Öcal Uluç

"Küçük olsun benim olsun" zihniyeti, yüzünden İzmir takımlarının önümüzdeki 10 yılda "Süper Amatör Lig'de buluşmaları" kimseyi şaşırtmamalı!..

Lafı uzatmadan yazayım; sarı-kırmızılı yönetim, "Gelecek sezon Avrupa Kupaları'na alınmama cezası olduğuna göre", radikal kararlar alarak, yeni sezona "yeni yüzlü bir takım" ile" girmeli!..

Galatasaray, ULEB Eurocup yarı finalinin ilk maçında, 'geçen yıl final oynayan' Gran Canaria'yı, İstanbul'da 89-75 yendi" haberini, "maçı seyretmeyip" de, bir haber kanalının alt yazı geçişinde okusanız, "Harika" dersiniz, değil mi?.

Sayın Başkan, sana tavsiyem, sağa sola laf sokuşturmayı bırak. Geçmişte kim ne demişse desin, ne yapmışsa yapsın, sen yeni stadın keyfini çıkar…

Vay vay vay… İzmir'e gelince "Efelik taslamak gerektiğini zannetti" galiba, TV ekranlarındaki "efendi yüzlü, efendi giyimli, efendi tavırlı" o "kibar" Önder Özen hocamız!.. (Yanlışı şurada; bu yaptığı "Efelik" değil; "başka" bir şey.)

Fatih Terim, Volkan'ı Milli Takım'a çağırmamakla en doğru kararı vermiştir. Bu örnek bir karardır ve bir daha hiçbir futbolcu bu şekilde davranamayacaktır...

Yarsuvat ve “yardımcısı” Yasaman’ın konuşmaları yer yer, “gerçekten” G.Saray adına “çok acı idi!..”

Ünal Aysal, bugün yapılacak Galatasaray Mali Genel Kurulu'na gelecek ve hakkında yapılan eleştirileri cevaplayacakmış!..

G.Saray Yönetimi'nin takımın başına Hollandalı çalıştırıcıyı getirme kararı, bazı futbolcuların takımı teslim almaya devam etmelerine yeşil ışık yakmaktır

Ecel onu Kızılay'da yakaladı! Kemal Bulut için de gözyaşı döküyor, Umut Bulut'ın "acısına ortak olmak için" yarışıyoruz... Peki insafsızca onu tribünlerde ıslıklayanların yüreği sızlıyor mu?

Kimse alınmasın, gücenmesin; çok açık olarak ortaya çıktı ki, "futbolu bilmede ve yönetmede" Türkiye'nin ustası ve üstadı İlhan Cavcav'dır, ötekiler, yani hepimiz, kulüp başkanımızdan, yöneticimize, teknik direktörümüzden, futbol ulemamıza, spor yazarımızdan, futbol yorumcumuza kadar herkes, ama herkes "onun yanında ancak kalfa olabilir!.."

Hiç kimsenin şüphesi olmasın; G.Saray Kulübü “mali ve idari bakımdan bu duruma düşmüş” ise, bunun baş sorumlusu, Divan Kurulu ile Genel Kurul’un “saygın” üyeleridir!..

Ne zaman ki Fatih İşbecer, "Galatasaray fakirleşirken, bazı insanlar zenginleşmiş" dedi, birileri yönetim aleyhine düğmeye bastı…

Torku Konyaspor-Beşiktaş maçını seyrederken, kulaklarım bazı mırıltılar duydu, o mırıltılar benim mırıltılarımdı:

Nasıl ki Yarsuvat yönetimi UEFA ceza sürecinde kulübe çok hayati aylar kaybettirdi ise 'hiçbir şey yapmadan giden' Denizli de takıma hayati aylar kaybettirdi…

Aziz Yıldırım-Fikret Orman farkı, "saha dışı etkileri ve saha içi psikolojisi" bakımından sarı-lacivertli takımı, çok ama çok avantajlı kılacaktır!..

Evet, Deniz Ateş Bitnel, "o genç hakem" önemli hatalar yapmıştır… Amma… Bir bakalım, bakalım; "maçın o hâle gelmesinde sadece onun mu sorumluluğu vardır?.."

Günlerdir bu genç yaşta FIFA kokardı taktığımız bir genç hakemi “kurban etmek” için çırpınıyoruz.

Savcısıyla, mali polisiyle, spor teşkilatıyla, içişleri ve maliye bakanlıklarıyla yasa dışı bahis iddialarının üzerine gitmemiz şart…

Sevgili Mustafa Hocam, hem de Avrupa Ligi'nin "32'lik eleme" etabında "torbadan tavşan çıkarma" hamlene saygı duyarım; zira "büyük" teknik adamlar, "durmadan darbe alan ve yalpalayan, grogi hâlindeki takımlarını kendine getirip, ayağa kaldırmak için" zaman zaman "bu şok çareye başvururlar", amma…