Alternatif faşizm

A -
A +

Social Justice Warrior (sjw), yani Sosyal Adalet Savaşçıları tabirini duydunuz mu bilmiyorum. Bir zamanlar feminizm, çevre veya ırkçılık gibi konularda mücadele eden aktivistler için kullanılıyordu bu tanım. Ve olumlu bir çağrışıma sahipti. Her ne kadar orta sınıfın kendisini önemli hissetmesi ve oyalanması için başlatılmış bir hareket olsa da bir zararı yoktu.

Fakat son zamanlarda “gizli faşizm” veya “alternatif faşizm” olarak da tanımlanan bu tepki hareketinde işler iyice çığırından çıktı. Artık “Sosyal Adalet Savaşçısı” kavramı, içi boş sloganlarla kurusıkı atan ve saldırgan tutumlarıyla dikkat çeken bir grubu aşağılamak için kullanılıyor.

Peki, ne iş yapıyor bu savaşçılar? Özellikle sivil haklar, kimlik politikaları, cinsiyet veya dezavantajlı bireylerle ilgili konularda yanlış yapan bir kurban bulunuyor. Sonra bu kişinin kariyerini bitirmek için topyekûn linçle itibar suikastı yapılıyor.

Bu grup üyeleri genellikle yüksek desibelli ortamlardan hoşlanıyorlar. Hiçbir şeye şaşırmamak, her türlü anormali normal görmek gibi bir özellikleri var. Mağduriyetten besleniyor, konu ne olursa olsun tüm insanlığa sesleniyorlar. Dünyaya nizam verme iddiasıyla, zikrini beğenmedikleri kişilere ha bire ceza kesiyorlar.

Ve hep çok öfkeliler.

Mesela seyrettikleri bir filmde siyahi bir oyuncu yoksa hemen harekete geçip sosyal medyada yönetmene saldırıyorlar. Kadınlara yönelik hafif olumsuz bir cümle duyarlarsa, hemen organize olup bu cümleyi kuranı doğduğuna pişman ediyorlar. İş başvuru formunda cinsiyet bölümünde “erkek” ve “kadın” dışında seçenek yoksa o şirketi kurulduğuna pişman ediyorlar.

Cinsel yönelimler konusunda ters bir yorum yapmaya kalksanız ortalık toz duman oluyor. Anında tacizci, homofobik veya gerici olarak yaftalanıyorsunuz.

Hele birisi sokak köpeklerine laf etsin. Dünyayı başına yıkıyorlar.

             ***

Sosyal medyada bir hesap görmüştüm. Kadının profil fotosunun altında “Beyazlar sakın DM’den mesaj atmasın. Hepsinden nefret ediyorum” diye bir not vardı. İşin ilginci bunu yazan kadın gayet beyazdı.

Siyahilerin haklarını korurken beyaz düşmanı olmak, ırkçılık karşıtı gösteride faşizan sloganlar atmak, kadın haklarını savunurken erkekleri yerin dibine batırmak kulağa garip geliyor. Ama yaşanan durum resmen bu.

Her insan yaradılışı gereği bir davaya sahip olmak ister. Ve bu dava uğruna mücadele etmeyi arzular. Ama herkes doğru davanın etrafında birleşirse, bu bazılarının işine gelmez.

İşte bu yüzden birileri suni davalar oluşturup insanların önüne atıyor. Kalabalıklar saçma sapan işlerle uğraşırken, onlar da asıl davalarına bakıyor.

Mesele bu galiba!

             ***

Sosyal Adalet Savaşçıları için kadına “bayan” demek, görme engelli bireye “kör” demek veya apartman görevlisine “kapıcı” demek ağır suçlar kapsamında değerlendiriliyor.

Bu kültürün içinde zenciden siyahiye, siyahiden Afrika kökenliye, özürlüden engelliye, engelliden özel gereksinimli bireye doğru uzanan bir dilsel arınma yolculuğu yaşanıyor.

Ama inanın, yaşadığımız hayat bozukken dilimizi ve dış görünüşümüzü istediğimiz kadar düzeltelim, değişen bir şey olmaz. İnsanlar attıkları sloganlara uygun yaşasalar, o sloganların atıldığı gösterilere zaten gerek kalmaz.

Köre “kör” diyene saldırmak yerine, görme engelliler için neler yapılabilir konusuna kafa yormak lazım. Çünkü saygı ve nezaket tavırla ilgili bir durumdur. Bozuk zihniyetler sadece dille tamir edilmez. Bağırarak, öfkelenerek, slogan atarak ve sadece vitrinde düzenleme yaparak dünyaya adalet falan gelmez.

Tamam, dili dikkatli kullanalım. Ama dile çok fazla odaklanıp bir şeyleri de kaçırmayalım.

Bir keresinde lokantada garsona “Lavabo var mı acaba?” diye sormuştum. Durum da biraz kritikti. Adam önde, ben arkada lokantanın içinde bayağı bir yürüdük. Ve yürüyüşümüz beyaz bir lavabonun önünde sonlandı.

Adam döndü gitti. Etrafa baktım. Tuvalet falan yok.

Nazik olacağız diye sıkıntıya giriyorduk az daha...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.