KARGAŞA DOLU BİR SEÇİM

A -
A +
Hani malûm o parlak unvanları, "süper güç", "dünya devleti", II. Cihan Harbi’nden SSCB’nin bu harpten 45 sene sonra çöküp dağılmasına kadar solmadan devam etti. Sovyetler Birliği sonrasında o parlaklık daha da arttı. Artık iki süper güç yoktu; "güçlülerin en güçlüsü" kalmıştı. Bu manzara, öteki Amerikan varlıklarıyla da buluşunca, buna bir de meşhur kısacık ve değişmez Anayasası ve pek inanılan Adaleti de dâhil olunca ABD’de cereyan eden seçimlerin yerkürede yapılan en doğru, tek tartışmasız seçimler olacağı düşüncesini hâsıl etmektedir. Ne var ki gerçek hiç de öyle değil: Mevcut Başkan Donald Trump, 2016’da ilk seçildiğinde netice, tartışmalarla sürüncemede kalmıştı. İkinci kere seçilmek için girdiği 3 Kasım 2020 Seçimleri de mahkeme kararıyla noktalanacağa benziyor. Bu seçimde Cumhuriyetçi aday Donald Trump ile Demokrat aday Joe Biden yarıştılar. Aldıkları oylar, birbirine çok yakın. Bu sonuç, tarafların mahkemeye gitmeleri için dayanacakları gerekçe olacaktır. 3 Kasım seçimlerinde 435 kişilik Temsilciler Meclisi’nin tamamı yenilenmekte. 100 kişilik Senato’nun ise üçte biri yenileniyor. Senato’da mevcut yapı şöyle; hâlihazırda Cumhuriyetçilerin 53 üyesi var. Demokratlar 45 üyeye sahip. 2 üye bağımsız. Fakat bu iki senatör Demokratlara destek vermekteler. Bu tablo şöyle tahlil edilebilir: Eğer; Trump, hem Temsilciler Meclisi’ni kazanır ve hem de Senato’daki farkı korursa mesele yok. Lakin Senato’yu rakip partiye kaptırırsa meclisi kazanmış olsa bile karar alabilme, iş yapabilme serbestliği çok zorlaşır. Aynı durum Biden için de söz konusudur. Meclis’i kazanıp Senato’yu da kazanamazsa o da çalışamaz… Amerikan seçimlerinde oy verme uygulaması, sanki kargaşaya yol açmaktadır. Dileyen seçmen, sandığa gitme tarihinden önce posta ile de oyunu kullanabilmektedir. 100 milyon seçmen, 3 Kasım’dan evvel bu şekilde oy verdi. Posta ile oy verenlerin daha ziyade DP’li olduğu söyleniyor. Bu usulün tesirden ne kadar âzâde olduğu şüphelidir. Klasik metotta seçmen, kapalı bir kulübeye girer ve tercihini yapar. Bu usulde ise iş yerinde, aile efradı, eş-dost arasında onlarla birlikte oy verilmediğini iddia etmek zordur. Sonrası da var. Sonrası şu; sandıklar kapanmasına rağmen postadan gelecek zarflar, cuma gününe kadar kabul edilecek. Onun için sandıkların kapanması seçimin bitmesi anlamına gelmiyor. Bu sistem, kaçınılmaz olarak baş ağrıtır, kargaşa çıkar. Trump-Biden çekişmesinin mahkemeye gideceği kesine çok yakın. Mahkemeye gitmek bir haktır. Haksızlığa uğradığına inanan her şahıs ve müessese bu hakkını kullanabilir. Buna bir şey denemez. Ancak bir husus var ki ürkütücü. Seçimi kaybeden parti taraftarının sokağa çıkma, yağma ve çapul yapma tehlikesi, sıkça dile getirilmekte. Dahası Cumhuriyetçilerin iyi silah kullandıklarına bilhassa atıf yapılmakta. Amerika’da silahlanma serbestliği olduğundan, herkes silahlıdır!.. Bu ihtimal yaşanırsa çok müessif neticeler doğabilir. Kimin kazandığından ziyade işte satır başlarıyla Süper Güç seçimi. Bu manzaraya bakınca Türkiye’de hâkim teminatı altında yapılan seçimlerin hakkını teslim etmek gerekir. Ancak bizim, bu meseleden çıkaracağımız bir ders daha var: ABD’de 78 yaşındaki Joe Biden ile 76 yaşındaki Donald Trump başkanlık için kıran kırana bir yarış içindeler. Trump seçilirse üçüncü kere aday olamayacak ve 80 yaşında yerinden ayrılacaktır. 3 Kasım 2020 itibarıyla Biden işbaşına gelirse 82 yaşında görevi tamamlayacak ve herhâlde ikinci kere seçilmek için bir daha aday olacaktır. Tabiî ki ömürleri yeterse. Soru şudur: -Bu her iki ismin bu yaşlarda Başkanlığa kalkışmaları yanlış mıdır? Hayır değildir. Bizde belki Kanuni ve Abdülhamid Han gibi 72 ve 76 yaşlarını gören bir-iki istisna dışında Devlet Reislerimiz, ileri yaşları pek bulamadılar. Ama bereketli ömre sahip Mimar Sinan, keza medeniyetimizdeki isimlerden Şeyh Sâdi gibi sanatkârlar, unlarını eleyip eleği asmamış, ustalık eserlerini bu yaşlardan bile ileride vermişlerdir. Aynı zamanda büyük bir Dîvân Şâiri olan Şeyhülislâm Yahya Efendi, IV. Murad ile Revan Seferi Hümayununa çıktığında 82 yaşındaydı. Ardından yapılan Bağdat Seferi Hümayununda ise 85 yaşını ortalamıştı… Kaderin cilvesine bakmalı ki bu seferden sonra Sultan Murad, 27,5 yaşında vefat edecektir. Bu kadar genç olmasına rağmen devlete çekidüzen veren Hakandır. 3 Kasım ABD seçimlerinin bize bir gerçeği daha hatırlatması gerektiğini düşünüyoruz: Bu seçimler, âdeta, İzmir zelzelesini, Azerbaycan zaferini gölgede bıraktı. Bütün dikkat ve yorumlar Washington’a döndü. O hâlde şöyle diyebiliriz: -Ne gün bizdeki seçimler de ABD, Japonya, Rusya, Avrupa’da… buraların kendi iç seçimleri gibi takip edilirse; o gün Türkiye, Cihan Devleti olmuş demektir! Şu var ki biz, dün, nizâm-ı âlemi tesis ederken hep âdildik, yarın yine âdil olacağız. Çünkü biz, insanı azîz biliriz. Bugünün dünya devlet veya devletleri ise ülkeleri vurup-kırıp merkezlerine taşımasalar birbirlerini yerler.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.