Batı Rusya’yı sınadıkça!..

A -
A +

Rusya Ukrayna’yı işgal edecek mi, etmeyecek mi? ABD’ye kalırsa eli kulağında. Rus askerlerinin eli tetikte yani… Ha girdi, ha girecek! Peki, Rusya’nın tercihi ne? İşgal etmek mi, Batı’ya kaptırmamak mı?

 

Aslında Rusya’nın verdiği mesaj gayet açık ve net…

ABD’ye ve NATO’ya diyor ki: Yeni askerî birlik ve silah sistemleri konuşlandırarak, daha fazla etrafımı kuşatmaya kalkma. Hatta böyle bir eylemde bulunmayacağına dair yazılı garanti istiyorum!

Çünkü otuz sene önce, 1991’de, Sovyetler Birliği dağılırken yani soğuk savaş dönemi sona ererken, bununla ilgili olarak sözlü taahhütte bulunmuştunuz. Tabii o vakitler başka bir iklim hüküm sürüyordu…

İki Almanya’nın problemsiz şekilde birleşmesi, Doğu Avrupa’daki Rus askerlerinin barış ve güven içinde çekilmesi, özetle koskoca SSCB’nin tek bir kurşun atılmadan dağılıvermesi… (O günlerde psikolojik üstünlük tabii ki Batı cenahındaydı. Rusya kendi derdine düşmüş, Doğu Blokunun çöküşünün nasıl sonlanacağını kestirmeye çalışıyordu.)

Batı, bu ortamda verdiği sözü tutma mecburiyeti duymadı. Baltık Bölgesinde, Doğu Avrupa’da ve Kafkasya’da (yani Rusya’nın arka bahçesinde) fazlasıyla rahatsız edici atraksiyonlara girişti. Dolayısıyla da Rusya olarak ciddi reaksiyonlar vermek zorunda kaldık. Bilesiniz ki, kırmızı çizgilerimiz var. Ve bunların aşılması durumunda, gereği neyse yaparız!..

Evet, Putin ve ekibinin çeşitli yer ve zamanlarda yaptığı açıklamalarla ABD, AB ve NATO muhataplığında gerçekleşen görüşmelerde dillendirilenler, kısaca bu durumu anlatıyor.

Beri tarafta Rusya, bugüne kadar Ukrayna ve Gürcistan’da, Batı’ya karşı verdiği çok sert tepkiden, Kırım’ın işgal ve ilhakından dolayı, ciddi bir ekonomik fatura ödüyor. Ve giderek bu fatura ağırlaşıyor. Bundan ötürü Rusya oldukça sıkıntılı. Ama diğer taraftan da, kendi stratejik hesap ve menfaatleri konusunda Rusya gayet kararlı…

Bunu her vesileyle ortaya koymaktan çekinmiyor. Ukrayna sınırına on binlerce asker yığmak bunun çarpıcı örneği değil mi? Aslında Batı cenahı da bunu net olarak görüyor. Buna rağmen Batı şartları zorlayabildiği kadar zorlamaya çalışıyor. Batı Rusya’yı böyle sınadıkça, gerginlik de katlanarak büyüyor.

Rusya şu ana kadarki tavır ve eylemleriyle, her şeyi göze aldığını tereddütsüz şekilde ortaya koydu. Beri tarafta, en kötü senaryonun gerçekleşmesi yani Ukrayna’nın Rusya tarafından işgal edilmesi hâlinde, Batı’nın vereceği tepkinin sınırları belli. Ki, Batı bu tepkinin ekonomik ambargoyla sınırlı olduğunu bizzat kendisi açıklıyor. Hatta ABD Başkanı Biden’ın ilk açıklamaları bu yüzden şaşkınlıkla karşılandı.

Aslında yapılan açıklama salt gerçeği yansıtıyordu. Rusya’nın Ukrayna’ya karşı bir işgal harekâtına girişmesi durumunda, ABD ve müttefiklerinin herhangi bir şekilde askerî seçeneğe başvurması söz konusu değildi. Eh, Biden’ın sözleri de bunun itirafından başka bir şey değildi!.. Buna rağmen, ABD ve NATO; neden Rusya’yı bu şekilde Ukrayna’ya karşı kışkırtmaya devam ediyor?

ABD, AB ve NATO’nun genel söylemlerine bakılırsa; bağımsız ve egemen ülkelerin, kendi geleceklerine dair kararlar almasına, politikalar belirlemesine set çekilemez, sınırlandırma getiremez. Dolayısıyla Ukrayna (ve Gürcistan’ın) orta ve uzun vadede, Batı ile daha fazla yakınlaşması ve ekonomik açıdan entegre olabilmesi için, Rusya tarafından şu veya bu şekilde engel olunmaması gerekir…

Zurnanın zırt dediği yer burası. Tam burada soru şu: Batı cenahı, Rus hinterlandı üzerinde şartları ne kadar zorlayacak? Ve daha fazla zorlaması hâlinde nasıl sonuçlar doğacak? En önemlisi, doğabilecek sonuçları Batı hangi ölçüde göğüsleyebilecektir?..

Son zamanlarda, yabancı medyada tıpkı soğuk savaş devrinde olduğu gibi, ABD ve Rusya’nın stratejik silah sistemleriyle ilgili çok sayıda haber çıkmaya başladı. Taraflar bu şekilde karşılıklı mesajlar veriyor gibi…

İngiltere’nin askerî eğitim vermek üzere, Ukrayna’ya küçük bir birlik göndermesi veya Kanada’nın bu ülkeye bazı askerî aparatlar yollaması, Rusya’yı durdurmaya yetmeyeceğine göre, daha farklı çözümler için gayret gerekiyor herhâlde. Ama Rusya’yı daha fazla tahrik ederek bir sonuca ulaşılacağı hesaplanıyorsa, bu hesap pek doğru değil. Batı'nın bileşenleri, olabildiğince kuyruğu dik tutmaya çalışıyor. Bu açık. Fakat tekrar belirtelim ki, Rusya’nın şakası yok!

Hâsılı kelam gerginliği tırmandırarak Rusya’ya yanlış yaptırma taktik ve stratejileri tehlikeli görünüyor. Bu şekilde gerilimi körüklemek bölge ve dünya barışına büyük zarar verir. Sonuçları da kontrol edilemez olur!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.