Akıllı telefonlara yenilen kitaplar

A -
A +
 “Yeni Zelanda’da eğitime çok önem veriliyor. Bunu kütüphanelere verdikleri önemden anlıyorsunuz...”
 
Ara ara sizlere Yeni Zelanda’ya yaptığım geziyle ilgili tuttuğum hatıralarımı gönderiyorum. Bu da onlardan bir tanesidir...
Kivililerde resmî okul eğitimi 5 yaşında başlar. Örnek olarak 8 yaşında olan torunum şu an 4. sınıfta okuyor. Bazen sabahları onu okula bırakıyor, bazen de saat 15.00'te alıyordum. Okulun yerleştiği alan en az yüz dönüm. İçinde yüzme havuzları, parklar, arı kovanları, spor alanları kısaca doğayla hayatla ilgili ne isterseniz var. Çocuklar, özellikle torunum Defne, ağaçlarda gezip stres atıyor. Öğrenciler hem okul alanında, hem de sınıflarda ayakkabısız geziyorlar. Ortak alanlar yumuşak asfaltla kaplı, yani öğrencilerde kolaylıkla yaralanıyorlar.
Okul dönüşü Demet'le kütüphaneye uğruyorduk. Defne "kütüphane" diyemiyor ama onun yerine “kitaphane” diyordu. “Kütüp” Arapça kitaplar demek aslında. “Kütüp-hane” de kitapların bulunduğu yer anlamında dilimize yerleşmiş bir kelime. Gelelim konunun özüne.
Bizim Yeni Zelanda'da yaşadığımız semt sanırım en güzel iki semtten birisi Auchland'da. Kivililer için kütüphane çok önemli bir buluşma noktası. Remuera en büyük caddesi. Kütüphane ana cadde üstünde ve kavşak noktalarının ortasında. Bayağı da büyük ve cephesi geniş bir mekân ve insanlar için hâlen iyi bir buluşma noktası. Kütüphanede çay kahve, hatta pasta yemek mümkün... Hemen bütün çocuklar ve gençler orada…
Ben 1968 yılında 6 ay İngiltere'de kalmıştım. Herkes kitap okurdu metro ve otobüslerde. Son gidişlerimde artık herkesin elindeki akıllı denilen telefonlarla oynadığına şahit olmaya başladım. Ama Yeni Zelanda’da eğitime çok önem veriliyor. Bunu kütüphanelere verdikleri önemden anlıyorsunuz. Merak ediyorum ülkemizde bu şekilde aktif çalışan demeyeyim normal öğrencilerin dışında kütüphaneye hiç giden insan ve içinde insan bulunan kütüphane kaldı mı? Birkaç sene öncesinde bir iki defa Beyazıt’taki kütüphaneye uğradım. İçeriye giren kimselerin kimlik bilgisi yazılıyor ve kayıt alınıyor… Öğleden sonra saat 15.00 gibi gittiğim kütüphanede ben altıncı kişi olarak kayıt olmuştum. Düşünebiliyor musunuz koskoca kütüphaneye sabahtan ikindiye kadar altı kişi gelmişti… Bilmiyorum edebiyat ve tarih öğrencilerinin mecburiyetten gitmek zorunda kaldığı kütüphanelere gitme ihtiyacı olan var mı? Eskiden imza karşılığı alıp bir hafta sürede okuyup geri getirdiğimiz kitapların bulunduğu il halk kütüphaneleri şimdi ne hâldeler?
          Asst. Prof. Dr. Osman Nuri Yıldırım
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.