Derviş'e dua

A -
A +

Herkesin gözü-kulağı Kemal Derviş'te. Kriz çıktığı için mi sayın Derviş geldi veya gönderildi, yoksa O, gönderilsin diye mi kriz çıkartıldı gibi sualler bir tarafa. Mevcut durum önemli. Herkes, kendini Kemal Derviş'e endekslemiş halde. Sanki ülkede hükümet yok ve sanki O, tek kişilik orkestra. Kaderin esrarlı tecellisi. Bir insan, Dünya Bankası'nda işinde gücünde çalışırken birden hangi görünmez şimşekler çakıyorsa ışınlanmışçasına kendini Ankara'da buluyor ve bir numaralı siyasi kişi konumuna yükseliyor. Hadise, Ahmet Necdet Sezer isminden sonra yaşanan ikinci şok veya sürpriz veya bilinmezliktir. Herhalde bir anket yapılsa itibar grafiğinin bir ve iki numaralı ismi bu insanlar olur. Heyhat ki anketçiler de bu aralarda nâmevcut. Kozada yarınlarımıza dair bir şeylerin örüldüğünden şüphe yok. 'Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'e dua ederek kendinize dua etmiş olacaksınız. Niçin? Bütün gözler, bütün ümidler O'nda. Bir parça ümid herkesin ekmeği olurken -ağzımızdan yel alsın- ya bir suikast olsa veya sekte-i kalb yahut bir şeylere sinirlenip "ne haliniz varsa görün!" diyerek çekip gitse yahut da O'nu kendileri için yakın tehlike gören DSP veliahdlerinin ittifakı ile harcansa. Öyle veliahdler var mı? Alenen yok. Bülent Ecevit de olmadığını söylüyor. Ancak kimbilir kimin gönlünde hangi aslanlar yatıyor. Muhakkak ki Derviş de istikbaline dair akıllı hesaplar içinde. Başkasının arazisine gecekondu kabilinden yapılanmalar çok da kalıcı değil. Onun için kendine yakın hissettiği bir siyasi harekete lokomotif olmayı düşünebilir. Veya başkaları bu kaftanı biçmişlerdir. O yüzden mevcut iş bir imtihan. "Sağdan Özal geldi bu da soldan Özal" Yorumları da var. Aman Özal gelsin de nereden gelirse gelsin. Lakin Kemal Derviş'e solculuk izafe etmek tartışılmaz mı? Toplumsal destek arayışına DİSK'ten başlaması solculuğuna bir işaret midir? Belki de tamamen tesadüf. Bunlar modası geçmiş kategori arayışları. Dediklerine bakmalı. Üç ay sabır istiyor. Talebin halka çok hoş geldiğini sanmayız. Fakat O da haklı elinde sihirli değnek yok. Sonra da üç hedeften söz ediyor. 1- Bunalımı önleme 2- Mart ve nisanda yüzde 10'u aşma tehlikesi gösteren enflasyonu düşürmek için makro ekonomik dengeleri oturtma 3- Yılın ikinci yarısında daralmayı büyümeye çevirerek büyüme hızını yüzde 7'ye çıkarma. 4- Bütün bunlar için pahalı olmayan dış yardımlar temin etme. Hükümet, her bakan unutuldu. Herkes gözünü-kulağını dört açmış bir insana bakıyor. Bıçak sırtı bir manzara. Türkiye'yi bu hale getirenler ne kadar da pişkin. Siz onları biliyorsunuz. Onlar da kendilerini. Kim nasıl izah edebilir? Türk milleti, kendisi hakkında alınan ekonomik tedbir kararlarını IMF ve Dünya Bankası'ndan sonra öğreniyor. Buna globalleşme de diyebilirsiniz. Egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu iddiasının su götüreceğini de söyleyebilirsiniz. Sanki tarih tekerrür ediyor. Tarih tekerrür ederken dua da tekrar etsin.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.