Vehbi Tülek

Resûlullah efendimiz buyurdu ki: "Zevci uzakta olan kadınların yanlarına gitmeyiniz! Çünkü şeytan, kan gibi damarlarınızda dolaşır."

Ayakta duramayan veya ayakta durunca, hastalığının uzayacağını çok zanneden hasta, namazını oturarak kılıp, rükû için bedenini biraz eğer.

“Güzel ahlâk üç kısımdır: Allahü teâlâya şikâyeti terk etmek. Tam bir teslimiyetle O’nun emirlerini yerine getirmek ve mahluklara karşı iyilikle muamele etmek.”

Biri Mescid-i harama gelip, “Cömert dedikleri kimseler nerededir?” dedi. Sofileri işâret edip, “Cömert denen kişiler bunlar mıdır?” diye sordu!..

Hazreti Ali (radıyallahü anh) buyurdu ki; “Âlim, ilmi ile amel etmezse, câhil, ondan ilim öğrenmekten geri durur.”

Resûlullah efendimiz buyurdu ki: "Kim Allahü teâlânın helâl kıldığını helâl, haram kıldığını haram kabul ederse, o kimse akıllıdır."

Hadis-i şerifte buyuruldu ki: "Eve girerken Besmele çekilirse, şeytan, 'Bu eve girmeme imkân yok' der, dönüp gider."

"Sonunda dünyâdan ayrılacağınız için kendinizi ondan ayrılmış kabul ediniz. Bir gün mutlaka tadacağınız için ölümü tatmış gibi olunuz."

El-Verrâk hazretleri nefsi için başkasına kızmaz, intikam almak aklına bile gelmezdi. Hep yumuşak davranır, sabrederdi.

"Allahü teâlâ Âdemoğlunu yarattı. Hangisinin daha güzel amel işlediğini denemek için onları dünyâya yerleştirdi. Sonra onları kabir âlemine nakletti."

"Allahü tealanın her işinde, hikmetler vardır. Kullarına iyi olanı, faydalı olanı vermeye, kimisine sevap, kimisine azap yapmaya mecbur değildir."

Rum imparatorları, İran şahları, Resûlullah efendimiz kadar ihsân yapamazlardı. Fakat kendisi sıkıntı ile yaşamayı severdi.

Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) “Lâ ilahe illallah deyinceye kadar insanlarla muharebe etmeye emrolundum” buyurdu.

“Ümmetimin en hayırlıları, en üstünleri, zamanımda bulunanlardır. Onlardan sonra en hayırlıları, onlardan sonra gelenlerdir..."

Peygamber efendimiz buyurdu ki: “Ben, lanetleyici olarak gönderilmedim. Ben, ancak (Hakka) çağırıcı ve rahmet olarak gönderildim.”

Tefsîr, kelâm-ı ilâhîden murâd-ı ilâhîyi anlamak demektir. Kendiliğinden verdiği mana doğru olsa bile, meşru yoldan çıkarmadığı için, hata olur.

"Kim istiğfarı çoğaltırsa, Allahü teâlâ ona her keder ve gamdan bir rahatlık, her darlıktan bir çıkış yolu ve ummadığı yerden rızık nasip eder."

"Hiçbiriniz diğerine, 'Allahü teâlâ sana lanet etsin, Allahü teâlânın gazâbına uğra, Cehennemde yan' gibi bedduâlarla lanet etmesin.”

"Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Birbirlerini incitmezler, üzmezler. Bir kimse, din kardeşinin bir işine yardım etse, Allah da onun işini kolaylaştırır."

Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “Biriniz din kardeşinin cenâze işlerini görürse, kefenini güzel yapsın! Çünkü onlar, kabirleri içinde birbirlerini ziyaret ederler.”