Vehbi Tülek

Sonradan gelen âlimler, i’râb hatâsı, hiçbir zaman bozmaz dedi. Birincisi ihtiyât, ikincisi ruhsat yoludur.

​Namazın kâmil olması, farzlarını, vâciblerini, sünnetlerini ve müstehâblarını yerlerine getirmekle olur.

Mâide sûresinde meâlen buyuruldu ki: "Sizin velîniz, Allah'tır ve Onun Resûlüdür."

​Resûl-i ekremin getirdiği açıkça bilinen şeylerin hepsini tasdik eden, mümin olur.

"Düşmanla karşılaştığın zaman düşmandan değil, Allahü teâlâdan kork!"

“Büyüğümüze hürmet, küçüğümüze merhamet etmeyen bizden değildir...”

Resûlullah efendimizin huzuruna biri geldi ve şöyle sordu: “Allahü teâlâ en çok kimi sever?”

Müslümanların, birbiri ile karşılaştıkları zaman, müsâfeha etmeleri sünnettir.

“Yedi sınıf insan vardır ki; Allahü teâlâ (o yedi sınıf kimseyi) Arş’ın gölgesinde gölgelendirir."

"Kim, Allaha isyan edenleri beğenirse, râzı olursa, Allahü teâlâ onun ibâdetlerini kabul etmez.”

Karz-ı hasen; Allah rızâsı için, hiçbir dünyâ karşılığı beklemeksizin, ihtiyâç sahiplerine borç vermektir.

Peygamber efendimiz buyurdu ki: “Bizim ile münâfıklar arasındaki fark, yatsı ve sabah namazlarında bulunmaktır.''

“Allahü teâlânın Cehennem diye bilinen bir yeri vardır ve seni de oraya bekçi yaptı!.."

Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: "Ferâiz ilmini öğrenmeye çalışınız! Bu ilmi gençlere öğretiniz!"

Cebrâil aleyhisselam buyurdu ki: “Hazreti Mikâil, Cehennem yaratıldığından beri gülmemektedir.”

"Buradan hemen çık. Burada bir şey olacak. Burası birkaç gün içinde yıkılacak.”

"Biz, doğru yoldan sapanlar güruhu idik. Ey Rabbimiz, bizi buradan çıkar!"

"Gösteriş için ilim öğrenip bununla övünenin kıymeti, elbisesiyle övünen kişi gibidir.”

“Ey Rabbimiz, bizden öncekilere yüklediğin musîbetler gibi bize ağır yük yükleme...”

Dargın olan iki Müslümanı barıştırmak için aralarını bulucu yalan söylemek caizdir.