Ömer Ekinci

Dünya futbolu artık, 'altın bölge' dediğimiz (kendi on sekiz önüyle orta saha çizgisi arası) parselden çok çeşitli 'çizili oyun şablonuyla' sonuca giden bir yapıya büründü.

İki takım da maçın hakkını verdi.

Berkan ve Taylan iki kesici. Böyle oynayınca G.Saray'ın 3. bölge zenginliği haliyle düşük kalıyor. Morutan'ı sağ çizgide kullanan Fatih Hoca, Lazio'nun katı defansına takılmak istemedi. 10 numarasız oyunu tercih etti. Belli ki, kanatlara (Morutan-Kerem) ve Halil için araya dikine paslar istedi. Fakat Lazio'nun tandemi Halil'i, rakip bekler Lazzari ile Hysaj da, Cimbom'un kanatlarını iyi kapattı.

Avrupa futbolu bambaşka taktik sisteme dönüştü. Yeni ekol 'yoğun ön bölge varyasyonları' diye özetlenebilir. M. City'nin 2-5-3'ünde çizgi açıklar Grealish ve Mahrez'i bek bölgesinde top alırken görürsünüz. Bekler, Kyle Walker-Cancelo veya Zinchenko'yu bir anda ön liberoda bulursunuz.

Bildiğimiz Mourinho... On sekizi önüne otobüs çeker. Beğenirsiniz veya beğenmezsiniz, Jose'nin oyun tarzı bu... Bir Trabzon atağında saydım, ilk defans çizgilerine altı Romalı oyuncu dizilmişti. Bizimkiler her topu aldığında başlarında üç-dört Romalı hazırdı. Adam eksiltme uzmanı Nwakaeme kilitlendi kaldı. Hamsik ve Bakasetas hücumda hüner sergileyecek alan bile bulamadı.

Trabzonspor’un ön beşlisinin (Gervinho, Bakasetas, Hamsik, Nwakaeme, Djaniny) yaş ortalaması 31,6. Yüksek hızda hücum gücünü uzun süre devam ettiremez. Malatya önünde çabuk bulunan goller aldatmasın. Mourinho’nun disiplinli savunma ağırlıklı taktik anlayışı önünde bunu beklemek zordu, öyle de oldu.

Trabzonspor’un işi zordu. Molde liginde 15. haftasını oynamış, en yakın rakibine 8 puan fark yapmış bir lider. Kondisyonu ve fizik gücü üst düzeyde.

Herkes A Milli Takım'ın Avrupa şampiyonasında başta İtalya maçı olmak üzere yaşadığı felaketin şokunu yaşıyor. Kendilerince izah getirmeye çalışıyor. Fakat şaşkınlık dimağlara kilit vurmuş gibi.

Beşiktaş da pek de üstünde durulmayan veya tek tük cümle ile geçiştirilen önemli bir değişim oldu. Kadro oturmaya başlayınca Sergen Yalçın siyah beyazlı takıma geldiği günden beri ön libero oynayan Atiba’yı yeni bir göreve soyundurdu… Hem de 38 yaşına bakmadan… Josef’e süpürücü ve hücuma katkı görevi veren Hoca, Ati’yi bir tık öne ve forvet arkası bölgeye kaydırdı. Bunda elbette Josef’in pozisyon bilgisinin yüksekliğinin büyük rolü vardı.

Ömer Çetin Engin Süper Lig'de mutlu sona uzanan Kara Kartal'ın hikayesini kaleme aldı...

Paşa maçında oynanan kötü futbol Beşiktaş taraftarlarını endişelendirmişti. Dünkü oyun ve sonuç futbolcuların camiaya 'rahat olun' mesajıydı

Şenol Hoca EURO 2020 Avrupa Şampiyonası grup elemelerinde üç maçta bu planı uygulamış ve hepsinde sonuç almıştı. Her iki Fransa maçları ve İzlanda rövanşı. Fransa'nın teknik kapasite üstünlüğü ve gol bölgelerindeki efektif ayakları kurt çalıştırıcıyı bu plana itmişti. İzlanda'nın ise hava üstünlüğünü kırmak için uygulamıştı bu oyun tarzını...

Dev derbiyi Ömer Çetin Engin değerlendirdi

Beşiktaş çok formda... Takım Josef'in gelmesiyle birlikte belirgin bir yukarı ivme yakaladı. Niye özellikle Josef. Bunu G.Saray maçı öncesi de yazmıştım. "Josef'in takıma katılması sadece kontra veya yerleşim hatalarından gol yeme sayılarını düşürmedi, Atiba'nın ofansif yönünün de ortaya çıkmasını sağladı. Ati bu sezon bir sakatlık olmazsa muhtemelen Beşiktaş'taki gol ve asist rekorunu kıracak" demiştim.

Derbi galibiyetini Beşiktaş'ın fiziksel gücü belirledi desem yeridir.

Beşiktaş'ın Süper Lig'i sürklase ettiği, Şampiyonlar Ligi'nde top cambazı Porto'ya meşin yuvarlağı göstermediği o fırtınalar estirdiği dönemde şüphesiz ki Atiba'nın payı büyüktü. Bir takımın ofansif hattındaki kramponlar, arkalarında açıklarını kapatacak bir oyuncunun varlığını bildikleri zaman güvenle kabiliyetlerini kullanırlar. Atiba da böyle bir futbolcu. Pozisyon bilgisi maksimum düzeyde olan Kanadalı, Kartal'ın rakiplerine saldırısında emniyet unsuruydu.

Abdullah Avcı'nın Trabzonspor'un başına geçmesinin faydalı olacağını tahmin ediyordum... Bir mantığı vardı bu düşüncemin. Bordo mavili ekip özellikle son yıllarda defansif olarak büyük sıkıntılar yaşadı. Hatırlarsanız geçtiğimiz sezon öne geçtiği maçlarda 30 puan kaybederek, şampiyonluğu Başakşehir'e hediye ettiler adeta.

Okan Hoca böylesine hızlı bir takımın karşısına çift forvetle çıkınca zaten eksilen orta blokumuz Leipzig için otobana döndü

ManU'nun teknik patronu, isimsiz gördüğü Boz Baykuşlar karşısında öyle kibirli bir diziliş ve oyun planına gitti ki, çoğunlukla Demba Ba'yı stoperlerinden biriyle tek bırakmaya bile cüret edebildi...

Uluslar Ligi’nde küme düşen bir takımı devraldı. Utanç duyduğumuz o günlerden göğsümüzü kabartan bu günlere sadece dokuz ayda taşıdı bizi.