Esaretin bedeli

A -
A +

Usta oyuncu Morgan Freeman’ın başrolünü üstlendiği “Esaretin Bedeli” diye bir film vardı. İzlemediyseniz öneririm. 1994 yapımı film IMDB’nin ilk 100 film listesinin birincisi sırasında bir başyapıt.

Beni çok etkileyen bir sahnesinden bahsetmek istiyorum. Çok uzun yıllardır hapiste yatan Ellis Boyd Redding, nam-ı diğer “Red”i şartlı salıverme kurulu çağırır. “Pişmanlığını belirt, ıslah olduğunu belirt, yemin et ki seni çıkarabilelim”.

Redding şöyle cevap verir, “Benim pişmanlık belirtip nedamet getirmemi istiyorsunuz, iyi ama o suçu işleyen ben değilim ki? O 50 yıl önceki bendim, bugünkü ben değildim. O gün olanlar için üzgünüm ama o kişi ben olmadığım için pişman da değilim.”

15 yıllık bir arkadaşım, Türkiye’nin en eski blog yazarlarından, sosyal medyanın Türkiye’deki ilklerinden Ömer Enis Şen’in YouTube kanalına konuk oldum. 45-50 dakikalık keyifli bir söyleşi oldu. Orada bu hikâyeden bahsettim. Beni üzen bir şeyden.

10 sene önce bir tartışma yaşamışız ya da 12 sene önce benimle birlikte çalışmış ve işten ayrılırken kırmışım. Bugün hakkımda bir paylaşım yapıldığında bunu yazabiliyor kişi. “O zaten şöyle biri, bana da şunu yapmıştı”. Ne zaman? 10, 12, 15 sene önce.

Çok güzel sözdür, “Bir nehirde iki kere yıkanılmaz”. Aynı gün yıkansanız bile ne siz o sabah yıkanan kişisinizdir, ne nehir sabahki nehirdir. Sizi yıkayan sular çoktan başka bir denize, belki bir okyanusa karışmıştır.

Ha, elbette bu şu demek de değil, istediğini yap et, ondan sonra da o ben değildim de. Bahsettiğim bu da değil. Ama ben iş hayatına girdiğimde 14 yaşındaydım. 18’de resmî olarak şirket ortağıydım. O yıldan beri sosyal medya kullanıyorum. 25 yaşımda yılın genç girişimcisi ödülü aldım ve o yıldan beri de az-çok bir bilinirliği olan biriyim. Birçok hatamı, eksiğimi, ani ve fevri çıkışımı ben sosyal medya çağında, yüz binlerce insanın gözünün önünde yaptım.

Oysa hiçbir siyasetçinin, hiçbir televizyoncunun, köşe yazarının gençlik hatalarını bilmiyoruz. Hepsinin 40-45 yaşlarından tanıyoruz. İşte bu yüzden de özellikle internet çağında hayata adım atmış insanların hatalarına biraz müsamaha gerekliliği doğuyor.

Bazı dostlara, arkadaşlara söylüyorum. Eleştirin, kızın, cep numaram var yazılarımda, direkt arayıp yüzüme söyleyin, ama haksızlık etmeyin.

 

İnsan kaynakları ve Doç. Dr. Salim Atay

 

Uludağ Ekonomi Zirvesi bu yıl 6-7-8 Ekim’de Sapanca’da gerçekleşti. Türkiye gazetesi adına etkinliği yerinde takip ettim. Orada çok değerli bir kardeşim beni Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi Başkanı Sn. Doç. Dr. Salim Atay Bey’le tanıştırmak istediğini söyledi. Ben kendisiyle Twitter’dan takipleşmek suretiyle zaten tanışıyoruz. Ama sosyal medyanın, dijitalin soğukluğu gereği, bire bir tanışmanın ayrı bir tadı var.

Salim Bey’le karşılaşmamız inanılmaz samimi oldu. Öyle bir duru samimiyetle yaklaştı ki “Bizim Ömer” diyerek karşıladı beni. Geçmişte Türkiye gazetesinden ve ralli sporundaki başarılarıyla tanıdığınız Burcu Çetinkaya’nın da katılmasıyla çok keyifli bir sohbet oldu.

Salim Bey, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi kurulduğundan beri bu görevde. Bu kadar zorlu görevlerde bu kadar zaman sürdürülebilir bir görev yapmak herkesin harcı değil. Salim Bey konusuna çok hâkim bir bürokrat. İstihdamla, doğru işe doğru insanla, nitelikli insan yetiştirmekle ilgili muazzam projeleri var. Yakın zamanda da Sayın Cumhurbaşkanı’mızın bir de müjde vereceğini söyledi, ben de buradan ipucu vermiş olayım.

Alanında uzman, etkin, yetkin, işinin dışında görünmek, konuşmak ve konuşulmak istemeyen bürokratlar lazım bize. Salim Bey ve ekibini kutluyorum.

 

Uludağ Ekonomi Zirvesinin ardından…

 

Türkiye gazetesi adına yerinde takip ettiğim, iş dünyasının kalbinin attığı marka bir organizasyon olan UEZ’de gerçekten iş dünyasının tüm temsilcileri oradaydı. Rakip şirketler, rakip sektörler, farklı fikirdeki unsurlar, normalde bir araya gelmesi zor kutuplar. Sayın Bakan Nurettin Nebati’nin açılış konuşmasıyla başlayan zirvede hem paneller, hem de panellere paralel kahve alanındaki tanışma ve sohbet turları çok başarılıydı. Daha çok buluşmalıyız, daha çok konuşmalıyız, daha çok tartışmalıyız. UEZ ekibine tebrikler, pandemi nedeniyle buluşmaları özlemişiz. Seneye daha da büyük bir UEZ’de buluşmak üzere.

 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.