Öcal Uluç

“Keşke Beşiktaş sezon başından beri sağı solu suçlamak yerine, kendi içine baksaydı. Belki yarışta kalırdı.” Beşiktaş’taki “hazin düşüşü” bu iki cümlelik paragraf “bütünüyle” özetliyor. Bu paragrafın sahibi müdürüm Sadık Söztutan; teşekkür ederim.

Teşekkürler sevgili Kemal Belgin, teşekkürler... Has bir Fenerbahçeli düşünür ve yazar olarak Zenit ile oynanan özel maçta tribünlerden yükselen "İstifa" tezahüratı üzerine, Ali Koç'un söylediği "Bırakın kudursunlar. Ama beni kudurtamazlar" sözüne karşı cuma günü yazdığın "Böyle Başkan olur mu?" başlıklı yazı için...

A Millî Takım’ın A Ligi’ne rahat bir şekilde çıkacağını düşünerek yazmıştım geçen yazımı… Bugüne kadar ona yapılan ağır ve haksız eleştirilere karşı çıktığım Montella’ya bugün ben de soruyorum; “Bunu nasıl becerdin?..” 

Bu yazıyı, Türk Millî Takımı’nı “A Ligi’ne yükseltecek” Karadağ maçından 14 saat önce yazıyorum. Önümde gazetemin spor sayfası var, oradan millî takımımızın hocası Montella’nın “maç öncesi” açıklamalarını okuyorum.

Elime “VAR uygulamasının ülkemizde başladığı, ta Yıldırım Demirören’in Federasyon Başkanı, Yusuf Namoğlu’nun da Merkez Hakem Kurulu Başkanı olduğu dönemde bastırıp tribünlerdeki koltuklara bile koydurdukları” bir “VAR broşürü” geçti. 

Türkiye’de şu an yapılan televizyon radyoculuğudur ve normal olarak reyting almaz, seyredilmez de…

Trabzonspor yönetilemiyor… Bakınız “iyi yönetilmiyor” demiyorum; YÖ - NE - Tİ - LE - Mİ - YOR” diyorum…

İşte futbolda, Galatasaray ile Fenerbahçe ve Beşiktaş farkı… Bu fark, başkanları ile beraber teknik adamları arasındaki farkı da işaret ediyor.

Çok açıktır ki, “bu acı tablo”, özellikle genç hakemleri, “daha olgunlaşmadan” yok edecektir ve örnekleri ortadadır!

Yazımın başlığındaki sorunun cevabı elbette “bir tane” değil… Ama “bir cevap” var ki, işte “o cevap” diğer cevapları da, “ek soruları ile beraber” üreten “asıl” cevaptır; “Beşiktaş’a olanların baş sorumlusu, başkan Hasan Arat’tır!..”

Galatasaray ile oynanan ve kaybedilen maçtan sonra, A Spor’un Beşiktaş muhabiri Emre Kaplan’a yumruk atarak, burnunu kıran Beşiktaş Başkanı Hasan Arat’ın şoförü, “1 gün tutuklu kaldıktan sonra” tahliye edildi.

Bu hafta “bay” olan Galatasaray’ın beklediği ve istediği sonuçlar ortaya çıkabilir, sarı kırmızılar “maç oynamadan” puan kazanabilir...

Fransa’dan Lyon zaferi ve morali ile dönen Beşiktaş, “Galatasaray’ı yenerek ‘şampiyonluk yarışında rakibine yaklaşmayı” hedefliyordu. Yönetim de, camia da, taraftar da, futbolcular da ümitliydiler. 

2024 Paris Olimpiyat Oyunları’ndan “altın madalyasız dönen “Atletizm başta” Türk sporu için, Sayın Spor Bakanımız “Bu başarısızlığın hesabı sorulacak” demişti.

İsveç’in sıradan bir takımından üç gol yemek ne demek? Bu takım gol yemeden neden maç bitiremiyor?

Vincenzo Montella’ya bakın… Okan Buruk’a bakın… Giovanni van Bronckhorst’a bakın… Bir de Jose Mourinho’ya…

Galatasaray, bu sezon da “şampiyonluğun en büyük adayı” ve de “25’inci şampiyonluk ile 5’inci yıldızı takma” yolunda ya… “İçerden ve dışardan gelen” haberlerle “moral kondisyonun ‘hem takımda hem camiada hem tribünlerde düşürülmesi’ için” âdeta bir cephe kuruldu.

TFF Başkanı, büyük kulüplerin başkanlarına, başkan vekillerine karşı göstermediği ‘gücü’, Okan Buruk’a gösteriyor. Ne diyelim; “Bravo!”

Gazetemin dünkü spor sayfasında, birkaç cümlelik bir haber vardı, 4-2 kazandığımız İzlanda maçı için…

Önümde 22 Ocak 2019 tarihli bir gazete haberi duruyor; 22 Ocak 2025’te “6 yaşında” olacak. İşte o haber; “Portekizli yıldız oyuncu Cristiano Ronaldo, Madrid’de vergi kaçırma suçlamasıyla yargılandığı davada 18,8 milyon avro ceza ödemeyi kabul etti.