Kemal Belgin

Geçtiğimiz perşembe günü gazetemin spor sayfasında şöyle bir manşet patlamıştı: Artık bize müsaade!... Bu cümle futbolun yayıncı kuruluşu beIN’e aitti.

Bayram tatili sırasında internette dolaştım durdum. Ben Kadıköy’ü terk edip gidenlerden değilimdir. Çünkü bizim Kadıköy kadar her şeyiyle mükemmel bir yer bilmiyordum da ondan. Neyse, aklıma nereden geldiyse Fenerbahçe Stadı, daha doğrusu kulübü ile neler yazılmış bir bakayım dedim.

Böyle fizik gücüyle öne çıkan bir takıma karşı orta alanımız bana göre yanlış kurulmuştu…

Oyunu rahatlatmak adına verdiğimiz geri pasları olmasa Mert topa elini değmeden maçı tamamlayacaktı…

Aziz Yıldırım’ın ikinci defa başkan seçileceği kongreden bir akşam önceydi.

Bir sezonu daha geride bıraktık. Bu ülkede ne kadar televizyon yorumcusu ve tenkit-kritik yazarı varsa Fenerbahçe’nin kadrosunun yetersiz olduğunu dile getirdiler ve yazdılar. Bendeniz de tam aksini iddia ettim. Takımın başına getirilen hocaların, yönetimin yetersiz olduğunu ve eldeki kadroyu iyi yönetemediklerini iddia ettim. Şimdi mi? Gazetelerde manşetlerde, ekranlarda bomba haber olarak en az yedi sekiz Fenerbahçelinin Avrupa’nın orta ünlü, çok ünlü takımlarına gidecekleri haberleri yer alıyor. Bu nasıl çelişki yahu? Valbuena’yı kim takip edecek acaba?

Galatasaray-Akhisarspor kupa finalini kazanan takım Terim’in ekibi oldu. Ancak açık ve net olarak o kupayı Terim’e sunan başrol oyuncusu da Akhisarspor’un önemli oyuncusu ve kendini resmen attırıp takımı yakan Lopes idi. Ne oldu ki, o isyanı sergiliyorsun? O penaltı gol oldu ve durum 1-1’e geldi sadece... Yani kupa hâlâ ortadadır. Şimdi küme düşen ve yazık olan bu takımın yöneticileri, o kendini attırana ne gibi ceza uygulayacaklar çok merak ediyorum. Çünkü Disiplin Kurulu sadece tek maçla kesti o iğrenç tablonun cezasını...

Fenerbahçe uzun zaman sonra savunmasında rakibe rahat hareket etme şansı vermediği bir maç oynadı.

Efes üç iyi oyuncuyla takviye edilirse Ergin Hoca’sıyla birlikte belki de önümüzdeki Final Four’da kupayı havaya kaldıran taraf olur.

Obradovic'in, Efes'teki oyun tezgâhına karşı herhangi bir önlem almayıp sadece sinirlenerek oyuncularını payladığına tanık olduk

8 Mayıs 2019 Çarşamba günü Galatasaray’ın Divan Kurulunda ünlü (!) üyelerden Hayri Kozak kürsüden resmen hem Galatasaraylılık ruhuna, hem kültürüne, hem de kulübün spor tarihine âdeta süngü saplarcasına bir konuşma yapmış.

Alanya golü attı ama köşkte kurulmuş kimse bayrak kalkmayan pozisyon için "Ofsayt var yahu" dedi

Önümdeki puan tablosuna baktım ve, "Acaba Fener -4 averajdan 0'a gelir mi?" diye sordum...

Geçtiğimiz hafta Fenerbahçe’nin resmî sitesinde bir haberin yalanlaması vardı. Sabah gazetesinde çıkan “Fenerbahçe’de dört aydır para ödenemiyor” başlıklı bir haber idi bu yalanlanan. Ancak ne var ki yalanlamada, “Pek çok kulübe oranla ödemelerin DAHA düzenli olduğunu savunmaktayız...” cümlesi yer alıyordu. Sizce Sabah mı fazla ay sayısı kullanmıştı, yoksa Fenerbahçe’de ödemeler arızalı mı oluyordu? Ne dersiniz?

Bu VAR sadece bir golden önce ofsayt veya faul var mı gibi oluşumlara racon kesiyor değil mi?

Şayet Fener'de dün hakiki birkaç golcüsü olsaydı, bizim ligin bu seneki gol rekorlu yenilgisini izlerdik

Geçen hafta Fenerbahçe’nin önündeki tek düzlüğe çıkış formülünü bu hafta yazacağımı belirtmiştim. Evet, Fenerbahçe düzlüğe çıkmak istiyorsa, acilen olağanüstü kongre kararı alınmalı ve bugünkü yönetim görevi bırakmalıdır.

G.Saray yalandan baskı kurdu ama Aykut Kocaman rakibin tuzağına düşmedi ve klasikleşen kendi stratejisiyle skoru belirledi

Ligin finaline doğru geri kalan maçlar içinde önemi ve peşin heyecanı en yüksek olanlardan biriydi dün geceki maç. Ev sahibi Fenerbahçe'nin hele hele Göztepe'nin Başakşehir galibiyetinden sonraki puana ulaşması heyecanını, stresini daha da arttırmıştı. Rakip Trabzonspor'un ise uzun zamanlardan beri bu sahada maç kazanamamış olması da hatta hatta 'bir sıra daha yukarı çıkabilir miyim?' beklentisi de onlar açısından önem taşıyordu.

Ekrem İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ya, elindeki mazbataya göre...