“Ve kıl heybemde taze lor peyniri…”

A -
A +
“Onun sütünü içtik hep, onun yoğurdunu yedik. Tereyağımız da ondandı, ayranımız da…”   Kendimi bildim bileli on, on beş keçimiz vardı; 1940’lı, 50’li, 60’lı yıllarda Akseki’nin Gödene köyündeki evimizin hayatında. Biz “hayat” değil, “hayıt” derdik. Yalnız bizim değil, yaklaşık 120 hanenin her birinde… Ya üç beş fazla; ya üç beş eksik… Yukarı mahallenin keçi sürüsünü çoban Tokuç Ahmet (Ahmet Ergüven) güderdi; aşağı mahalleninkini Çoban Hasan… (Hasan Keskin) Keçinin bizim yaşayışımızdaki değeri çok büyüktü. “Niçin, koyun ya da sığır değil de keçi?” diyeceksiniz. Toros sıradağlarının arasına sıkışmış bir köyde, kolay mı koyun beslemek; sığır beslemek? Arazi nerede, otlak nerede? Keçi için bunların hiç mi hiç önemi yok… Kırlar, bayırlar, tepeler, dağlardır; onun beslenme kaynağı… Kedi gibi çevik bir hayvandır keçi. Çıkılamaz dediğiniz yere de çıkar; inilemez dediğiniz yere de iner. Akdeniz iklimine özel maki denen kısa, bodur bitkiler, en sevdiği besindir onun. Köyümüzde, istisnasız her evin, asıl geçim kaynağı keçi idi. Düşünüyorum da onun sütünü içtik hep onun yoğurdunu yedik. Tereyağımız da ondandı, ayranımız da… Dahası kentlilerin “lor peyniri” dediği “keş”imiz ve çökeleğimiz de… Ve 12 yaşına kadar keçi etinden başka et yemedim ben. Kurban Bayramlarımız da onlarla şenlenirdi; etlerinden yaptığımız kavurmaları katık olarak eklediğimiz yemeklerimiz de… Hani şair; “Türkiye, Türkiye, ekmeğim tuzum Türkiye!/Omzumda mavzer, koynumda çevresin/Ve kıl heybemde taze lor peyniri…” der ya! Evet, bizim lor peynirimiz keçi sütünden olduğu gibi, kıl heybemiz de keçi kılından idi. Yalnızca heybe değil, ince-kalın iplerimiz, küçük-büyük her türlü torbamız, çuvalımız, haralımız…  Ayrıca evlerimizde halı ve kilim yerine kullandığımız “çul”larımız da… Unuttuklarım da vardır mutlaka. Bunlar benim aklıma ilk geliverenler… Ya derisi, ya derisi? Keçimiz olmasaydı, neyden yapıp giyecektik çarığı? Özellikle benim gibi Toroslar’da doğup büyümüş insanlar için, “Bizim birinci sadık yârimiz kara toprak ise ikinci sâdık yârimiz keçilerdir” desem, haksız mıyım? Haklı mıyım, haksız mıyım; ona siz karar verin de, onca yararlandığımız keçilerimize karşı çok büyük haksızlık ettiğimizi söyleyeceğim ben. Neden mi? Anlatayım… DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.