“Yaptığınız haksızlık öğretmenim!..”

A -
A +
“Öğrencileriniz arasında ayırım yapıyorsunuz. Üstelik de bana kaba kelime kullandınız!”
 
Demet’in, o sene gelmeyen Eda öğretmeni sonrasında yaşadıklarını anlatmaya bugün de devam ediyoruz...
Demet, yeni vekil öğretmen için “mutlaka yanılıyorum, biraz daha iyimser olmalıyım” diye kendine telkinde bulundu.
Bir beden eğitimi dersinde öğretmeni "mendil kapmaca" oyunu oynatmak istedi. Her zamanki gibi yine Aslı’yı çağırarak mendili tutmasını söyledi. Demet’in kalbi atmaya başlamıştı. İçinden; “dur bakalım neler olacak?” dedi. Oyunun birkaç tekrarından sonra Demet, Aslı’nın değişmesini bekledi. Fakat öğretmenin herhangi bir değişiklik yaptığı yoktu... Daha fazla bekleyemedi, parmak kaldırarak söz istedi.
Öğretmeninin; “söyle Demet” demesi üzerine; “öğretmenim dersin başından beri mendili Aslı tuttu, değiştirmediniz. Bize de sıra gelecek mi? Ben de mendili tutmak istiyorum” dedi.
Öğretmeninin gülen yüzünde birden sert çizgiler belirdi. Kaşlarını çatarak Demet’e döndü ve “Ukalalık yapma Demet, ne yapacağımı sana mı soracağım?” diye azarladı. Demet yıkılmıştı, yüreğindeki güven duygusunun, öğretmen sevgisinin hırpalandığını hissetti. Böyle bir cevap beklememişti. Hem yapılan haksızlık, hem de söylenen sözler kendisini yaralamıştı.
Oysa “haksızlığa boyun eğmeyiniz” sözünü kendilerine öğretmeni öğütlemişti. Sanki gizli bir güç elini tutup havaya kaldırdı. Cevap verme arzusunu yenemedi. Öğretmeni Demet’in parmağını gördüğünde, memnun olmadığını hissettiren ses tonuyla “Yine ne var Demet'çiğim?” diye isteksizce sordu.
Demet, sözlerini itinayla seçerek konuşmaya başladı:
“Öğretmenim sizin bu yaptığınız haksızlık değil mi? Öğrencileriniz arasında ayırım yapıyorsunuz. Üstelik de bana kaba sözcük kullandınız, size yakıştıramadım öğretmenim. Oysa bizler sizden hep güzel şeyler duymak isteriz.”
Öğretmen, Demet’ten böyle bir cevap beklemiyordu. Hem kızmış, hem de mahcup olmuştu. Öğrencisinin bu şekilde konuşmasını “ukalalık” ve “meydan okuma” gibi algıladı. Tahammül edemedi. Öfkesi sabrını aşmıştı: “Sen ne terbiyesiz bir çocuksun. Ne hakla bana akıl veriyorsun? Buradan defol git gözüm görmesin” diye bağırdı.
Demet, bu olup bitenler karşısında yıkılmıştı, fazla duramadı. Gözlerinden akan yaşlarla oradan kaçar gibi uzaklaştı. Bağırarak ağlamamak için yumruklarını ısırıyordu. Soluk soluğa evlerine geldi. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.