Sporu “futbol” sanmak!

A -
A +

En çok izlenen spor kanallarımızdan biri idi açık TV’mde seyrettiğim… Hanım moderatör, “bir gece öncesinin futbol haberlerini anlattıktan, gazete manşetlerinde nasıl yer aldıklarını gösterdikten ve o günün futbol olaylarının bilgilerini verdikten” sonra, “Şimdi bir de Dünya Sporu’na bir göz atalım” dedi ve ekran değişti.

 

Ekrana,” Portekiz Ligi’nden bir maç” geldi.

 

Kahkahalarla güldüm; “bu acı” gerçeğe…

 

Bazı okuyucularım, yazımı okurken diyeceklerdir ki; “Bunu daha önce de yazmıştın!..”

 

Evet, yazdım, hem de kaç defa… Zira TV ekranlarımızda “zihniyet” değişmedi, değişmiyor.

 

Devletimizin / milletimizin TV’si de dâhil; ağırlıklı olarak zihniyet; “Spor eşittir futboldur!..”

 

Üzülerek yazıyorum; “takımlarımızın oynadığı futbol, futbol olsa ve Edirne’den ötede oynanmaya başlayan futbol kalitesinde olsa” bari…

 

Şampiyonlarımız, Kiev’i, Young Boys’u eleyemiyor; “eskiden / 2000’li yıllarda” Real Madrid’ler başta, Avrupa’nın en güçlü futbol ülkelerinin, İngiltere’nin, İspanya’nın, İtalya’nın, Almanya’nın ekiplerini yener ve elerken…

 

“Bu acı gerçeği” defalarca yazdım; “Hep yazacağım” demiştim, işte gene yazdım!..

 

Bilmem ki, birilerinin, futbola milyonlarca avrolar dökenlerin yüzleri kızarıyor mu?..

 

Futbolumuz ne zaman “Edirne’nin ötesinden bir kupa” getirecek?..

 

 

 

 

Sporun keyfi ve tadı…

 

 

Bilmem ki, Eurosport kanallarında İtalya Bisiklet Turu’nu, uluslararası tenis turnuvalarını, Uluslararası maraton yarışlarını, snooker bilardo turnuvalarını izliyor musunuz? Sporun gerçeğini izlemenin keyfini sürüp, tadını alabiliyor musunuz?..

 

Ekranlar beni saatlerce esir alıyor; bir spor insanı olarak spora doyuyor, dünyanın en iyilerine alkış tutuyorum…

 

 

 

 

Tekrar… Tekrar…

 

 

Transfer ayı geldi, şampiyonun işi zor; gazetemizde “Victor Osimhen, Abdülkerim Bardakcı, Fernando Muslera, Atakan Ordu ve Dries Mertens’in geleceği belirsizliğini koruyor” haberi var!

 

Galatasaray “gerçekten ‘büyük’ kulüp” ise “heybetli görünen iç transferi” halledecek ve de “Şampiyonlar Ligi gruplarında iz bırakacak bir kadro için” de gerekeni yapacaktır.

 

Büyük düşün “büyük” ol, “küçük düşünenleri” devreden çıkar; hedefine var!..

 

 

 

 

ŞAKA!

 

 

Gazetemizde haber: “Türkiye Atletizm Federasyonu, sporu sevdirmek ve çocukların fiziksel gelişimlerine katkı sağlamak amacıyla Ataköy Atletizm Salonu’nda anlamlı bir organizasyona imza attı. 4-12 yaş aralığında 500 çocuğun katılımıyla gerçekleşen ‘Çocuk Atletizm Şenliği’ renkli görüntülere sahne oldu.”
Kutlarım federasyonu, ama bir de sorum var: Atletizmimizde büyükler ‘pistlerde şenliği unutalı’ yıllar oldu; neden acaba?..

 

 

 

Öcal Uluç'un önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.