Kemal Belgin

Bu defa iyi yardımlaşan, alışverişlerde egoist davranmayan bir G.Saray'ı en azından bir saat kadar seyredebildik…

Bu sütunlarda en ağır şekilde eleştirmiştim şu malum yüzde artışını...

Bizim UEFA Avrupa Ligi’nde mücadele eden takımlarımızdan, kendi stadında 300 seyircili, Başakşehir zor bir gruptan, hem de son maçta Alman ligi liderini yenerek birinci çıktı.

Sivas mı Fenerbahçe mi bulmacasının çözümü neredeydi diye soracak olursanız tabii ki orta alan kurguları üzerinde yoğunlaşmak gerekiyordu. Öteden beri yazıp söylüyorum Fenerbahçe'nin hem Kruse'yi hem Vedat'ı kullanarak ön tarafa da iki adamı koyması demek rakibin orta alanda kazanabileceği ya da kendisine hediye edilebilecek bütün toplarda kaleci Altay'ı ve savunmayı zor durumda bırakacağıydı. Ki bu sefer rakip Sivasspor'da çok ilgi çekici bir oluşum da vardı.

Haftanın beş mesai günü TRT Spor’da “Spor Manşet” adlı bir program var. Erken kalkabildiğim günlerde şöyle bir bakıyorum. Sunucu TRT’den, yorumcu Çarşı Grubu’ndan... Neyse, bana ne!

Özellikle ikinci yarıda gaza basan Alanyaspor, karşısında Muslera gibi bir süper kaleci bulduğu için talihsizdi…

Başkan Erdoğan dostum malum ülkelerin bir numaraları ile Londra’da yan yana görüntü verip, bir de sözüm ona dostlarımıza sallayınca bizdeki malum çevreler hasta oldu.

Beşiktaş Abdullah Avcı'nın eline geçtiğinden bu yana ilk defa Kayseri önünde yenilikler, başka bir deyişle değişiklikler sergiledi

Sanıyorum son iki yıl içinde hiçbir oyun bu kadar VAR'a muhtaç kalmamıştı. Ama bu VAR var ya. Jerome'nin suratına inen tabanı nasıl görmedi

Bana bir tek kişi, Visca adresli başka bir hücum planımızın olduğunu söyleyebilir mi?

A Millî Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş geçtiğimiz hafta duvara asılacak sözler kullandı. Hepsinden önemli olanı ise para ile ilgili idi.

Mahmut'un sakatlanıp çıktıktan sonra İrfan'ın asli görevine dönüşü tek kanatla uçmaya çalışan Başakşehir'i uçurdu

Çok yazdık, çok söyledik; futbolumuz artık bizlere izlenme, heyecanlanma keyfi vermiyor. Basketbolda da erkeklerde sadece Fenerbahçe ile Anadolu Efes, kadınlarda da tek başına Fenerbahçe kaldı.

Benim bu maç öncesi bizim takımın kimlerden oluşacağı, oyun planının ne merkezde olacağı hiç umurumda olmadı. Çünkü sadece iki takımın finallere gideceği kuralı üzerinden bakarsak lider bulunup üçüncüyle arasındaki farkı dört puana çıkartmış bir takım için spor medyasında ve futbolla ilgili çok kişide panikleme havasına hiçbir anlam veremedim. Ne olurdu yani biz İzlanda'ya yenilsek? Andorra gibi çoluk çocuk takımını mı yenemeyecektik deplasmanda veya hangi çayırda olursa olsun!

Muhalefetin ekran bülbülleri tutturmuşlar illa da Tayyip Başkan, Trump’tan gelen mektubu neden açıklamamış ve de şu veya bu... Yahu mühim yorumcular (!), Johnson’un rahmetli İnönü’ye gönderdiği mektubu neden sorgulamıyorsunuz? Bendeniz o günlerde Gölcük kıyılarında donanmamızın nasıl kıyıdan çözülüp açıldığını ve de 30-35 gün sonra tek mermi atmadan nasıl geri döndüğünü bizzat yakından izlemiş kişiyim. Hani şu Johnson’un İnönü’ye mektubu sonrası... Acaba o mektupta neler yazıyordu? Donanmanın o kadar açılıp geri dönüş masrafını kim ödemişti? Ne haber aslan yorumcular?

Geçtiğimiz çarşamba akşamüstü, yani 29 Ekim’i kutlarken, Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz’in benimle konuşmak istediğini bildirdi bir hanım...

İki dakikada 2-0 öne geçen Beşiktaş, sonrasında 75 dakika Antalya’dan büyük baskı yedi, soğuk ter döktü…

Tabii çok, sözüm ona spor yazarı farkında bile değildir. Hatta haberdar bile değillerdir. Çünkü onların işi futboldur sadece...

Başlık sizi şaşırtmış olabilir. Ama ardında tatlı bir gerçek yatmaktadır.

Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi'ne veda ettiğini söylemek sanıyorum yanlış olmaz. Ya Avrupa Ligi...