Öcal Uluç

Ruhunu da, seyircisini de kaybeden takım!.."

Yukarıdaki başlık", bugünkü yazımın değil, "19 Temmuz 2013 Cuma günkü" yazımın başlığı!..

İnsanın "biraz" yüzü kızarır, o insan "yorumcu / gazeteci" ise "biraz daha fazla" utanır!..

Spor muhabirliğini bitirdiğimiz ve "ajansçılığın kolay ve yüzeysel haberlerine değişik başlıklar atarak" hatta "el birliği ile" manşetlere çıkardığımız bir "gazetecisizlik yarışında", ne yazık ki, "spor yazarları ve yorumcuları olarak" bizler de "kolaycılığın esiri oluverdik!.."

Yazımın başına oturmuştum ki, "Selçuk Yula'nın hayatını kaybettiğinin haberini aldım"; öylece kalakaldım!..

Mehmet Terzi, "yaptıkları" itibariyle "son 10 yılın en başarılı federasyon başkanlarının başında geliyordu!.."

Kötü bir huyumuz var; "komplo teorilerini kendimiz uyduruyoruz, kendimiz inanıyoruz ve kendimiz kıyameti koparıyoruz"; sonra da ve çoğu zaman fena hâlde mahcup olarak utanıyoruz!..

ÇİRKİN: Neydi o Muslera'nın hakeme yaptığı?..

Çarşamba günü, 100'üncü Fransa Turu'nu "Eurosport'ta anlatanlar" için "Contador Fan Club mü, Eurosport ekranı mı?" başlıklı bir yazı yazmış ve bu yazının sonunda da "İkinci bölümü, taraflı anlatımın örneklerini vereceğim cumartesi günkü Uluçmarket'te okuyabileceklerini" okuyucularıma iletmiştim.

Sayın Spor Bakanımız, herhalde haftalardan beri Kulüpler Birliği toplantısı dahil, futbolumuzun zirvelerinde olan bitenleri, söylenenleri gazetelerde okuyor ve TV'lerde dinliyorsunuzdur!..

Paris'te Zafer Anıtı önünde "21 Temmuz gecesi" organize edilen muhteşem bir gösteri ve ödül töreni ile son bulan "100'üncü Fransa Turu" için yazacağım çok şey var!..

Dün, "Bu ülkenin savcıları nerede" başlığı ile sevgili kardeşim Hıncal yazınca benim "günlerdir okuduklarımın, dinlediklerimin sonunda yazdığım" bugünkü yazım çöp sepetine gitti; eskilerin "Agyarını mâni, efradını câmi" dedikleri cinsten olan bu yazıdan sonra, "benimki tekrar olurdu", onun için!..

Galatasaray yeni sezona geçen sezondan çok daha güçlü giriyor!..

ocaluluc

Masal bitti, gerçeğin dünyasındayız artık!.. İnşallah CAS ve Yargıtay "bugüne kadar olanın tam tersine karar verirler" de, hiç olmazsa "teselli olur" ve yeni bir ümit doğar!..

Sevgili Lütfi Özel, İngiltere'nin The Telegraph gazetesinde Simon Hart imzalı habere atfen, "Türkiye dopingli çıkan atletlere kısa zamanda ceza vermezse, Uluslararası Atletizm Federasyonu (IAAF) öncelikle 10 Ağustos'ta Moskova'da başlayacak olan Dünya Atletizm Şampiyonası olmak üzere bütün IAAF organizasyonlarına Türk Atletizm Milli Takımı'nı almayacağını" yazdı!..

Fransa Bisiklet Turu'nda geçen yıl hayran olmuştum, Kenya doğumlu İngiliz pasaportlu Chris Froome'a!.. Sky takımının kaptanı Bradley Wiggins'in domestiği görevi verilmiş ve bu yüzden "kaptanını çekerken" son dağ etabında, etabı hatta turu kazanabilecek bir duruma gelmişken, "ekibi yönetenlerin talimatıyla gemlenerek tur ikinciliğine razı olmuş" olan Froome'a!..

Neymiş, "6 + 0 + 4'te Federasyon dimdik durmuş!.." Ve böylece Türk Futbolu'nu "kulüplerin değil, Federasyon'un yönettiğini göstermiş ve yabancı kontenjanı - milli takım ilişkisi bakımından da haklı olduğu kararında ısrar etmiş", dahası "Eleştirilmesi değil, alkışlanması gerekirmiş!.."

Okunan" ve "tarafsız" dediğim bazı spor yazarı meslektaşlarım dahi, anlaşılıyor ki, "okumadan, araştırmadan" en ciddi konularda bile yazıp çizebiliyorlar!..

Şike sürecinde yaptıkları ve yapmadıklarıyla Türk Futbolu'nu "uçurumun başına getirip bırakan" Futbol Federasyonu, çok açıktır ki, yabancı futbolcu kontenjanını "6+0+4" gibi "Kadı Karakuş'un mezarında birkaç tanesi kalmışsa kemiklerini sızlatan" bir karara bağlamakla, "kendisinin varlık sebebi olan" kulüplerle alay etmiştir!..