyılın en yüz kızartıcı soykırımı olan Srebrenitsa faciasının üzerinden 26 yıl geçti. Katliamın baş faili, insan kasabı Ratko Mladiç’in ömür boyu hapis cezası ise ancak bir ay evvel onaylandı…
 
 
Evet, 20. asrın en utanç verici soykırımı Srebrenitsa’da yapıldı. Çünkü bu insanlık suçu, sözüm ona barış ve dünya düzeni adına orada bulunan; BM Güvenlik Konseyi tarafından görevlendirilmiş Hollandalı askerlerin gözü önünde, âdeta onların gözetiminde ika edildi. Orada hunharca katledilen 8372 kişinin kanı, o insanların elindeki silahları da alarak kendilerini Ratko Mladiç ve emrindeki vahşi sürüye teslim eden Hollanda askerlerinin eline yüzüne bulaşmıştır... Hiç tartışmasız, bu soykırım ve katliamda, BM teşkilatı ve onun görev verdiği Hollandalı askerlerin doğrudan suç ortaklığı söz konusudur!.. Tam dört yıl boyunca, “Medeni Avrupa’nın” gözleri önünde; Sırp ve Hırvatların, sırf dinlerinden dolayı Boşnak Müslümanlara uyguladığı soykırım, insanlık tarihinde kapkara bir lekedir. Avrupa, dört yıl boyunca bu vahşet karşısında kılını kıpırdatmamıştır. Bunun sonucu olarak, BM Teşkilatının resmî raporunda dahi resmen tespiti yapılmış, en az 110 bin Müslüman’ın vahşice öldürülme felaketi yaşanmıştır. Aslında bu soykırım ve katliamlarda, hayatını kaybeden Boşnak Müslüman sayısı, BM Raporunun üç katına yakın, 300 bin civarındadır. Burada mesele kemiyetten çok keyfiyettir. İşlenen insanlık suçunun niteliğidir. Burada da Avrupa ve Batı dünyası, tavır koymada ikiyüzlü davranmaya devam etmiştir. Şöyle ki, Uluslararası Ceza Mahkemesi Eski Yugoslavya Coğrafyasında Boşnak Müslümanlara karşı gerçekleştirilmiş olan soykırım suçunu tespit etmiş, ama bunun için müeyyide uygulama yoluna gitmemiştir. Bu, tek kelime ile ikiyüzlülüktür!
 
Srebrenitsa soykırımının bir numaralı faili olan insan kasabı lakaplı Ratko Mladiç’in aldığı ömür boyu hapis cezası, ancak bir ay evvel mahkemece tasdik edildi… Kendisi o faciadan sonra tam on altı sene boyunca fareler gibi saklanmış, ancak 2011 yılında yakalanıp Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesine teslim edilmişti. 2012 yılında başlayan yargılama 2017 yılında, ömür boyu hapis cezası hükmüyle sonuçlanmıştı. Ancak beklendiği gibi bu canavar, doğru biçimde yargılanmadığını iddia ederek temyiz talebinde bulunmuştu. Nihayet geçtiğimiz haziran ayının ilk haftasında cezası onaylanarak kesinleşmiş oldu. Mladiç canavarı, bundan sonraki ömrünü kodeste geçirecek. Kim bilir belki ağababası Miloseviç gibi o da intihar eder veya diğer bir insanlık düşmanı olan, güya şair ve psikiyatrist Radovan Karadziç gibi sefil hayatını demir parmaklıklar ardında tamamlar… Miloseviç, Karadziç, Mladiç ve diğer insan kılığındaki şeytanlar, bu dünyadan insanlığın kin ve nefretini üzerinde toplamış olarak def olup gidecekler. Lakin asıl hesaplaşma ve adaletin tecellisi öbür dünyada…  Bu zalimler işte asıl hesabı orada verecekler ve hak ettikleri cezayı orada bulacaklar. Zalimler için yaşasın cehennem!..
 
Srebrenitsa’da ve başka yerlerde yakınlarını kaybeden, Sırp ve Hırvat zulmüne maruz kalıp da bir şekilde hayatta kalmayı başaran, Boşnak Müslümanların acısı aradan geçen çeyrek asra rağmen çok taze. Zira öyle bir zulüm ve vahşete maruz kaldılar ki, anlatmaya kelimeler yetmez. Srebrenitsa ve başka yerlerde katledilen Müslümanlar önce toplu mezarlara gömüldüler. Daha sonra Sırplar, suç delillerini karartmak için buldozer ve kepçelerle bu toplu mezarları kazdılar, cesetleri paramparça vaziyette başka yerlere naklettiler. Bu yüzden de sonraki araştırmalarda, cesetler bütün hâlinde bulunamadığı için teşhis ve tespit yapmak mümkün olmadı veya çok zor oldu. Düşününüz ki, bir insana ait ceset parçaları beş altı ayrı yerlerde bulunuyor!.. O sebeple, hâlâ daha Bosna Hersek’te hayatını kaybeden insanların bir taraftan cesetlerini bulma, diğer yandan kimliklerini tespit etme çalışmaları devam ediyor. Ve onun içindir ki, aradan geçen 26 seneye rağmen yürekleri hâlâ kor gibi yanıyor… Bu acıyı unutmak mümkün mü?
 
Fakat beri tarafta, bu vahşet karşısında Avrupa ve genel olarak Batı Dünyası gayet pişkin ve rahat… Sanki hiçbir şey olmamış gibi. Batı hep böyledir. Bu tavır sadece Bosna Hersek için değil, diğer memleketlerdeki vahşetler için de sergilenmektedir. Bakınız yakın zamanda Kanada ülkesinin her tarafında, vaktiyle ailelerinden koparılmış ve bunlar için açılan yurtlarda tutulan yüzlerce Kızılderili çocuğun cesetleri, toplu mezarlardan âdeta fışkırdı! Peki, bu vahşete karşı doğru dürüst bir tepki duydunuz mu? Bir iki cılız ve sözde kınamanın dışında, hiç!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.