Vehbi Tülek

Sadaka, Allahü teâlânın rızâsını, meleklerin muhabbetini kazandırır, insanların gönüllerine sevinci yerleştirir. Bedeninden hastalık ve belâları, malından âfeti giderir.

"Peygamberlerin; dinleri ihtilaflı, hattâ birbirlerine zıt hükümleri bulunduğu hâlde, hepsine îmân ve tasdik etmemiz lâzımdır."

“Evliyâlar, dünyada dostla düşmanı ayırmazlar. Dostlara yaptıkları iyi muameleyi düşmanlara da yaparlar..."

"İnsanlar irâde sahibidir. Düşüncelerinde ve hareketlerinde hürdür. Fakat, düşünceleri ve işleri, bir sebebe bağlıdır."

Haramı, helâli, şüphelileri bilmeyen, bunları birbirinden ayıramayan, haramdan kurtulamayıp, ibâdetleri boşa gider.

Resûlullah efendimiz buyurdu ki: “Dünyâ fitne ve belâdır. Her ümmetin bir fitnesi vardır. Benim ümmetimin fitnesi dünyâyı sevmek ve mal toplamaktır.”

İbrâhim aleyhisselâm, üzerinde dört satır yazılı bir taş buldu. Birinci satırda: “Ben Allahım. Benden başka ilâh yoktur, öyleyse bana ibâdet ediniz” yazıyordu.

Allahü teala buyurdu ki: "Muhammed aleyhisselâm olmasaydı, Âdem Peygamberi yaratmazdım. Muhammed aleyhisselâm olmasaydı, Cenneti, Cehennemi yaratmazdım."

"Kızdığı zaman istediğini yapabilecek bir kimse, kızmazsa, Allahü teâlâ kıyâmet günü onu herkesin arasından çağırır. Cennette istediğin yere git der."

"Yahudilere ve Hristiyanlara benzemeyiniz! Yahudiler parmakları ile işaret ederek, Hristiyanlar elleri ile işaret ederek selam verir!"

"İnsanların en üstünü, ceza vermeye gücü yettiği hâlde affedenlerdir, insanların aklı en noksan olanı ise, kendinden aşağıda ve güçsüz olanlara zulmedenlerdir."

Bir zaman gelecek ki, o zamanın müminleri, emirlerin birini yapabilip, dokuzunu bıraksalar, Cehennemden kurtulurlar.

“Ey ümmetim! Beni Peygamber olarak gönderen Allahü teâlâya yemîn ederim ki, fakîr akrabâsı varken, başkalarına verilen zekâtı, Allahü teâlâ kabul etmez.”

Kalbin feyizlere, marifetlere kavuşmasında, Allah adamının diri ve ölü olması arasında hiç fark yoktur. Onun kemâlâtı, ruhaniyetinden hiç ayrılmaz.

Allahü teâlâ zekâtın miktarını tayin etti. Çünkü insanların çoğunun mala olan sevgisi çoktur. Onlardan, mallarından verecekleri miktar hafifletildi.

Hadis-i şerifte buyuruldu ki: "Bir zaman gelir ki, insanlar din adamından, sokakta rastladıkları eşek ölüsünden kaçar gibi kaçarlar!"

“Müslümanlığı öğreniniz. Öğrenince de ondan yüz çevirmeyiniz. Doğru yola yapışınız. Bu yol, Müslümanlıktır. Müslümanlıkta sağa sola sapmayınız..."

Ferrûh Ebû Abdurrahmân, İslâm ordusu ile gazâya gitmişti. Yirmi yedi sene sonra döndüğünde evinde bir delikanlı gördü!..

"Ey insanoğlu! Ölüm sana yaklaşmaktadır. Fakat sen geleni görmüyorsun! Gidişin bir ziyâret gidişi değil, geri gelmeyeceksin!"

Nebiyy-i muhterem efendimiz buyurdu ki: “Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse Cennete giremez.”