Virüsün şakası yok! Yeniden sıkı tedbir…

 

 

Evet, Koronavirüsün şakası yok!.. Maske, mesafe ve hijyenle tedbirlere ilaveten, en etkili korunma yolu olarak görülen aşı kampanyalarına rağmen, salgının kontrol altına alınması maalesef mümkün olmuyor… Hâl böyle olunca, pek çok ülkede, bir müddet önce hafifletilen veya gevşetilen tedbirler yeniden sıkılaştırılıyor. 21 Ekim’den beri sokağa çıkma yasağının uygulandığı Letonya’da, son olarak dikkat çekici bir karar alındı. Henüz aşısını yaptırmamış olan 9 milletvekiline Meclis’e girme ve çalışmalara katılma yasağı getirildi. Bu yasağın 15 Kasım itibarıyla başlayıp, Temmuz 2022’ye kadar devam edeceği ve bu süre zarfında bahse konu vekillere ücret ödenmeyeceği de bildirildi. Letonya parlamentosunda toplam yüz sandalye bulunuyor… Avusturya ise daha kapsamlı bir yasağı yürürlüğe koydu. Ülkede aşısını yaptırmamış olan vatandaşlara sokağa çıkma yasağı getiriliyor. Başbakan Schallenberg’in ifadesiyle, “Utanç verici şekilde düşük olan aşılama oranı (yüzde 60) sebebiyle, ülkenin sağlık sistemi tehdit altında…” Yasağı çiğneyen aşısızlara bin 450 avro para cezası verilecek. Aşısızlar ancak market veya doktora gitmek gibi zaruri durumlarda sokağa çıkabilecek. 8,9 milyon nüfuslu ülkede, bu yasağın iki milyon kişiyi etkilemesi bekleniyor. Avusturya’daki günlük vaka sayısı, neredeyse 60 küsur milyonluk Fransa kadar…

Diğer taraftan Almanya ve Fransa’da, pandemiye karşı yeni tedbirlere başvuruldu. Almanya’da bu defa öncekilere nazaran, hızlı bir kapanma süreci başlatıldı. Günlük vakaların tekrar 15 bine yükseldiği Almanya’da, on altı eyalette, spor salonları, diskotekler, sinemalar, tiyatrolar, opera ve konser salonlarına kapanma geldi. Ayrıca insanların kalabalık şekilde bir araya gelmesi yeniden yasaklandı. Buna göre ailelerden en fazla beş kişi bir araya gelebilecek. Sadece Noel günlerinde bu toplanmama tedbiri kısmen gevşetilebilecek. İleride daha sıkı ve geniş kapsamlı yasakların gelmemesi için, tedbirlerin 10 Ocak’a kadar sürdürülmesi kararlaştırıldı. Okullar ve kreşler 3,5 hafta kapalı olacak…  Mağazalar sınırlı şekilde müşterilere açık olacak. Lokantalar yalnız paket servisi yapacak. Toplam vaka sayısının 7 milyon 287 bine ulaştığı Fransa’da da, ilkokul öğrencilerine yeniden maske takma mecburiyeti getirildi. Ekim ayında bu yasak kaldırılmıştı. Ancak günlük vaka sayıları yeniden 12 binlerin üzerine çıkınca, mecburiyet geri geldi. Böylece Fransa artan vakalar karşısında, gevşettiği tedbirleri yeniden sıkılaştırmak zorunda kaldı.

Peki, memleketimizde durum nasıl? Ülkemizde günlük vaka sayısı uzun zamandan beri 20 binin üzerinde seyrediyor. Günlük vefat sayısı da ortalama 200 civarında… Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, hemen her gün özellikle aşı sürecinin hızlandırılması ve tamamlanması konusunda hatırlatmalarda bulunuyor. Ne var ki, son zamanlarda günlük aşılama sayısı çok dramatik şekilde düşüş göstererek, 60 binlere inmiş vaziyette! Hâlbuki günlük 1,7 milyon aşı yapmayı başarmış bir ülkeyiz… Bu kadar düşük bir rakama gerilemek neyle ve nasıl izah edilebilir acaba? Hâlihazırda, ülkemizde 1. doz aşısını yaptıranların oranı yüzde 89,94. 2. doz aşı ise yüzde 79.95 mertebelerinde. 11.034 milyon kişi de 3. doz aşısını yaptırmış bulunuyor. Aşılama programının planlandığı gibi, daha fazla gecikmeye mahal vermeden tamamlanması hayati ehemmiyet taşıyor… Hastanelerde yeniden, yoğun bakım ve normal yatak kapasitelerinde doluluk oranı hayli yükselmiş durumda. Covid dışı acil hastaların yatak bulmasında ciddi sıkıntılar yaşanıyor… Havaların soğumasıyla birlikte, kapalı alanlarda temas yoğunluğunun fazlalaşacak olması ve mevsim şartlarından dolayı, artış göstermesi beklenen grip ve benzeri salgın hastalıkların da eklenmesi durumunda, besbelli vaziyet giderek sıkışacaktır...

Şu hâlde tehlike daha fazla kapıyı çalmadan tedbirlere sıkı sıkıya yapışmak gerekiyor… Bu arada aşı muhalifleri de bir taraftan kendi görüşlerini telkin etmeye devam etsin! Pandeminin dünyada her şeyi nasıl altüst ettiği apaçık ortada değil mi? Şurası muhakkak ki, kendisi için tedbir almayıp başkasının da hastalanmasına sebebiyet verenlerin sorumluluğu çok büyük. Bunu ister kabul etsinler ister etmesinler. Netice değişmiyor. Şöyle ki, hâlen hastaneleri dolduranların yüzde 80 küsuru, aşısızlardan meydana geliyorsa, orada bir durup düşünmek lazım. Aynı şekilde, iş işten geçtikten sonra hastane köşelerinden pişmanlık beyanatı verenlerin durumundan ibret almak da, artık bir şey ifade etmeyebilir. Bu işin şakası yok gerçekten!..