Bugün Ankara’dayım…
Rahmetli Arman Talay’ın 27. ölüm yıldönümü… O’nu anacağız…
Arman ve anılışını, “17 Mayıs 2018 Perşembe günü” Sabah gazetesinde “BİR ARMAN TALAY VARDI” başlığı ile rahmetli kardeşim Hıncal Uluç da yazmıştı… (Bu yazının içinde benim yazım da vardı…)
Bugün “Hıncal’ın Yeri” köşesindeki o yazıyı sonuna “bir küçük ek” yaparak, “aynen” Uluçmarket’e alıyorum…
****
1957’de Ankara Yeni Gün gazetesinde başlamıştık, mesleğe… Öcal Ağabeyim... Kuzen Ahmet Taner Kışlalı ve ben... Üçümüz de Mekteb-i Mülkiye’de öğrenciydik.
O zaman Ankara’da iki büyük yerel gazete, Ulus ve Zafer ve İstanbul gazetelerinin hepsinin de Ankara Spor Servisleri vardı. Onların arasına damdan düşer gibi giren üç yabancı, üç mektepliyi fena halde yadırgadı, eskiler. Soğuk davrandılar.
Yüzümüze sadece dalga geçmek için baktılar.
Bir kişi hariç. Arman Talay... O sahiplendi bizi…
Sımsıcak kucakladı.
Armoş Ağabey, Ankara’da bir efsanedir.
Geçen hafta onun için bir anma töreni vardı. Ailesinin onun adına koyduğu ödüllerin dağıtım günü. Öcal Ağabeyim o törene gitti ve yazdı.
“O” YAZI…
20 yıl önce kaybetmiştik, Arman Talay’ı...
Gazeteciydi, spor yazarı idi, yazardı, anlatırdı, yöneticiydi, şefti, müdürdü, ama hepsinden önce insandı, “Adam gibi” adamdı, öğretmendi, dahası “Sevgi öğretmeni” idi; dosttu, arkadaştı, ağabeydi, kardeşti.
Aramızdan ayrılışından beri, ailesinin o yıl sporda öne çıkanlar ve spora hizmet edenler için geleneksel hâle getirdiği “Arman Talay Spor Ödülleri” törenlerinin 20’ncisi için Ankara’daydım.
Türkiye Spor Yazarları Derneği Ankara Şubesi’nin 19 Mayıs Stadı’nın yanındaki merkezinin toplantı salonunda.
Anayasa Mahkemesi eski başkanlarından Yekta Güngör Özden, eski bakanlarımızdan ve Beden Terbiyesi Genel Müdürlerimizden Yücel Seçkiner, efsane güreşçimiz Ahmet Ayık başta olmak üzere, spora destek veren milletvekilleri, belediye başkanları, gazeteci, spor yazarı, teknik adam, sporcu arkadaşları, dostları, ödül alacak gençler, akademisyenler, sporcular, şampiyonlar, spor yazarları salonu doldurmuşlardı.
Başta kızı sanatçı Özlem Ersönmez olmak üzere, gazeteciliğe 1955’li yıllarda Ankara’nın Rüzgârlı Sokağı’nda başlayan ve 1998’de genç yaşta aramızdan ayrılan Arman Talay’la o yılları gazeteci, spor yazarı, sporcu, antrenör olarak yaşayan onca insan, O’nu anlatırlarken gözleri nemlendiren duygu dolu birçok anı da salonda saatlerce yankı yaptı, durdu!..
Hey gidi sevgi adamı koca Arman hey, İstanbul’un kalmayan Babıalisi gibi, Ankara’nın da kalmayan Rüzgârlı Sokağı’nda beraber olduğumuz onca yılımızın bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçtiği o günün bitmesini hiç istemediğim o saatleri, nasıl da akıp gitti.
Sen Ulus Gazetesi’ndeydin, bizler, Rüzgârlı Sokak’ın yeni yetmeleri, dahası o sokağın spor ve futbol yazarı ağabeyleri tarafından “Monşerler” diye nitelendirildiğimiz ilk günlerimizde, bize sımsıcak bir meslektaş, arkadaş, kardeş eli uzatmanı unutmam mümkün mü?..
Yeni Gün gazetesine Mehmet Ali Kışlalı’nın şefliğinde gelmiştik, kardeşim Hıncal ve kuzenimiz Mehmet Ali Ağabey’in kardeşi Ahmet Taner Kışlalı ile. Ne Genel Müdürlüğün, ne federasyonların yolunu yordamını biliyorduk.
19 Mayıs Stadı’nın spor yazarları tribününde bizlere “Bunlar da kim” diye bakanlar çoğunluktaydı. Bu arada grubumuza ad da takmışlardı; Monşerler!..
Bize “Bizdenmiş gibi” davranan sendin, yol gösteren, spor bürokrasisi ile federasyon başkanlarıyla, Ankara’nın kulüp başkanlarıyla tanıştıran da sendin.
Sımsıcak kalbinde, sevgi dolu gönlünde, onca dostunun, arkadaşının arasında bizlere de yer bulmuştun; unutmamız mümkün mü?..
Dostluk, sevgi, iyilik ve barış öğretmeni gibiydin, 19 Mayıs Stadı’nın spor yazarları tribününde ve Rüzgârlı Sokak’ta…
Şöyle geriye dönüp bakıyorum; “Senin gibi kaç candan adam var” acaba çok dolaştığımız ve aradığımız sevgi yollarında?..
Öcal Uluç'un önceki yazıları...