Vehbi Tülek

Özürsüz kılmadığı namazları hemen kaza etmek de farzdır. Kaza kılmayı geciktirmek de büyük günahtır.

"Eshâbımın hiçbirine dil uzatmayınız. Onların şanlarına yakışmayan bir şey söylemeyiniz!.."

"Mallarını Allah yolunda, gece-gündüz, gizli-âşikâr olarak dağıtanlar..."

Bir hacı, kendisine bahşedilen büyük nimetleri hatırından çıkarıp, gaflete düşmemelidir.

Bütün peygamberler, her işlerinde, tevâzu göstermiştir. Eshâb-ı kirâmın hepsi de, elbette böyle idi.

Resûl-i ekrem efendimiz buyurdu ki: "Bu kadar hasletlerin bulunduğu kimse, muhakkak Cennete girer."

“Süfyân-ı Sevrî bir adamı ziyâret ettiği zaman, 'Allahü teala seni ateşten korusun' diye duâ ederdi.”

Resulullah efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) mucizelerinden biri de yiyeceklerin çoğalması idi.

“Yahudiler, Allahın kadrini gereği gibi tanıyamadılar. Çünkü; (Allah hiçbir insana, hiçbir şey indirmedi) dediler."

Âhırette Cennet ile Cehennemden başka yer de yoktur. "A'râf"da kalanlar, bir müddet sonra Cennete gideceklerdir.

Duâ eden, önce kendisine, sonra ana-babaya ve diğer müminlere duâ etmelidir.

Kadın, cenâze taşımaz. Mürted olunca öldürülmez. Ellerini, ayaklarını, kına ile boyaması câizdir.

​Eshâb-ı kirâmın en üstünleri, Resûlullahın (sallallahü aleyhi ve sellem) dört halîfesidir.

Allahü teâlâ, Davud aleyhisselâma buyurdu ki: "Benden başkasını arayan, beni kaybeder."

“İslâmiyetin başlangıcı teslimiyet, îmânın başlangıcı ise rızâdır. En kıymetli amel edebdir."

“Süfyân-ı Sevrî bir adamı ziyâret ettiği zaman, Allah seni ateşten korusun diye duâ ederdi.”

Duânın kabulünün ümit edildiği vakit tam belirli olmayıp, muhtelif vakitler arasında bulunmaktadır...

"Kıyamette 'Ya Rabbi, zerre kadar imanı olanı Cennete koy!' diyeceğim. Hepsi şefaatimle Cennete girecek.”

Eshâb-ı Suffa, dört yüz kişi kadar olup, Resûlullah efendimizin mescidinin sofasında bulunurlardı.

İbrâhim Halvetî buyurdu ki: "Kim, fısktan günahtan râzı olur beğenirse, onu yapanlardan olur."