Öcal Uluç

Bugün Ankara’dayım… Rahmetli Arman Talay’ın 27. ölüm yıldönümü… O’nu anacağız…

Bazı futbol yorumcularının ‘Osimhen’e o paralar verilmez, transfer edilmesi düşünülen falancaya da o para verilmemeli gibi sözlerine sakın kulak asmayın…

Alman istatistik kurumu Statista’nın “en çok taraftarı olan kulüpler” ile ilgili araştırmasında, “ilk 20’ye üç Türk kulübü” de girmiş. Türk kulüpleri içinde Galatasaray, büyük rakipleri Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın önünde…

Kutlarım Necdet Ayaz kardeşimi… Nihayet muradına erdi ve yıllardır projelendirdiği “Anma ve Onurlandırma Komisyonu’nu” kurdurdu.

Okan Buruk, “Galatasaray Büyükleri listesine” adını yazdırdı. Hak etti mi; hem de nasıl…

Fenerbahçe tribünleri “İstifa” diye inliyor; kulüp derneklerinde “Olağanüstü seçimli genel kurul için” imzalar toplanıyor; ama “başarısız” kulüp başkanı “Eylülde genel kurul toplanacak, herkes beklesin” diyor; imzacılar için öfke dolu sözler sarf ediyor.

En çok izlenen spor kanallarımızdan biri idi açık TV’mde seyrettiğim… Hanım moderatör, “bir gece öncesinin futbol haberlerini anlattıktan, gazete manşetlerinde nasıl yer aldıklarını gösterdikten ve o günün futbol olaylarının bilgilerini verdikten” sonra, “Şimdi bir de Dünya Sporu’na bir göz atalım” dedi ve ekran değişti.

Ligde 25. şampiyonluk, 5. yıldız hedefi tamam gibi... Artık Galatasaray; asıl olması gereken hedefe, Avrupa'da kupa kazanmaya odaklanmalı...

Dünya siyasetinde “bu duruma düşen” iktidarlara, yönetimlere “topal ördek” etiketi yapıştırılırdı…

Ali Koç’un aklı sonradan geldi galiba; “Osimhen’e çengel atılmış ve “Fenerbahçe’ye gelmeye ikna ediliyormuş!..”

Başkan Ali Koç, ekrana çıkıp konuştu, baştan sona hedef şaşırtması yapmaya çalıştı…

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, “Gitmeyeceğim, görevimi yapmaya devam edeceğim” diyor…

Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu, her yönü ile “olgunlaşmaya” başladı. Henüz elbette İtalya, İspanya, Fransa bisiklet turları seviyesinde değil ama “bu olgunlaşma devam ederse” 2030’lu yıllarda bu üçlüye Türkiye turu da katılacak…

Kim ne derse desin, kim ne yazarsa yazsın, kim nasıl yorumlarsa yorumlasın, futbolumuzda bir gerçek var; “Süper Lig Şampiyonluğunu hak eden takım, Galatasaray!..”

Süper Lig’in bitmesine 5 hafta kala, Galatasaray’ın “şampiyonluğu” hemen hemen belli oldu. “İkincilikle yetinecek olan” Fenerbahçe ile Galatasaray arasında yeni bir yarış başlıyor; Transfer…

Kaç defa yazdım, gene yazıyorum, yazmaya da devam edeceğim…

Gönderdiği, getirdiği hocalara ve futbolculara kadar attığı adımların çoğunun hatalı olduğu ortaya çıktı…

Fenerbahçe’nin beklenmedik şekilde, hem de kendi stadında 50 bin taraftarının önünde “altı eksikli” Kayserispor’dan üç gol yiyip, iki puan kaybedince, beş puan farka ulaşan ve de “averaj üstünlüğü” de olan Galatasaray’da “şampiyonluk kutlamalarının hazırlığı” başladı…

Düşünmeye başladım; “futbol yazan bizler” acaba “Benim oğlum bina okur, döner döner gene okur” atasözünün girdabına mı katıldık?..  Ne demek bu atasözü; “Oğlumuz, ‘çok çalışmasına rağmen’ belli bir düzeyden öteye gidemiyor” demek…

Süper Lig’in yedi haftası kaldı… Galatasaray, Fenerbahçe’nin 3 puan önünde ve “averaj” avantajı da var. Sarı kırmızılı taraftarlar, “Şampiyonluk bizim” diyebiliyorlar mı?..